diaryofjane

Aleyna Tilki'nin son günlerde çıkan yeni şarkısıdır.
İkinci kez dinledim ve yine müziğin güzel, sözlerin bomboş olduğunu düşündüm. Bu kızın videoları falan vardı sesi çok güzeldi, cevapsız çınlama da keza aynı şekilde. Bu şarkıda beni iten bir şeyler oldu bilemiyorum. Pop müzikle pek aram yok, sevmem değil ama aram yok. O yüzden genelde ordan burdan duyduğum ve sözleri ağzıma takılan şarkıları beğeniyorum, sen olsan bari pek keyifle dinlettiremedi kendini. Ayrıca sözlükte hâla "sorf oloyno tolko doyo sovmoyosoz" diyen, hater falan gibi kelimeleri kullanan, bir sanatçıyı tapacak gibi savunan bir kitlenin olduğunu görmüş olduk. Güzellik tartışılamayan bir kavram olsa tamam da, neden hâla sizinle aynı zevke sahip olmayan insanları yargılıyorsunuz anlam veremiyorum. Beğenmedim, aynı şarkıyı Rihanna söylese yine beğenmeyecektim, bu sözleri dünyanın en iyi söz yazarı yazsa yine beğenmeyecektim. Büyüyün biraz lütfen.

Ey Hollanda! Eey İsrail ! Eyy Almanya! Eeey Kılıçdaroğlu! Ey Demirtaş ! Milli iradeye sahip çıktık! Bunlar hain ! Bunlar fetöcü !

Patates yerler

Kendisi aptal olan kişilerin, bu tür insanların olduğunu düşünmeleri çok normal. Din inancı olan bir insan haliyle cennet cehennem kavramlarına da gönülden inanır, ve cehennem tasvirini az çok bilirsiniz. Derileri değiştirip yakmalar vs. İnancı olan kişi sırf karizmatik diye bunu göze almaz. İçinde köpek gibi inanıp dışına deistim/ateistim diyen tipler vardır muhakkak. Bu da onların gerçek bir inançlı olmadığını gösterir zaten. Müslümanların pek çoğu ateizmle aşık atamadıkları için "havalı olmak için ateyiz oluyonuz yavv" diyerek kendisini rahatlatıyor. Olay sadece bu.

Boyu 1.60ın altında olanlar sokağa çıkmadığı sürece Avrupa'nın bizi kıskanmasından hiçbir şey kaybettirmeyen sel baskınlarına yol açmış yağmurdur.

Doğrusu: Her gün yağmur yağabilir insan hata yapabilir.
İki yakın arkadaşımın anladığı: Her gün yağmur yağabilir salata yapabilir.
Benim anladığım: Her gün yağmur yağabilir insan altına yapabilir.

Bir arkadaş İHK grubunda Atatürkçülüğü kısa ve öz şekilde açıklamış. Başlıkta bahsi geçen kuş beyinlilerin okuyup bu yönde davranması çok da zor olmasa gerek, tabi işlerine gelmiyorsa ayrı konu.

Sanıyorum Atatürk karşıtı propagandaları Atatürkçü kitleyi hassaslaştırdı ve artık her şeyden nem kapar hale getirdi. Açıkçası ben de altında anlam aramıştım ama Gazi Mustafa Kemal ifadesinde bir yanlışlık göremediğim için üzerinde durmadım. Atatürk'ü sevmedikleri çok net değil mi zaten? Sevmediğini kanıtlamak için böyle şeylere takılmaya gerek yok.

Benim için imkansıza yakındır. Çaba gösteririm ama yapamam, çünkü tarifi olmayan hisleri ifade edecek doğru kelimeleri, mimikleri bulmak çok zordur. Tek taraflı değil, milyonlarca farklı düşünce ve duyguyu bir arada yaşayan, kendi içinde çatışan ve hem siyaha hem beyaza aynı anda hak verebilen biriyseniz bunun için kendinizi yırtsanız da başaramazsınız. Belki de güzel olan budur, insanın kendine özel pek az şeyinin kaldığı şu zamanlarda, kalbinizi birine açamamak çok kıymetlidir.

Hepsinin ceza-ödül sisteminin birbiriyle benzeşmesi ve buna rağmen birbirlerini yalanlıyor olmaları, dünyayı güzel bir yer haline getirecek sıkı tembihlerden ziyade, mantığı olmayan, yıllar geçtikçe değişebilecek kuralları dikta etmeleri, iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı değil inananlar ve inanmayanları ayırmaları.

Ne kadar direnirseniz direnin, mantığınızın sol dediğine duygularınız sağ diyorsa ve siz ister istemez sağa doğru yanaşıyorsanız duygularınız kazanmıştır. Genelde baskı altında tutulan duyguların olmadık anlarda yüzünüze vurmasıyla travma yaşatır. En mükemmeli ise, mantığının kabul etmediği hiçbir şeyi duygusal olarak da yaşayamayan insanlardır.

Kurtuluş savaşı, Çanakkale zaferi diye yıllarca çatlattığımız kitlenin kendisinin de kahraman olmaya ya da en azından kahraman olduğunu duymaya ihtiyacı vardı.
Biraz gaz, biraz çomarlık, bir tutam cahil cesareti ve ampülle ilgili her şey!
Tebrikler ! Nur topu gibi bir sahte destanınız oldu.

Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının çoğunluğunun isteğiyle başa gelmiş bir cumhurbaşkanı, yine sadece halkın isteğiyle indirilebilir. Erdoğan'ı sevmiyorum evet, fakat sömürgeciler iç işlerimize karışamaz, böyle durumlarda bize düşen milli iradenin seçtiği kişiyi sahiplenmektir. Ortalık yeterince karışık değilmiş gibi bir de İsveç çıktı başımıza.

Apolitik ama islamcı olmadığından emin olduğum babam ve laik olmakta seviye atlamış canım annem sayesinde tattığım mükemmel durum. Siyasi görüşümü seçmekte özgür bırakıldığım için gurur kaynağı olmuştur. En güzel tarafı, laik ebeveynlerime siyasal islamdan anarşizme kadar her konuda konuşup farklı fikirlerden savunmalar yapabiliyorum ve cephe almak yerine benimle beraber düşünüp beyin fırtınası yapıyorlar. Normal olan bu diye düşünüyordum fakat aile baskısıyla fikirlerini yönlendiren ve bazı görüşlerini açıklarken çekinen arkadaşlarım olduktan sonra kıymetini anladım.

Kendisine ve çevresine zarar veren sistemi, hain ilan edilmekten korktuğu için eleştiremeyen hatta yalayan kişidir.