Yönetmenliğini Özgür Güzelgül'ün yaptığı, ilk gösterimi yarın (17 Mayıs Çarşamba) saat 20:00'de, Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evinde gerçekleşecek olan belgeselin adıdır. Saygıyla.
(Edit: eksik harf)
Scott Pilgrim vs. the World, yönetmenliğini Edgar Wright'ın yaptığı 2010 yılı ABD yapımı sinema filmi. Bryan Lee O'Malley'nin Scott Pilgrim adlı çizgi romanından uyarlanmıştır.
mary elizabeth winstead'nın canlandırdığı Ramona Flowers karakteri ise insanı adeta büyüler
mary elizabeth winstead'nın canlandırdığı Ramona Flowers karakteri ise insanı adeta büyüler
anafartalar grubu kumandanı miralay mustafa kemal bey'in, çanakkale savaşı sonrasında söylediği iddia edilen ünlü sözü.
Yıl Milattan Önce 1200, yer Çanakkale Boğazı:
Mora Yarımadası ve bütün Hellas'a bir Miken Ekolü hakimdir, Yunanistan'da işgal etmedikleri şehir kalmamıştır. Başlarındaysa Kral Agamemnon vardır. En sonunda Agamemnon ve kurmayları çeşitli olayları bahane ederek Hellespontos'a, yani şimdiki ismiyle Çanakkale Boğazı'na gözlerini diker. İşte insanlığın en trajik hikayesi burada yazılır; Troya tam 9 yıl boyunca kuşatmaya direndikten sonra düşer ve Agamemnon şehri yakıp küle çevirir. Fakat bu topraklar bugün bile ağıt yakar Hektor için, Sarpedon ve Priamos için. Çünkü yurtlarını ve insanlarını savunmaktan gayri hiçbir dilekleri yoktu onların.
Yıl Milattan Sonra 1915, yer yine Çanakkale Boğazı.
Batının işgalci kuvvetleriyle Anadolu halkları, 3100 sene arayla tekrardan karşı karşıya gelir. Tarihin cilvesi ya, İngiliz zırhlı gemilerinden birisinin adı Agamemnon'dur. İşgalciler yine saldırır, Anadolu yine savunur. Ancak bu sefer muvaffak olamazlar.
Derler ki savaştan sonra Mustafa Kemal Atatürk boğazın kıyısına oturur ve denize doğru şöyle seslenir: "Öcünü aldım Hektor"
Yıl Milattan Önce 1200, yer Çanakkale Boğazı:
Mora Yarımadası ve bütün Hellas'a bir Miken Ekolü hakimdir, Yunanistan'da işgal etmedikleri şehir kalmamıştır. Başlarındaysa Kral Agamemnon vardır. En sonunda Agamemnon ve kurmayları çeşitli olayları bahane ederek Hellespontos'a, yani şimdiki ismiyle Çanakkale Boğazı'na gözlerini diker. İşte insanlığın en trajik hikayesi burada yazılır; Troya tam 9 yıl boyunca kuşatmaya direndikten sonra düşer ve Agamemnon şehri yakıp küle çevirir. Fakat bu topraklar bugün bile ağıt yakar Hektor için, Sarpedon ve Priamos için. Çünkü yurtlarını ve insanlarını savunmaktan gayri hiçbir dilekleri yoktu onların.
Yıl Milattan Sonra 1915, yer yine Çanakkale Boğazı.
Batının işgalci kuvvetleriyle Anadolu halkları, 3100 sene arayla tekrardan karşı karşıya gelir. Tarihin cilvesi ya, İngiliz zırhlı gemilerinden birisinin adı Agamemnon'dur. İşgalciler yine saldırır, Anadolu yine savunur. Ancak bu sefer muvaffak olamazlar.
Derler ki savaştan sonra Mustafa Kemal Atatürk boğazın kıyısına oturur ve denize doğru şöyle seslenir: "Öcünü aldım Hektor"
Simirna kızılı
1919 İzmir'inde geçiyor roman. Savaş sona ermiş ve ne kadar işgal gücü varsa İzmir'e çıkmıştır. Şehrin kime verileceği ise belirsizliğini korumaktadır. İtalyanlar ile Yunan hükümeti arasında sinsi ve örtülü bir rekabet sürüp gitmektedir.
Kitabın arkaplanında işgal, belirsizlik ve boyun eğme ile ayağa kalkma arasında gidip gelen bir güç savaşı varken yine İzmir'de Sovyet hükümeti için çalışan Pyotr, Sergey kendisiyle görüşemeden önce öldürülür. Rumların tedirgin bekleyişleri ve Türklerin dipten yürüyen ama işbirliğine, özellikle de İngilizlerle işbirliğine açık direniş arayışları arasında bu cinayetin peşine düşer Sergey. Bir yandan olası katilleri ve işbirlikleri araştırırken bir yandan da bilgi toplayacaktır ve yolu birçok sıkışmışlıkla kesişecektir...
(bkz:suphi varım)
1919 İzmir'inde geçiyor roman. Savaş sona ermiş ve ne kadar işgal gücü varsa İzmir'e çıkmıştır. Şehrin kime verileceği ise belirsizliğini korumaktadır. İtalyanlar ile Yunan hükümeti arasında sinsi ve örtülü bir rekabet sürüp gitmektedir.
Kitabın arkaplanında işgal, belirsizlik ve boyun eğme ile ayağa kalkma arasında gidip gelen bir güç savaşı varken yine İzmir'de Sovyet hükümeti için çalışan Pyotr, Sergey kendisiyle görüşemeden önce öldürülür. Rumların tedirgin bekleyişleri ve Türklerin dipten yürüyen ama işbirliğine, özellikle de İngilizlerle işbirliğine açık direniş arayışları arasında bu cinayetin peşine düşer Sergey. Bir yandan olası katilleri ve işbirlikleri araştırırken bir yandan da bilgi toplayacaktır ve yolu birçok sıkışmışlıkla kesişecektir...
(bkz:suphi varım)