Temelde doğada ki 4 elementi kullanarak ölümsüzlüğü veya sıradan cisimleri altına çevirmeyi bulmayı amaçlayan eski bir bilim dalı. Günümüzde bilim olarak kabul edilmese de modern kimyanın temellerin atılmasında çok büyük rol oynamıştır. Ruh ve beden dünyevi özelliklerinden arınması için filozof taşına ihtiyaç duyar ve bu taş rivayetlere göre ölümsüzlüğü De beraberinde getirir. Maddeleri farklı formlara dönüştürmeyi de amaçlarlar ve ölüleri hayata geri döndürmeyi de denerler. İlk mısır'da ortaya çıktığı sanılsa da sümer ve babil lahitlerin de ve eski çin'de bile ilk simyanın öğretilerine rastlanılabilir. Simyalık cadıcılıkta da popülerdir. Orta çağ'da avrupa ve çevresinde cadıların ve cadı oldukları düşünülen kişiler ve toplulukların büyü yaparken simyadan yararlandıkları bilinmektedir. Ruhani güçlerle, ulaşamadığımız boyutlarla simya aracılığı ile bağlantı kurdukları söylenmektedir. Eski İslam alimlerinin de simyayı cinlerden öğrendikleri ve simyayı da bizim boyutumuza ait olmayan bir bilim olarak tanımladıkları söylenir. Islam coğrafyalarında bilim-büyü-din karısımı olarak tanımlanabilir. Hristiyan ve yahudi din adamları ise simyayı daha çok diğer tarafa açılan bir pencere olarak görürler. Şamanizm ve bazı doğa dinlerinde simya yoktur ama simyanın etkisinde kalmış bazı topluluklar Astral seyahatin henüz adının bile konulmadığı dönemlerde, çeşitli ayinler yapıp ruhlar ve tanrılar diyarlarına gidip kendileriyle iletişim kurar ve öğretilere vakıf olmuş bir şekilde dönerlerdi. Tabii bunların hepsi rivayetlerden öteye geçmiyor. Simyanın herhangi bir bilimsel dayanağı yoktur.
Edit:imla