kolektif bilinçaltı

iron
Fobiler hakkında izlediğim bir belgeselde çiçek fobisi olan insan olmadığı söyleniyordu. Bu belgeselde İngiltere ve Avrupa ülkelerinde fare fobisinin en yaygın fobiler arasında olduğu belirtiliyordu. Peki, neden Avrupalılar'da çiçek fobisi görülmez de fare fobisi yaygındır. Belgeselde bu konuda görüşü alınan psikologlar şöyle diyordu: “Bunun nedeni muhtemelen Avrupa'da orta çağda yaşanan veba salgınlarıdır. Veba salgınından dolayı İngiltere'de bir zamanlar nüfusun % 40'ı ölmüştü. Demek ki bazı olaylar kolektif bilinçdışımızda fobi olarak kalabiliyor.”

Jung psikoz vakaları ile çalışıyordu ve bireysel bilinçdışı kavramının şizofreniyi açıklamaya yetmediğini gördüğü için kolektif bilinçdışı kavramını ortaya koydu. Felsefe din ve mitoloji bilgisi çerçevesi içinde, şizofrenilerin sabuklamalarını karşılaştırmalı olarak inceledi. Aralarında birtakım paralellikler buldu. Şizofreninin kişisel bastırma ile ilk çocukluk çağları olayları ile açıklanamayacak bir nedene dayanması, zihinde daha derin bir düzeyin (kolektif bilinçdışı) gerektiğini düşündürüyordu.

Jung'a göre bir insanın yılandan ya da karanlıktan korkması için yılanla karşılaşmış ya da karanlıkta kalmış olması gerekmez. Yılandan ya da karanlıktan korkma eğilimleri, atalarımızın kuşaklar boyu yaşantıları sonucu bize aktarılmış ve beyin dokumuza işlenmiştir.

Jung'a göre içinde doğduğu dünyanın genel bir imgesi, doğduğu anda insanın içinde zaten vardır. İnsan dış dünyasında içsel imgelerinin karşılığı olan nesneleri tanıdıkça, bu imgeler bilinçli gerçeğe dönüşürler. Örneğin, çocuk dünyaya geldiğinde kolektif bilinçdışındaki anne imgesi sayesinde annesini derhâl algılar ve onunla ilişkiye geçer. Dolayısıyla insanın algı ve eğilimlerdeki seçiciliği kolektif bilinçdışının içeriğiyle açıklanabilir. Bazı şeyleri kolaylıkla algılamamızın ve onlara karşı belirli tepkilerde bulunmamızın nedeni, kolektif bilinçdışında var olan eğilimlerimizidi

Jung'a göre kişiliğimizdeki en etkili güç tüm insanlık tarihinin deneyimlerini kapsayan kolektif bilinçaltımızdır. Jung'a bilinçdışı kavramını bir ada benzetmesi ile açıklardı. Adanın görünen kısmı bilincimizdir. Okyanus kolektif bilinçdışıdır. Ara sıra görülüp ara sıra yok olan kumsal ise bireysel bilinçdışıdır.

Kolektif bilinçdışı Jung'un psikolojiye en orijinal katkısı olmuştur. Jung'a göre kişisel bilinçdışı baskılanmış çocuksu isteklerden oluşmaktadır. Ancak Jung'a göre insanın düşüncesi ve beyni yalnızca kişisel bilinçdışının etkisi altında değildir. İnsanın düşüncesine ve beynine evrim etki etmiştir. Kolektif bilinçdışı tüm insanlar için ortaktır. Kolektif Bilinçdışı kavramını Jung'un sözleri ile daha iyi açıklayabiliriz:

Kalıtım yolu ile geçenler kolektif bilinçdışını oluşturur. Jung, Kollektif bilinçteki kalıtsal eğilimleri arketipler olarak adlandırmıştır. Arketipler bir kişinin benzer bir durumla karşılaşan atalarıyla benzer şekilde davranmasını hazırlayan zihinsel deneyimlerin daha önceden varolan belirleyicileridir. Arketipler, duygular ve zihinsel olaylar gibi yaşanır. Doğum, ölüm, hayatın belirli evreleri ve çok büyük tehlikelere verilen tepkiyle birleşir.