Periyodik olarak çıkan, her çeşit haberi ve fikri topluma ulaştırıp yayan tüm yayın ürünleri ve faaliyetleri olarak geniş anlamda tanımlayabileceğimiz “basın”, başka bir kaynakta ise “toplum içinde düzenli olarak yayınlanan, hedef kitlenin hizmetine verilmiş, haber ve bilgi öğelerinin, düşünce veya kanıların, biçim ve koşulların somutlaşmış şekli” olarak ifade edilmektedir.
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın türleri “gazete” olarak adlandırılırken; haftalık, on beş günlük veya aylık periyotlar şeklinde, çoğu gazeteden farklı olarak genellikle nitelikli kağıda basılıp dağıtılan, bilim, edebiyat, sanat, teknik, hukuk vb. alanlarda haber, makale, deneme, inceleme, araştırma, eleştiri türünde yazılar içeren ve genellikle resimli olarak çıkarılan ciltli yayınlara ise “dergi” adı verilmektedir. Günümüzdeki anlamıyla haber verme işlevini yerine getiren ilk yığınsal iletişim aracı gazetelerdir.
Sonraki yıllarda teknolojinin gelişmesine paralel olarak radyo ve televizyonun ve internetin yayıncılık alanına girmesiyle birlikte yeni gazetecilik terimleri de ortaya çıkmış; gazete ve dergiler için Yazılı Basın, radyo ve televizyonlar için Sözlü, Görsel ya da Elektronik Basın adlandırmaları yapılmaya başlanmıştır. Bütün bu basın-yayın araçları ve faaliyetlerine ise “medya” adı verilmektedir.
Gazetelerin öncüleri olarak sayılabilecek, 12-13.yy.larda ortaya çıkan haber mektuplarından, günümüzdeki gazetelere kadar, basın sektörü önemli gelişim evreleri geçirmiştir. Özellikle son yıllarda iletişim sektöründe görülen hızlı ilerleme bu süreçte en önemli ivmeyi sağlamış, beraberinde okuma yazma oranında da hızlı artış kaydedilmiştir.
Yazılı basının ortaya çıkışı kapitalist ilişkilerin ve ticaret burjuvazisinin gelişimiyle paralellik göstermektedir. Pazar ilişkilerinden kaynaklanan ticari burjuva ihtiyacı, ticaretin giderek yaygınlaşmasıyla uzaktaki gelişmeler hakkında daha sık ve doğru bilgi edinmeyi gerektirir kılmıştır. Kapitalist ilişkilerin bir sonucu, aynı zamanda da bir nedeni olarak ortaya çıkan hammadde ve yeni Pazar ihtiyacı nedeniyle, ticaret burjuvazisi için denizcilik ve uzak ülkelerden haber akışı, sağlıklı mal ve hammadde dolaşımı için önemli bir işleve sahiptir.
Bu nedenle eski ticari mektup dolaşımı, 14.yy.dan itibaren bir tür profesyonel haberleşme sistemine dönüşmüştür. Kapitalizmin gelişmesinde ve yaygınlaşmasında da itici etken olan bu süreçte büyük ticaret şehirlerinin haber dolaşımının merkezleri haline geldiklerini görmekteyiz.
Ticari pazarın sağlıklı olarak işleyebilmesi için ortaya çıkan ilk gazeteler, zamanla birer ticari metaya dönüşmüş, haber ve habercilik aynı zamanda bir ideoloji taşıyıcısı ve yayıcısı işlevini de yerine getirmeye başlamıştır.
Bireysel olduğu kadar toplumsal da olan iletişim süreçleri içinde gazetelerde yer alan haberler ve metinler, toplumsal ilişkilerin yeniden üretilip kurgulanmasını sağlarken, mevcut sistem de kendi ideolojik egemenliğini zihinlerde yeniden oluşturabilmek için gerekli ortamı bulmuştur.
Günümüzde medya kuruluşları aynı zamanda birer ticari işletme statüsüne kavuşmuşlardır. Genel olarak büyük bir sermaye gücü tarafından yönetilen bu örgütsel organizasyonlar, toplumsal iletişimin oluşumunu organize ederler. Bu araçların kitlelere yönelik yayınları “kitle iletişimi” olarak anılmaktadır. Tüm kapitalist işletmelerde var olan kâr etme arzusu basın işletmeleri için de söz konusu olduğundan, bu araçlar aynı zamanda var olan düzenin sürdürülmesi, kamuoyunun yönlendirilmesi ve gerektiğinde maniple edilmesi için, iktidarın elindeki en önemli araçtır.