karen horney

iron
1885 yılında Almanya'da doğdu. 1906 yılında babasının itirazlarına rağmen Berlin Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi. 1913 yılında yüksek lisans diplomasını aldı. Evlendi ve 3 kızı oldu fakat evliliğindeki problemler nedeniyle 1927 yılında boşandı. Ortodoks Freud'cu yaklaşıma bağlı olarak çalışmalarını sürdürdü. Fakülte üyesi oldu ve kadın dergilerine makaleler yazdı.

Düşünceleri Freud'cu düşüncelerle çatışmaya başladı. Bazı sorunların klasik psikanalizle çözümlenemeyeceğini düşünüyordu. Franz Alexanter 1932 yılında Horney'i Chicago Psikanaliz Enstitüsü'ne davet etti. 2 yıl sonra New York Psikanaliz Enstitüsü'ne öğretim üyesi olarak atandı. 1937 yılında ilk önemli yapıtı olan “Çağımızın Nevrotik İnsanı” adlı yapıtını yayınladı. 1939 yılında yayınlanan “Psikanalizde Yeni Yollar” adlı yapıtıyla Freud'cu görüşe karşı çıkmış ve kendi görüşlerini kesin bir şekilde ortaya koymuştur.

Horney, davranış bozukluklarının aile içi ilişkilerdeki aksaklıklar sonucu ortaya çıktığını ve sosyo-kültürel etmenlerin de bu öğrenme sürecini önemli ölçüde etkilediğini savunmuştur. Horney, 1952 yılında 67 yaşında ölene kadar çalışmaya, düşünmeye ve yazmaya devam etmiştir.

Diğerlerinden biraz daha farklıdır. İnsanların bütün davranışlarının altında yatan temel güdü korku ve kaygıdan uzaklaşma güdüsüdür. Temel gaye korku ve kaygıyı en aza indirgemektir. Korku ve kaygı davranışın altında yatan temel duygu durumudur.

Horney'de psikanaliz etkisinde kalmış ve psikolojik çözümlemesinde kişiliğin temel elemanı olarak endişe ve korku'yu ele almıştır.Kişi bu korku ve endişelerini gidermek için bazı davranış kalıpları(taktikleri) geliştirir.

Karen Horney, psikanaliz kuramının uzantısı ancak Freud'un kuramında mantıksız bulduğu noktalara karşı çıkmıştır. Freud'un kuramını mekanik ve biyolojik bulmuştur. Bu kuramın içgüdüsel ve genetik psikoloji tarafından sınırlanmış olduğunu ve bunu aşmasının gerekliliğini savunmuştur.

Kadının anatomik yapısı nedeni ile kendini eksik hissetmesi ve penise imrenme'ye tamamen karşı çıkar. Kadının psikolojisinin tek bir nedene bağlanamayacağını söyler. Kadın psikolojisinin temelinde, güvensizlik ve sevgiye dayalı ilişkiler kadınlar tarafından daha çok vurgulanmaktadır. Kadınlar yaşamlarında sevgi ve güven aradıklarını söylemektedir. Bu noktadan hareketle, oedipus karmaşası; çocuk- ana baba arasında yaşanan cinsel, saldırgan bir çatışma değildir. Bu anne-baba le çocuk arasındaki kusurlu yaşantılardan kaynaklanır. Bunlar; reddetme, aşırı koruma, cezalandırma gibi temel kusurlu tutumlardan kaynaklanmaktadır. ( Freud bu karmaşayı sadece yapısal bir nedene, Horney ise insan ilişkilerine bağlıyor. )

Çocuk, eğer kusurlu bir ortamda yetişmişse bir anksiyete yaşamaktadır. Horney, saldırganlığın doğuştanlığına inanmamaktadır. Saldırganlık, bireyin güven duygusunu koruyabilmek için geliştirdiği bir tutumdur. Çevreyi düşman olarak görürse, güvenini koruyabilmek için saldırgan davranır.

Horney, narsisizme karşı çıkar. Bir bireyin kendini gerçekten sevmesi olmayıp, güvensizlik duygusuna karşı geliştirdiği kendini aşırı önemli görme çabasından, duygusundan kaynaklanır.

Temel anksiyete; insanlararası ilişkilerdeki güvensizlik duygularından kaynaklanır. Ona göre çocuğun, düşmanca bir birikimi içerisinde bulunduran dünya içerisinde duyduğu yalnızlık ve çaresizliktir. Çocuğun çevresindeki çeşitli karşıt etmenler çocukta güvensizlik duygusunun gelişmesine neden olabilir.