Atatürk Ne mutlu türküm diyene vecizesinin sahibi, bir türkün dünyaya bedel olduğunu Gerek dersimde, gerek ağrıda gerek rizede, gerekse şeyh sait olayında gerici odaklara gösteren büyük bir liderdir.
Pkk'ya bu tarihi gerçekleri referans alarak karşı duruyorum, iyi partinin yapısı yahut bir başka partinin siyasal tercihi beni ilgilendirmez.
Uğur mumcuya gelince:
http://www.guncelmeydan.com/pano/ugur-mumcu-ve-kurt-dosyasi-erdal-sarizeybek-t26570.html
ideal atatürkçü
Atatürkçü olmak önce hümanist olmaktır.Devletinş sevmektir Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına mirasına sahip çıkmaktır.Vicdanı hür bağımsız rasyonel bilime inan bir bir birey olmaktır.atatürkçülük; her şeyden önce vatan ve millet için çalışmak..
ve onun sonucu olarak:
ulusal refah ve mutluluğu sağlama yolunda ilerlemektir...
hedeflere süratle varmak için;
tüm ekonomik güç ve araçların, ilerlemeyi, sağlayacak yönde, etkin bir şekilde kullanılması..
öğretimin; hem ilerlemeyi, hem de ekonomik yeterliliği sağlayacak, bilimsel ve teknik alanlarda verilmesini...
öngörmektedir.
ulusun bu hedefler doğrultusundaki;
bu çalışmada da yapılacak hareketlerin hiçbir şekilde engellenmemesini, saptırılmamasını ve hiçbir şekilde yavaşlattırılmamasını ister.
önüne bir engel çıktığı veya çıkarıldığı takdirde, bu engelin yıkılmasını, yok daha iyi yollar bulunmuşsa bu yolların takdirle izlenmesini ve zaman içinde değişen şartlara mutlaka uyulmasını ister.
tüm bunlar atatürkçülük'ün dinamik yönleridir.
koyduğu tüm ilkeleri ile de,
devlet kurumları ile halk ilişkilerinin, devlet ile din ilişkilerinin, halkın çeşitli sınıfları arasındaki ilişkilerin, yeterli ile yetersiz, iyi ile kötü karşısındaki davranışlarının nasıl olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
atatürkçülük; kendisinden önce ortaya çıkmış her türlü ekonomik, sosyal, siyasal ideoloji ve sistemlerin hiçbirisini benimsememiş ve kendini bunlara bağımlı kılmak gereksinimini de duymamıştır.
atatürkçülük tam manasıyla bir doktrin ve sistemdir. hem de öyle bir doktrin ve sistem ki, sadece siyasal, sadece sosyal, sadece ekonomik bir görüş ve düzenlemelerden ibaret olmayıp, tüm bunları ve buna benzer olanlarının hepsine cevap verebilecek bir kapsama sahiptir.
yine;
öyle bir sistemdir ki, felsefi temeli diyalektik materyalizm ya da idealizm değil, ulusal ve toplumsal şartların doğurduğu gereksinimler ve bunların tatmini yolunda gösterilen tamamıyla kendine has düşünce girişimlerinin tümüdür.
cumhuriyetçi ve laiklik ilkeleri ile saltanat, hilafet ve teokratik devlete dönüşü...
milliyetçilik ve devletçilik, devrimcilik ilkeleri ile sola gidişi...
yine devletçilik, devrimcilik ve halkçılık ilkeleri ile sağa gidişi kapatmıştır...
tüm bu ilkeleri ile;
salt sosyalizme, salt liberalizme günün şartları gereği yer vermez.
engin ve etkin bir devlet anlayışı taşır.
tam bağımsızlığı ön şart sayar. bu konuda en küçük bir taviz ya da toleransı reddeder.
devletin; diğer devletler veya milletin diğer toplumlar içindeki, şahsiyetini, benliğini kaybetmesine veya gölgelenmesine asla göz yummaz.
...
işte gerçek atatürkçülük böyledir.
gerçek atatürkçüler, atatürk'ün gösterdiği yol üzerinde ve koyduğu prensipler içinde yürüyenlerdir. onun koyduğu bu ilkeler dışına çıkanları, bırakın kendilerine başka bir ad, başka bir destek arasınlar. yeter ki, gerçek atatürkçülüğün ne olduğunu anlasınlar.”
ve onun sonucu olarak:
ulusal refah ve mutluluğu sağlama yolunda ilerlemektir...
hedeflere süratle varmak için;
tüm ekonomik güç ve araçların, ilerlemeyi, sağlayacak yönde, etkin bir şekilde kullanılması..
öğretimin; hem ilerlemeyi, hem de ekonomik yeterliliği sağlayacak, bilimsel ve teknik alanlarda verilmesini...
öngörmektedir.
ulusun bu hedefler doğrultusundaki;
bu çalışmada da yapılacak hareketlerin hiçbir şekilde engellenmemesini, saptırılmamasını ve hiçbir şekilde yavaşlattırılmamasını ister.
önüne bir engel çıktığı veya çıkarıldığı takdirde, bu engelin yıkılmasını, yok daha iyi yollar bulunmuşsa bu yolların takdirle izlenmesini ve zaman içinde değişen şartlara mutlaka uyulmasını ister.
tüm bunlar atatürkçülük'ün dinamik yönleridir.
koyduğu tüm ilkeleri ile de,
devlet kurumları ile halk ilişkilerinin, devlet ile din ilişkilerinin, halkın çeşitli sınıfları arasındaki ilişkilerin, yeterli ile yetersiz, iyi ile kötü karşısındaki davranışlarının nasıl olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
atatürkçülük; kendisinden önce ortaya çıkmış her türlü ekonomik, sosyal, siyasal ideoloji ve sistemlerin hiçbirisini benimsememiş ve kendini bunlara bağımlı kılmak gereksinimini de duymamıştır.
atatürkçülük tam manasıyla bir doktrin ve sistemdir. hem de öyle bir doktrin ve sistem ki, sadece siyasal, sadece sosyal, sadece ekonomik bir görüş ve düzenlemelerden ibaret olmayıp, tüm bunları ve buna benzer olanlarının hepsine cevap verebilecek bir kapsama sahiptir.
yine;
öyle bir sistemdir ki, felsefi temeli diyalektik materyalizm ya da idealizm değil, ulusal ve toplumsal şartların doğurduğu gereksinimler ve bunların tatmini yolunda gösterilen tamamıyla kendine has düşünce girişimlerinin tümüdür.
cumhuriyetçi ve laiklik ilkeleri ile saltanat, hilafet ve teokratik devlete dönüşü...
milliyetçilik ve devletçilik, devrimcilik ilkeleri ile sola gidişi...
yine devletçilik, devrimcilik ve halkçılık ilkeleri ile sağa gidişi kapatmıştır...
tüm bu ilkeleri ile;
salt sosyalizme, salt liberalizme günün şartları gereği yer vermez.
engin ve etkin bir devlet anlayışı taşır.
tam bağımsızlığı ön şart sayar. bu konuda en küçük bir taviz ya da toleransı reddeder.
devletin; diğer devletler veya milletin diğer toplumlar içindeki, şahsiyetini, benliğini kaybetmesine veya gölgelenmesine asla göz yummaz.
...
işte gerçek atatürkçülük böyledir.
gerçek atatürkçüler, atatürk'ün gösterdiği yol üzerinde ve koyduğu prensipler içinde yürüyenlerdir. onun koyduğu bu ilkeler dışına çıkanları, bırakın kendilerine başka bir ad, başka bir destek arasınlar. yeter ki, gerçek atatürkçülüğün ne olduğunu anlasınlar.”