homo deus

Valar dohaeris
(bkz:Yuval Noah Harari)'nin (bkz:Homo Sapiens)'in ardından ikinci kitabı olan Homo Deus pek çok röportajda kendisine yöneltilen şu soru sonucunda ortaya çıkmıştır; “Peki, gelecekte ne olacak?”.

Homo Deus, önümüzdeki yüzyıl sonrasını anlatan bir kitap; bizi yeni teknolojilerin, dataların dünyasına götürüyor. Biyoteknoloji, yapay zekâ ve gen mühendisliği gibi yeni alanların ekonomiyi, insan yaşamını ve politikayı, dini nasıl etkilediğine dikkat çekiyor. Bu yeniliklerin nasıl çalıştığını, oluştuğunu bilmek önemli fakat yeni alanlar bizi yani insanoğlunu nasıl etkiliyor? Bu herkesin merak ettiği, düşündüğü bir süreç, toplum kaybedenler (İşe Yaramaz Sınıf), teknolojiyi istediği gibi kullanan üst sınıf ve alt sınıfta bulunan büyük bir kitle olmak üzere üçe bölünüyor.

Homo Deus'u anlatırken Harari hümanizm üzerinde duruyor. Anlamın ve otoritenin kaynaklarının değiştiği yeni bir dönemdeyiz. Daha çok sorguluyoruz, daha çok merak ediyoruz. Kitaptan bir alıntı ile;

“...dışarıdaki evren, yani şimdiye dek tanrılar, ilham perileri ve hortlaklarla dolu bu alan, bir anda boşaldı. İçsel dünyamız, yeni ilkel tutkularımızı çevreleyen bu önemsiz alansa ölçülmeyecek kadar derin bir zenginlikle dolup taştı. Melekler ve şeytanlar, ormanlarda ve çöllerde dolanan varlıklar olmaktan çıkıp kendi psişemizin iç kuvvetlerine dönüştüler. Öfkeyle oturup kalkan, kalbinde nefreti hisseden cehennemi; düşmanlarını affeden, kabahatleri yüzünden tövbe eden, zenginliğini yoksulla paylaşansa cennetin sonsuz mutluluğunu yaşamaya başladı.”

Nietzsche “Tanrı öldü.” derken bunu kastediyordu. 21. yy' da Bilgi = Deneyimler*Hassasiyetler oldu. İnsanoğlu kendine daha çok güvenmeye başladı. Deneyimlerimizi inceliyoruz, hassasiyetlerimizi tartıyoruz ve dünya artık bizim onu sorguladığımız ve bizim deneyimlerimizle anlam kazanan, tüm sorumluluğun bize ait olduğu hümanist yani “Kendiniz nasıl hissediyorsanız öyle yapın.” mottosu ile keşfettiğimiz, tasarladığımız ve tanrısallaştığımız bir yer. Geçmişten bugüne yaşam formunun temeli olan organik ve doğal seleksiyon dışında dünyamız değişmeye devam ediyor.