heteroseksüellik

tarihsel maddeci
"cinsel yasak"lar sonucu gelişmiş ilişki biçimidir. insanlar ile ortak atalara sahip maymunların cinsel yaşam biçimleri aksine, insanlık "toplum yaratığı" olduğundan dolayı gelişen duyguları sebebiyle cinsel yasaklar ortaya çıktı. bunlardan birincisi hayvanlarla ilişkinin yasaklanışı idi. ikincisi birinci dereceden akrabalarla birlikte olmanın yasaklanması oldu. son olarak çok eşliliğin yasaklanması ve monogaminin egemenleşmesi ortaya çıktı. yani insanlık sınıflı toplum ilişkileri içinde yaşanan sorunları aşmak için sürekli olarak cinsel yasaklar koydu. bu yasakların bir başkası da eşcinselliğin reddi idi.

peki bu halk içinden çıkan din adamları, sadece "homofobik(?)" ya da üreyememekten korktukları için mi eşcinselliğe karşı çıktılar?

işte buranın ardı çok ilginç bir şekilde karanlık bırakılıyor ve ortalık heteroseksüellik karşıtı, herkesi biseksüel olarak kabul eden bir anlayışa kapı açıyor. bugün tabulaşmış (örf ve adet adı altında) bu yasağın sebebi, sınıflı toplum ilişkilerinin biçiminde gizli.

hep bir söz var, "antika toplumlarda eşcinselliğe karşı önyargı yoktu, hoşgörü ile bakılıyordu" kim bakıyordu acaba? "demokratik" yunanistan'da köle olarak hiçbir hakkı olmayana soruldu mu bu? ya da bu "medeniyet" beşiklerine esir olarak alınan ilkel sosyalist gelenekli kişilere soruldu mu? dikkat ederseniz, din üzerinden bu yasakları koyanlar ya köle, ya da barbar. ama biz ısrarla bunların üstünden emekgücü sömürüsü gerçekleştirenlerin tarihlerini okuyor, onların "hoşgörüsünü" dikkate alıyoruz.

çok uzağa gitmeyelim, osmanlı'daki "hoşgörü"den bahsedelim. doğu roma'ya karşı cihat ilan eden ertuğrul, osman ve orhan'ın kurduğu yapıda sizce böyle bir hoşgörü var mıdır? yoktur, çünkü kendi örf ve adetlerine bağlı ve dinin getirdiği cinsel yasağı delmekten, ölümden daha çok korkan bir anlayış vardı bu yapıda. ancak ne zaman imparatorluğa geçildi, doğu roma'nın neredeyse tüm gelenekleri de "devlet-i aliye"de uygulanmaya başladı. işte o "hoşgörü" denilen budur. ortada hoşgörü değil, antika toplumlardaki sınıflı yapıya geçiş ve bunların tüm yasakları, örf ve adetleri aşındırması mevcut.

dolayısıyla sınıflı toplumun egemenleri tarafından osmanlı tebaası, çocuklarının "oğlan" olması korkusu ile yaşamıştır. çünkü bu onların geleneklerine, cinsel yasak anlayışına terstir. anadolu topraklarına akın etmek zorunda kalan alevi topluluklarda, bugün de dahil olmak üzere, konu hakkında bu derece cinsel yasakçı bir tavrın bulunması bundan dolayıdır. artık ondan önceki roma imparatorluğundaki ilkel sosyalist gelenekli kişilerin "ne kadar hoşgörü sahibi olduğunu" siz düşünün.

post-modern tarihçiler, kendi tarihlerini yazıyorlar. bunu yazarken de en genel, en yaygın ilişki türlerini hedef alıyorlar. boğaziçi sosyolojinin ezberciliği ile yaklaşan tipler, caka satabilirdi ancak gerçekler öyle değil. evet, eşcinsel haksızlıklara uğramamalı. ama bunu heteroseksüelliği hedef alarak yapmak, tarih uydurmaya iter. ancak tarih, egemen medeniyet tarihini değil, gerçekleri ele almak zorundadır.
düzadam
üst düzey heteroluk, normal heteroluk birde düşük heteroluk diye ayırdığım durum.
birinci durumun erkeklerinin hayatı tamamen kadınlara yönelik olup bu bölümün üyeleri daha ilk okul çağlarından kızlarla içli dışlı olmasıyla kendini gösterirler lise dönemlerinde kavga dövüş ile popülerlik kazanmak yerine dönem içerisinde altı ila sekiz arası sevgili değiştirmesiyle popülerliğini kazanırlar. üniversite okuyanları çok nadirdir lise bitiminde bir işe girip cumartesi geceleri gece klüplerinden kadın tavlamaya çalışırlar.

birinci durumun kadınlarını özetlersek, bu tarz kadınlar genel olarak kariyerinde başarılı olan kadınlardır. herzaman düzenli sesk yaptığı birileri yada orta seviye ilişki düzeyine getirdiği erkekler mevcuttur. yüzde altmışbeşlik kısmı üniversite okumuştur. okumayanları genelde zengin erkeklerle takılıyordur.

ikinci durumun erkekleri, lise dönemini orta sıralarda derslerinde orta başarılarla geçirmiş orta düzey bir öğrencidir. üniversite okumuştur yada okuyordur. üniversitede popüler değildir ama istediği zaman bir ilişki içerisine girebilecek potansiyele sahiptir. kariyer hedefleri de anlayacağınız üzere orta'dır.

ikinci durumun kadınları hakkında net bir çıkarım yapamıyorum.

üçüncü durumun erkekleri, ya çok iyi kariyer yaparlar yada girişimci olurlar. kadınlarla araları ilişki bakımından istediği takdirdede iyi olmaz daha çok yakın arkadaşlık tercihleridir.

üçüncü durumun kadınları, lise döneminde en başarılı öğrencilerdir ve en kaliteli üniversitelerden birinde okumuştur yada okuyacaktır. üniversite dönemlerinde feminizmle tanışırsa özünden benimseyeceklerdir ve sosyal anlamda çok iyi yerlere geleceğinden eminim.
1
darbeli matkap
Heteroseksüel insanlara sürekli bilimsel açıklamalar veya psikolojik analizler ile onların içlerinde bir homoseksüel olabileceğini ispatlamaya çalışmak veya bunu anlatmaya çalışmanın da bir cinsel baskı olduğunu düşünüyorum burda Kendi cinsel yöneliminin veya tercihinin Doğal olduğunu göstermenin Bir yöntemi olarak bunun yapıldığını düşünüyorum ama bence yanlış bir yöntem sürekli böyle makaleler yazılar görmeye başladım özellikle eşcinsel insanlarımızın bunu yapması manidar yapmayın etmeyin Yok öyle birşey insanların psikolojilerine inerek onların aslında şu veya bu cinsel yöneliminin olabileceğini göstermeye çalışmak etik değil baskıdır