fanatizm hastalığı

türkiye gibi gelişmemiş, eğitimsiz, ortalama iq düzeyi düşük ülkelerde fazlasıyla olan hastalık. en yaygın olanı futbol takımlarıdır. takımını ölümüne savunan mı dersin, takımına laf attı diye adam öldüren mi dersin, takıma destek oluyom ben yia diye 20 liralık kumaşa 300 lira veren mi dersin, mal mısınız olm siz, sen açsın takımın değil, o adamlar yılda milyonlar alıyor

(bkz:birşeyci olmak)

beşiktaş fanatiği bir arkadaşım vardı.çocuğun 1500 tl borcu var beşiktaş maçlarına gidip gelmekten geçen sene son maç için 900 tl daha borç yapıp akşam uçakla gidip maçı izleyip gece gene uçakla geri döndü memleketine.

hayatta elle tutulur bir amacı olmayıp kendine amaç yaratmaya çalışma hastalığı.

yanlış bir tespit. gayet amaçları hedefleri olan biri olarak fanatiklik bi amaç olarak gösterilemez. futbol tutkudur, spor genel olarak tutkudur. tutulan takıma verilen destek kişiden kişiye değişir. maçları izlemek falan zaten işin eğlenceli kısmı. binlerce insanın birbirini tanımadan gol olunca sarılıp sevinmesi, gol yiyince üzülmesi boş bir şey değildir. millet oyunlara, kumara milyarlar yatırıyor. 3-5 forma almak, atkı almak, maçlara gitmek bir şey değil. kavga, şiddet her yerde olan bir şey önüne geçilemeyen bir durum. adam öldürmeye tabi ki karşıyız. ülkeyi baz alarakta söylemek yanlış, amerikada nba organizasyonunda takımların taraftarları arasındada aynı durum söz konusu. bir çok ülkede bu böyle sadece Türkiye göz önüne alınmamalı. çok farklıdır fanatiklik duygusu, bazı insanlarda olur bazılarında olmaz. olanlarada laf atılması saçma kendi parasını harcıyor, kendi ağlıyor, kendi seviniyor kime ne.

3 defa takım değiştirmiş birisi olarak saçma bulduğum hede
insanlar neden bir takıma onun için kavga edebilecek kadar bağlanır ki

İnsanların hepsi özgürce yaşamak, öğrenmek, her an daha ileriyi öngörebilecek eleştirel bir düşünce yapısına sahip olmak varolmuş değiller.
Öyle ki; %93, hatta %95'inden fazlası, sadece yönlendirilmek için vardır. Yönlendirilmeden yaşayamayacak oldukları önemsizmiş gibi, kimin yönlendirdiğine karar verebiliyor olmaları (demokratik seçimler) Dolayısıyla da kendilerini özgür sanacak kadar da aptaldırlar.
Yaşarken bir kişi ya da ideolojiyi tek başına her yönüyle doğru olarak kabul etmek, bu kişi veya ideolojinin işe yarar, değişime her daim açık öğretileri yerine, tamamını realite kabul etmek, yönlendirilmeden yaşayamayacak olan çoğunluğun olmazsa olmasıdır.
Kendinize atatürk ü ya da abdullah öcalan ı, atatürkçülüğü ya da PKK'ciliği yol olarak seçmiş olmanız, sizi ne haklı, ne birbirinden farklı yapar.
Sistemin planının işlerliğini garanti etmiş, sizden istediğini, sizin için hazırladığı tuzağa bilincinizi teslim etmiş olursunuz.
Gerisi ideolojiniz/idealiniz adına bir diğeriyle sidik yarışı olur. Kargaşalar çıkartır, hiç tanımadığınız insanların avukatlığını yapar, ölür, öldürürsünüz. Ta ki bir başka atatürk ya da öcalan gelip, öncekinin yaptıklarını yıkıp, ideolojisini bastırıp, kendininkini kurana kadar.
Yine aynı hikaye baştan başlar. Siz taraf olursunuz. Sizi taraf yapanlar oturup izlerler dalaşınızı... Çekirdek bile çitliyorlardır eminim