ölümsüzlüğü mümkün kılabilecek şeyler

neptune
Başlığı açan yazar arkadaşın aksine, ruh kavramına inanmadığım için (teizm kökenli ruh kavramından bahsediyorum), benim "ölümsüzlüğü mümkün kılabilecek" şeylerden anladığım, organizmaların üzerine yapılabilecek çalışmalardır.

Neden ölüyoruz sorusunun en basit cevabı, "hücrelerin yaşlanması ve akabinde gerçekleşen ölümünü" engelleyemediğimiz için şeklinde yanıtlanabilir. burada anahtar soru şu, bu neden oluyor ? aslında insan başta olmak üzere, tüm canlılarda, bazen belirli bazen ise süresiz biçimde ölen hücrelerimizin yerine yeni hücreler geliyor. ama sıkıntı şu ki, bu süreklilik arz eden bir durum değil. en basitinden herhangi bir yerimiz kesildiğinde, açılan yaramız kapanıyorsa, bunu bedenimizin hücrelerini yenilenme mekanizmasına borçluyuz. fakat bu süreç "zaman" diye adlandırdığımız bir süre ile kısıtlı. veya bazı bölgelerimizde ki hücrelerin ölümü halinde yenilenme işlemi hiç gerçekleşmiyor ya da ölen hücre sayımız belirli bir süreden sonra yenilenen hücre sayımızın çok altında kalıyor. böyle olunca da, canlıların yapı taşı olarak adlandırdığımız hücreler azaldıkça, bütünlük anlamındaki yapı çöküyor ve sonunda o bütünlüğü sağlayan şey tümden yok oluyor. işte bu; önce yaşlanma sonrasında ise ölüm dediğimiz sürecin gerçekleşmesi demek zaten. hücrelerimiz öldüğü için ölüyoruz.

aslında ölümsüzlük denilen kavram mevcut ve saklanan bir sır da değil. ancak bu çoğumuzun anladığı anlamdaki "ölümsüzlüğe" denk düşmüyor. zira bana göre de, an itibariyle ölümsüzlüğü başarabilen bir canlı yeryüzünde mevcut değil. ama bazı bilim çevrelerince "ölümsüz" olarak kabul edilen pek çok canlı türü mevcut.
http://www.evrimagaci.org/fotograf/55/7602

burada "öznel varlık" kavramının pas geçildiğini görüyoruz. bir tür kopyalama söz konusu. oysa benim ve pek çok insanın kafasındaki "ölümsüzlük" kavramına denk düşmüyor. ben sadece fiziksel form olarak mevcudiyeti devam ettirmekten bahsetmiyorum. kaldı ki, yukarıdaki linkte verdiğim şekli ile, bunun gerçekleşmesi ancak ve ancak kopyalama yöntemiyle mümkün. öte yandan ; şahsım için "bilinç" kavramı, söz konusu kopyalara bire bir aktarılmadığı sürece (ki şüphesiz ki çevresel faktörler de bilinç üzerinde doğrudan etkilidir, yani aynı zaman ve koşulları yaratamadığımız sürece, bilinci kopyalasak bile aslı ile arasında bir değişkenliğe uğraması kaçınılmazdır) ölümsüzlük kelimesinden bahsetmek pek doğru gelmiyor.

o halde hem formsal hem de bilinç olarak, sınırsız bir zaman dilimi içinde yaşayabilmeyi başarabildiğimiz an da, gerçek anlamda "ölümsüzlüğe" ulaşabiliriz demek, bana göre en gerçekçi tanım olacaktır. bunun için de başta belirttiğim, hücrelerin ölümünün önüne geçmek gibi bir amaç peşinde çalışmalar yapılmalıdır. görünen o ki, bilimsel gelişmeler, şimdilik sadece süreci uzatmaya yönelik yönde başarı sağlamaya yöneliktir. ölümsüzlük hali iyi midir, kötü mü ? bu apayrı bir tartışma konusudur. ona bu başlıkta hiç girmeyeyim :)
bu başlıktaki tüm girileri gör