çernobil faciası ve altın boynuz

vaybanavaylarbana
Yakın tarihine SSCB hakimiyetinde kaldığı yıllara konumuzla yakın ilişkili olduğu için kısaca değineceğiz. Stalin'in son yılları. Yıl 1952, Sovyet uçakları Abakan'ın üzerinden geçerken manyetik fırtınaya maruz kaldıklarını, radarlarının bozulduğunu rapor ediyorlar. 2 uçak düşüyor, araştırmalar o günün teknolojisiyle sonuç vermiyor. Nikolay Şvernik dönemi. Yıl 1959 2 uçak daha düşüyor Abakan'ın üstünde. Bazı koordinatlarda uçuş yasağı geliyor. Araştırma sonuçları bilinmiyor. Brejnev dönemine kadar yasağın sürdüğü sanılıyor. Bu dönemde de yine uçaklar düşüyor. Bu sefer 3 askeri uçak ve bir de küçük sivil uçak aynı bölge üzerinde düşüyor. Araştırma sonuçları bilinmiyor…

Soğuk savaş dönemi şartlarına göre, bir demir perde ülkesi olan SSCB oldukça ketum davranıyordu.
Daha sonraki yıllarda uydular Abakan üstünde değişik sinyaller belirliyor. Bölge üzerinde alınan sinyallerin ABD uyduları tarafından da tespit edildiği sonradan anlaşılıyor. Vasili Kuznetsov 1984'te başa geliyor en kapsamlı şekilde bu konuyu araştırıyor ama bir kaç ay sonra Kuznetsov'un devlet başkanlığı sona eriyor. 1988'de Mihail Gorbaçov Yüksek Sovyet Başkanı seçilir. 1991'de malum SSCB dağılır, birçok sırlar da tarihe karışır. Daha sonraki yıllarda anılarını anlatırken bir yakınına Gorbaçov şöyle diyecektir: “Tuhaftır ki SSCB ekonomik dağılım aşamasındayken Vatikan bir mezara 2 milyar dolar teklif etti.”

a1
Bu mezar hangi mezardı?
SSCB dağılınca birçok gizli belge yurt dışına çıkarılmış, pazarlarda; madalyalara, tanklara varıncaya dek, her şey satılığa çıkarılmıştı. Hatta eski silahlar, nükleer uranyum tüpleri dahi satılmıştı. CIA başta olmak üzere, birçok batılı istihbarat kurumları bu belgeleri koleksiyonerler vasıtası veya başka yollarla elde etmişti. Bu bit pazarlarında hayret verici belgelere rastlamak mümkündü. Türkiye'de de Rus pazarları bir dönem çok meşhur olmuştu. 1960 ya da 70l'i yıllara ait belge bir rapordan bahsediyordu: Bir çoban, Hakasya'nın bugünkü başkenti Abakan yakınlarında çok eski olarak bilinen, adına “delikli kaya veya kutsal kaya” denilen kayalık bir yere rastlar. Buranın daha önce ziyaret edildiği oradaki işaretlerden bellidir; zira oraya çaputlar bağlanmıştır. Ama ne zaman bağlanmış, zamanı bilinmez. Çoban meraklanır, orayı kurcalar ve yakınları ile define bulmak umuduyla kazarlar.

Ama başarısız olurlar, bir müddet sonra hastalanarak ölürler. Çoban ve yakınları ölünce aile durumu yetkililere bildirir. Yetkililerin yaptıkları bu incelemeler neticesinde, buranın binlerce yıllık bir lahit -anıt mezar kalıntısı olduğu tespit edilir. Burayı araştıran SSCB yetkililerinden de kısa süre sonra ölenler olur. Hal böyle olunca olaya KGB ve askerler de dahil olurlar. Yapılan tetkikler neticesinde bu anıt mezarda yoğun radyasyon olduğu, ölümlerin sebebinin radyasyona bağlı olduğu rapor edilir.
Yetkililer uzun uğraşlar sonunda ve bilim adamları eşliğinde mezara inerler. Kat kat olan mezar, çok ilginçtir; iki iskelet, çeşitli kova benzeri yarı toprak, yarı maden yapımı küpler, iki katlı şömineye benzer yapı vardır. Duvarlarda ilginç çizimler, tabi silinmemiş olanlar.

Fakat asıl hayret ve heyecan verici unsur ise; yuvarlak bir kaide üzerinde, bir insan boyunda, altına benzer bir boynuzdur. Duvarlardaki çizimlerde boynuz ve boynuz miğferli, elinde boynuz asa tutan, biri yıldız haritaları, gezegen üzerinde boynuz miğferli bir adam, deniz altında boynuz, dünya üzerinde üç boynuz. En ilginci boynuzların titreşim çizgilerle sanki birbirleriyle sinyal göndererek irtibat kurar şekilde çizilmiş olmalarıydı.

http://www.kultbilgi.com/altin-boynuz-gizli-hakasya-raporu-ve-cernobil-faciasi/