barış manço

villain
90 nesli hatırlar, öldükten sonra meşhur olmuş yok satmıştır kasetleri. Benim evde gördüğüm tek albüm kendisine aittir. Çocukluğumdur zira.
deist imam
Çok cocuğu adam etmişliği vardır. "7'den 77'ye" bütün "adam olacak çocuk"ların barış abisidir. Kendisinin bana göre en güzel şarkısı "halil ibrahim sofrası" dır. Hatta sözlerini de buraya iliştireyim.

"İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Alnı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
pencere
yurdumda bütün aşkların açılış fon müziği ''alla beni, pulla beni, al koynuna yar
gözüm senden başkasını görmez oldu yar
gönlüm senden bir şey ister nasıl desem yar?
alla beni, pulla beni, al koynuna yar!!!

değil midir?

senin için dağları deler, yol açarım yar
senin için denizleri kuruturum yar
senin için gök kubbeyi yerlere çalarım yar
canımı iste, canım bile sana kurban yar!!!

barış abi bu şarkısında yurdum erkeğinin hoyrat ve derin aşkında ilk aklından geçenleri yazar. oysa kadın erkeğine şöyle bağırmaktadır;

''dağlar, taşlar, uçan kuşlar senin olsun yar
deniz, derya, gökler hep yerinde dursun yar
gönlüm senden bir şey ister nasıl desem yar?
alla beni, pulla beni, al koynuna yar''

erkek bu, kadını dinler mi hiç. aklımız fikrimiz kendi söyleyeceklerimizde;

''saçlarına yıldızlardan taç yapayım yar
bir nefesle güneşleri söndüreyim yar
çıra gibi uğrunda ben yanayım yar
canımı iste, canım bile sana kurban yar''

kadınsa hala umutsuz bir umut, dünyanın en güzel bağlı bir sevgisiyle aynı şeyleri söylemektedir fakat anlayan kim?

''yıldızlar yerinde güzel bırak dursun ya
saçlarımı ellerinle okşa yeter yar
gönlüm senden bir şey ister nasıl desem yar?
alla…''

işte barış manço, sadece dahi bir müzisyen değil, kadını da, erkeği de aşkında bütünleştirmiş büyük bir filozoftur aynı zamanda. doğuyu da bilir, batıya zaten hakimdir. varlık güzelliğini her şarkısıyla bizlere yansıtır.

ve yazık ki her aşk yine her aşkın sonunda sığındıklarımız yine barış abinin aşk ilahileridir;

kara haber tez duyulur, unutsun beni demişsin,
bende kalan resimleri mektuplari istemişsin.
üzülme sevdiceğim bir daha çıkmam karşına,
sana son kez yazıyorum hatıralar yeter bana.

kurumuş bir çiçek buldum mektuplarin arasinda
bir tek onu saklıyorum, onu da çok görme bana
aşkların en güzelini yaşamıştık yıllarca
bütün hüzünlü şarkılar hatırlatır seni bana.

kırıldı kanadım kolum, ne yerim var ne yurdum
gurbet ele düştü yolum, yuvasız kuşlar misali
selvi boylum senin için katlanırım bu yazgıya
böyle yazmışsa yaradan kara toprak yeter bana...
pencere
benim yaşamış en sevdiğim insanlardan biridir. barış abi'nin hem kişisel yaşamı, hem de sanat yaşamı yürüyen ve konuşan kalitedir.
bugün solcu bir abimizin attığı twitten öğrendim ve ne kadar da güzel bir insanı bu kadar çok sevdiğim için büyük gurur duydum. bu gazeteci abimiz, 90'lı yıllarda gaziantep'de süleyman demirel'i takip ederken özel harekat polisleri bundan gıcık kapıp var güçleriyle saldırıyorlar. kendisini o polis vahşetinden kurtaran kişi barış abiymiş.

artık kalitenin doğmadığı bu çağda, her geçen gün kendisine hasretimiz daha derindir.