arketipler

iron
ilkörnek (prototip) sözcüğüyle eşanlam taşır. Kolektif bilinçdışının içeriği arketipler terimiyle adlandırılır. Arketipleri eğer bir benzetme ile açıklamak gerekirse, banyo edilmesi gereken negatif filmleri andırırlar. Gerçek dünyada bir karşılığı bulunduğunda, bu belirsiz imgeler cansız varlıklara dönüşürler

Jung birbirini etkilemesi imkânsız olan kültürlerde dahi ortak semboller keşfetmiştir. Jung aynı sembolleri hastalarının rüyalarında da gözlemlemekte idi. Dolayısıyla arketipler düşüncesini dile getirdi.

Jung'un tanımını yaptığı arketipler arasında, doğum, yeniden dünyaya geliş, ölüm, güçlülük, sihir, kahraman, çocuk, üçkağıtçı, akıllı ihtiyar, toprak ana, dev gibi imgeler, ağaçlar, güneş, ay, rüzgar, ırmak, ateş ve hayvanlar gibi doğal objeler, yüzük ve silah gibi insan yapısı objeler sayılabilir. Jung'a göre arketiplerin sayısı, gerçek yaşam olaylarının ve objelerinin sayısına eşittir. Her insan aynı temel arketip imgelerine sahiptir

Yukarıdaki arketiplerden yüzük, sihir, çocuk, güçlülük, akıllı ihtiyar, dev, ağaçlar bana Yüzüklerin Efendisi filmini çağrıştırdı. Bu filmin hem çocuklar hem yetişkinler tarafından bu kadar sevilmesinin nedeni arketiplerimiz olabilir mi?

Jung'un tanımladığı pek çok arketipten dördü diğerlerinden daha fazla ortaya çıkmıştır çünkü bu arketipler kişiliğin oluşumunda çok önemli rol oynarlar. Bu arketipler yüksek düzeyli duygusal anlamlarla doludur. Bu arketipler persona, anima, animus, gölge ve bendir.
plutonmuhtari
arketipler, genel anlamda ilişkili olmaya eğilim gösteren sembollerdir. arketip kavramını psikoloji bilimine kazandıran ve analitik psikolojinin babası olarak kabul edilen carl jung, arketiplerin ortak bilinçdışının sonucu olduğuna inanır. jung'a göre ortak bilinçdışı, atalarımızın müşterek deneyimlerinin bir ürünüdür. yine jung'a göre arketipler evrenseldir ve kuşaklar tarafından tekrar tekrar karşılaşılan yaşantılara tepki vermek yönünde oluşur.
kısa ve öz bir şekilde arketipin ne olduğuna değinmek gerekirse tarihin döngüsel bir süreç olduğunu ve benzer süreçlerde kendini gösteren ortak sembollerin o dönem insanları (kuşaklar) için ne anlama geldiğini ifade etmede kullanılan bir kelimedir.
araştırmacılar toplumsal insan davranışlarını tanımlarken arketiplerden yararlanır. örneğin strauss ve howe kuşakların döngüselliğini tanımlarken arketiplerden yararlanmış ve birbirini izleyen dört kuşak arketipi oluşturmuştur. bunları Türkiye'deki kuşak döngüsüne göre tanımlarsak:
prophet (kahin) - Bebek Patlaması Kuşağı; nomad (göçebe) - X kuşağı; hero (kahraman) - Y kuşağı; artist (sanatçı) - Z kuşağı.
sözlük yazarlarının genel ağırlıklı olarak y kuşağı bireyleri olduğunu varsayarsak kahraman arketipinde olduğumuzu söyleyebilirim, ki laik sözlüğe de bu yakışır :)
arketipik döngülerin, zamanın insanlarının davranışlarını anlamlandırmada kullanıldığını biliyoruz; peki arketipleri ne etkiliyor, ortak davranışların yani ortak bilinçdışının oluşumunu ne tetikliyor diye de düşünmüş insanlar...
arketipik döngülerin oluşmasının en temel mantığı; her yeni nesil, hayatın iktidarında olan orta yaşlı nesilde gördüklerini düzeltmeye ya da telafi etmeye çalışır. arketipler, kendilerine benzer olan arketipler yaratmazlar; tam tersini yaparlar. ait olduğunuz nesil, size şekil veren neslin bir benzeri değildir; size şekil veren nesle şekil veren neslin bir benzeridir.
yani sizin arketipinizin özellikleri ebeveynleriniz arketip özelliklerini değil; dedelerinizin ve nenelerinizin arketip özelliklerini yansıtmaktadır. bir kuşağın başlattığı atılımın meyvelerinin ortalama otuz yıl sonra ortaya çıktığı gerçeğiyle doğrulanan bu durum, tarihsel süreçte pek çok kez karşımıza çıkıyor...
ya bu kelime birçoğunuzun hayatının ucundan bile geçmeyecek, birçoğunuz yaşamı boyunca bu kelimeyle belki karşılaşmayacak, neymiş bu arketip diye merak bile etmeyeceksiniz biliyorum ama çok ciddi önemi olan ve son yıllarda yoğunlaşılan kuşak çalışmalarının bel kemiğini oluşturan kelimelerden birisi. kendini tanımak, kendinden önceki kuşakları tanımak; yetiştireceğin kuşağı çok ciddi anlamda etkiliyor. bir ülke için, daha doğrusu vatandaşı olduğun ülke için, o ülkenin kaderini belirleyecek insanların hayatını etkilemek emek isteyen bir iş. bu ülke için yaşamını feda eden milyonları düşündüğümde biz napıyoruz, bu ülke nereye gidiyor ulan diye isyan edesim geliyor. çünkü birçok şeyi haketmeden yaşıyoruz, haketmeye çalışmak aklımıza bile gelmiyor... klasik bir deyişle noktalayayım biraz uzattım malum, biz ülkeyi atalarımızdan emanet aldığımız gerçeği ile büyüdük; bu gerçek biraz değişti, aslında çocuklarımızdan ödünç aldık ve onlara geleceği meçhul bir ülke bırakma yolunda devam ediyor süreç..
umarım herkes bir şekilde elini taşın altına koyar ve güzel günler görebiliriz, güneşli günler...