anne

pencere
uzun zaman sonra youtube'de karşıma çıkan yeni türkü şarkısıdır. aklıma ahmed arif'in bir anısını getirmiştir. diyabakır'da, ahmed'in annesinin arkadaşları üniversite okuyan çocuklarıyla övünmektedir. diğer anneler der ki; ''benim oğlum ankara'da üniversite okudu mimar oldu, benim kızım, istanbul'da okudu ekonomist oldu...''
ahmed'in gariban anası da şöyle övünür ''hmm, o da bir şey mi? benim oğlum da ankara'da üniversite okudu komünist oldu''

anne ben yapamadım
herkes bir şey oldu
ben olamadım

anne ben bilemedim
yasalar varmış
ben öğrenemedim

anne ben seçemedim
oyunlar oynandı
ben kazanamadım

anne ben bulamadım
inecek duraklar vardı
ben duramadım

anne ben kaçamadım
yaşamak güzeldi
ben saklanamadım
pencere
anti militarist, muhteşem bir yaşar kurt şarkısıdır. bu vesileyle bir fıkra anlatmak isterim. osmanlı zamanında devlet köylünün kapısına dayanır der ki; ''padişahımız falanca ülkeye savaş ilan etti oğlunu ver.''
adam der ki, ''padişahım çok yaşa al.''
çocuk gelmez. ve bu iki defa daha tekrarlanır. en son köylü baba der ki; ''söyleyin o padişahınıza benim skime güvenip kimseye savaş ilan etmesin''

bu kadar asker milettiz de, bu kadar çok bedelli tagını içimizdeki grönlandlılar mı açıyor? sanmam, dünyada o kadar grönlandlı da, irlandalı da yaşamıyor.

korkuyorum anne
al beni içine
alışamadım anne
al beni yine
büyüdüm anne
eller büyüdü
büyüdü pabuçlar yollar büyüdü
orduya istiyorlar
savaş çıkar diyorlar
silah veriyorlar anne
bana öldür diyorlar
yat
diyorlar anne
kalk
diyorlar
beynimi yiyorlar anne
beynimi yiyorlar
kapat televizyonu anne
senide kandırıyorlar
kapat televizyonu anne
senide kandırıyorlar
oyunu verme anne
oyunu verme anne
oyuna gelme anne...