abdullah öcalan

tarihsel maddeci
doğu perinçek'in yetiştirdiği, önce nurcu, sonra türk sosyalisti, sonra maocu, sonra kürt milliyetçisi, en sonunda da post-marksist olan bir fırıldak.

hayatının ilk yıllarında "dini bütün" bir yobaz olarak yetişti. sonrasında doğu perinçek'in etkisiyle sosyalizmle tanıştı, tabii doğu perinçek ne kadar sosyalistse o kadar... doğu perinçek'in maoculuğun oportünist dönem teorilerini benimsemesi üzerine türkiye devrimci hareketinde "ilerleme" olarak yorumlanan, aslında tdh'den ana kopuş ile turist hareketlerin yayılmasını sağlayan fikirleri benimsemeye başlar. en sonunda da maocu metafiziğin kafası ile kürt sorununa kafa yormaya başlar ve bu soruna marksist-leninist bir çözüm sunmayı amaçlayan kürdistan işçi partisi'ni kurar. bundan önce de feodal bir adlandırma olan "apocular" olarak anılır çevreleri. bu yıllarda kürdistan'daki diğer sol partilere baskı uygulayarak, onların üst kadrolarına suikastler düzenleyerek bölgede tutunurlar.

amerika'nın çekiç güç uygulamasına kadar marksist-leninist çizgide, mao'nun ortaya koyduğu savaş stratejisi ile yol alan öcalan, sosyalist kampın dağılmasıyla, tam bir uzlaşmacı davranışta bulunarak, hareketin ulusal hareket olduğu bahanesi ile her türlü oportünizmi kendisine hak sayar. bunun sonucu olarak, kürt milliyetçiliğinden yararlanarak propaganda yapmaya başlarlar ve akıl babası yine aynıdır: doğu perinçek

son dönemleri ise öcalan'ın babasından olan kopuşudur. her post-modernci gibi o da marx'ı engels'i lenin'i aştığını ilan eder, anarşizmi öve öve bitiremez, post-modernizmin iğrenç hastalığı kimlik siysaetini teorik düzleme taşır. ancak o post-modernci cilayı kazıdığınız zaman, kendini bastıran bir ezilen milliyetçiliğinin izleri hala bulunmaktadır kendisinde.

ve türkiye halklarına bu fırıldakla masaya oturarak, kürt sorununa çözüm bulunması beklenir.
bu başlıktaki tüm girileri gör