9 haziran 2017 htkp'nin provakasyonu

giyotin
"TKP'ye yapılan saldırıya değinmeden evvel belirtmek isterim ki,

Üzerinden çok geçmedi, bir adamın Başkanlık sevdası yüzünden bütün ülkeyi cehenneme sürüklemesine hepimiz tanıklık ettik. Bunu yaparken muhaliflerine nasıl saldırdığını, nasıl yalanlar söylediğini, nasıl hedef gösterdiğini ve sonunda ele geçirdiği “başkanlığı” nasıl yürüttüğünü hepimiz görüyoruz. Hiç şüphesiz kimi görevlerin belirli kişilere, belirli sürelerce vekaleten emanet edilmesi olağandır. Ancak şu başkan olma sıfatı üzerinde histerikçe ısrarlarda bulunmanın mevcut iktidar sahiplerinden de anlaşılacağı üzere nasıl bir karaktere sahip olunduğu üzerine işaretler göstermesi kaçınılmazdır.

Aynı şekilde provakasyon ve hedef gösterme de kötü bir şeydir arkadaşlar. Siyasi iktidarın “camilerimize ayakkabıyla girdiler, başörtülü kızlarımızın üstüne işediler” şeklindeki yalan üzerine kurulu hedef göstermelerini unutmuş değiliz. Bu provakasyonlara dayanarak nasıl saldırılar düzenlendiğini de. Mesela, palalı saldırganı hepimiz hatırlarız.

Bunu özellikle belirtmemin bir sebebi var. Dün gece Türkiye Komünist Partisi'ne yapılan organize ve eş zamanlı saldırılarda, tüm bu metod ve gerekçeler kullanıldı.

Meselenin üzücü ve can sıkan boyutu, bu saldırıların alışıla geldiği üzere faşist ve gericilerden değil kimi sol kişi ve örgütlerden gelmiş olması.

Dün gece İzmir'de, kendisini kamuoyuna asılsız bir şekilde TKP Genel Başkanı diye tanıtan bir adamın, bizzat TKP'lilerce protesto edilmesi, sosyal medya araçları üzerinden organize bir şekilde “saldırı girişimi” olarak duyurulmuş ve eş zamanlı olarak TKP İstanbul il örgütüne saldırılmıştır. Saldırganların organize bir biçimde kasklar taktığı, demir bilye ve sapanlar kullandığı, satır-sallama-bıçak taşıdığı da görülmüştür. Edilen tehditlere değinmek bile istemiyorum.

Tüm bu saldırıları, TKP'nin kendi itibarını ve hakkını kullanma girişimlerini açıkça çarpıtarak meşrulaştırmaya çalışmışlardır. TKP'nin haklarını hukuki yollardan koruma çabası, sol kamuoyuna asılsız bir şekilde “ihbarcılık” diye duyurulmuş ve bilinçli olarak şiddet ortamının temeli atılmıştır.

Nazarımda, hakkını kullanan bir partiye “ihbarcı, resmiici” demenin, kendisine muhalif olan herkese “bunlaaar teröriiist” demekten zerre farkı yoktur.

Meselenin beni dehşete düşüren kısmı ise şu; bu şahıslar taşıdıkları satır ve bıçakları aynı zamanda komünistler üzerinde kullanmaktan da çekinmemişlerdir. Bu uğurda, Ankara'da 5 TKP üyesi satır ve bıçak darbeleriyle ağır şekilde yaralanmış; bir TKP üyesinin kolu bilekten satır darbesiyle koparılmıştır.

Bu noktada isterseniz şimdiye kadar tüm yazdıklarımı unutup bir kenara koyabilirsiniz. Ancak bir devrimci olarak, sadece ve sadece şu satır, bıçak meselesine yönelik diyeceklerim var!

Neredeyse 10 yıl oldu Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak aktif siyaset içerisindeyim. Türkiye'nin yaşadığı sayısız gündeme tanıklık ettim; sayısız eylem, direniş, çatışma, grev, kavga gördüm yaşadım. Ancak ve ancak hiçbirisinde bir TKP'linin elinde satır silah vb. ile ortalıkta dolaştığını, birilerine saldırdığını görmedim! Bu tesadüfi bir tavır değil arkadaşlar, TKP geleneğinin karakteristik ilkesel duruşudur. TKP'li bir komünistin değil saldırmak; bıçak taşıması, elinde satırla gezmesi bile doğrudan partiden ihraç sebebidir. Çünkü bir komünistle bir maganda arasında bariz farklar vardır. Komünist bir parti ile bir suç şebekesi arasında keskin farklar vardır.

Türkiye Komünist Partisi'ne sayısız satırlı bıçaklı silahlı saldırı olmuştur ancak hiçbirisine TKP'liler aynı şekilde satır ve silahla karşılık vermemiştir. Kendi adıma söylemek gerekirse de, bana bıçak çekilmesinden çok; birisine bıçak çekmekten, o eşiğe gelmekten korkarım.

Dün geceyse kendisine komünist diyen bir grubun tüm bu ilkeleri ve ahlaki değerleri ayaklar altına alıp gözü dönmüşçesine satır sallamalarına tanıklık ettik.

Bunu yapmalarının sebebi ise, kendilerinin aslında TKP olduğunu iddia etmeleri ve Erkan Baş'ın başkanlık sevdası. Hele gene Erkan Baş'ın, hangi taraftan olduğu önemsiz bir şekilde onlarca devrimcinin yaralanabileceği bu gerilimi ısrarla başkan diye anılmak için kışkırtması, yaptığı açıklamalarla ciddiyetsiz gülücükler ve şarkılar paylaşarak sulandırması gerçekten utanç verici. Kendisiyle yıllarca beraber mücadele etmiş, verdiği sayısız eğitime katılmış bir komünist olarak, ben onun adına utandım ve özetlemek gerekirse;

Kusura bakmayın arkadaşlar ancak elinize satır, bıçak aldığınız gün TKP'li olma ehliyetini kaybettiniz. Elinizde satır, bıçak varken bunun üzerine konuşulacak tek bir şey yoktur.

Türkiye işçi sınıfının öncü partisi ve Türkiye'nin en eski siyasi partisi TKP'nin kaderi, satır ve bıçakla terör estiren, parti binasına giremeyince civar esnafa saldıran bir grup vandala emanet edilecek değildir!

Sizin de dediğiniz gibi, aynılar aynı yere; ayrılar ayrı yere…

Kim olduğu önemsiz bir şekilde, dün gece yaralanan herkes için üzgünüm. Umarım bu tartışma artık sonlanır ve tekrar etmez. Hepimize geçmiş olsun.

Edit ve not: Arkadaşlar bu paylaşımda tamamen kendi düşünce ve gözlemlerimi ifade etmek istedim. Mesela hali hazırda oldukça hararetli olduğu için hiçbir şekilde paylaşımın altında yorum aracılığıyla hakaret, küfür, tehdit, polemik, goygoy ve zevzekliğe müsaade etmeyeceğim. Kişisel algılamayın." Alıntıdır
bu başlıktaki tüm girileri gör