confessions

the

βετεράνος♛  · 2 Haziran 2017 Cuma

  1. toplam giri 1529
  2. takipçi 57
  3. puan 28336

malatya

the
Üç bin sene önce Hititler Malatya şehrini kurduklarında buraya "Meyve Bahçesi", Bal manasına gelen Maldiya ismini vermişlerdir. Asurlular bu şehre Milidia Romalılar ise Melita ve Melitene demişlerdir. Müslüman Araplar Malatiye ismi ile anmışlardır. Türkler Malatya'yı fethedince bu şehre bugünkü ismi olan Malatya demişlerdir.

(Kaynak: http://www.nedir.com/malatya#ixzz4lJddAa6x)

çöl kraliçesi

the
Arap çöllerinde seyahatler yaptı ve batılılara çöl hayatını anlatan yazılar yazdı. Araplar ona genellikle "Çölün Kızı" ve "Irak'ın Taçsız Kraliçesi" derlerdi.
1868 doğumlu.
Fransızca, İtalyanca, Almanca, Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapçayı çok iyi bilir...

evrim teorisinin geçerliliği

the
Teori kelimesinin bilimdeki anlamı sizin bildiğiniz gibi değil.
Evrim teorisi yerçekimi kadar gerçektir. Sayıları binleri aşan ara geçiş formları, iskeletler, fosiller, Koskoca bir dinazor süper sınıfı ve deniz memelileri bunu kanıtlıyor...

nısbi parça veya oran teorisi

the
Bu teoriye göre bizim evrenimiz başka bir evrenin kimyasal yapısının sadece küçük bir bölümüdür. Bizim galaksi dediğimiz şeyler dış evrenin protonlarının çevresinde dönen sadece bir elektron olabilir. Bu protonlar çok ağır ve büyük oldukları için ışık bu protonlardan kaçamadığından onları bu yüzden göremiyor veya algılayamıyor olabiliriz. Bu anlamda evrenimizdeki 1 milyar yıl diğer evrende 1 saniyeye denk gelebilir ve bu boyutlarda evrenimiz diğer bir evrenin sadece atom altı yani subatomik bir bölümü olup içinde bulunduğumuz evren bir protonun bir defada orbitine yeni bir elektron almış olması olayı olabilir. Bu anlamda algıladığımız evren, bir galaksinin göremediğimiz karanlık bir maddenin merkezinin etrafında dönmesi gibi, diğer evrenin çevresinde dolaln bir elektron olup bu atomik yörüngeyi tamamladığı bir süreye ve bu orana denk gelebilir. Yani dışarıdan bakıldığında 13 milyar yıl yaşındaki evrenimiz sadece 1 saniye daha eski olarak görülüyor olabilir…




(https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com)

gaz bulutu teorisi

the
Bu teori gaz bulutlarının güneşin yerçekimi kuvveti tarafından uzaydan dışarıdan bir yerden çekilmiş olduğunu söyler. Bu gaz kütleleri daha sonra duraksayarak yoğunlaştıkça gezegen ve uyduları oluşturmuş ve bu katılaşan kütleler de daha sonra birbirleri etrafında dönmeye başlamışlar. Ancak gazlar kümeleşip yığınlaşmazlar ve güneşe doğru düzlemsel bir hareket içindeyken daha sonra dairesel bir yörünge çizmezler.





(https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com)

stellar çarpışma teorisi

the
Bu teori iki yıldızın birbirleriyle çarpışıp gezegenlerimizi ve uydularını meydana getirdiğini söyler. Ancak böyle olsaydı çarpışan yıldızlar sonradan duraksamaz veya biri ortadan kalkmaz, aksine biri diğer yıldızın çevresinde dönerken diğeri ise onu tekrar çarpışacakları ana kadar uysallıkla beklerdi. onları almak placidly bekliyordu güneşler biri. Bu durumda gezegenler ve uydular ya güneşten çok uzağa fırlatılır ya da güneş tarafından çekilerek güneşin içine çökerlerdi.





(https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com)

gezegensel çarpışma teorisi

the
Bu teoriye göre, dünyamız küçük bir gezegenle çarpışıp Ay'ı oluşturdu. Ama böylesine bir etki gezegenimizi tamamen yok edecekti. Böylesine güçlü bir çarpışma etkisi, çevremizde bir tur atabilen bir Ay'ı nasıl üretebilir ki? Ayrıca bizim uydumuz için geçerli olan şeyin aynısı güneş sistemimizdeki tüm 150 ay için de tekrar edilmesi gerekirdi. Bu teori, güneş sistemimizdeki tüm 150 uydunun bu yolla oluşabilmesi için gerekli olan çarpışma sayısı için, binlerce gezegenin olmasını gerektirecektir. Oysaki güneş sistemimiz sadece 8 gezegene sahip. Diğer yandan neden böyle oluşumlar bugün yaşanmıyor veya başka bir yerden uçup gelen bir gezegen başka bir gezegene çarpmıyor?




(https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com)

akresyon teorisi

the
Bu teori, evrendeki küçük materyal parçalarının yavaş yavaş bir araya geldiğini ve sonunda gezegenimizi oluşturduğunu söyler. Sonra daha fazla parçalar bir araya gelerek bu kez Ay'ı oluşturdu ve oluşan Ay Dünyamız etrafında dönmeye başladı. Bu fikir de gerçeklere oldukça uzaktır. Gezegenler, uydular ve asteroitler dikkatle düzenlenmiş yörüngeler üzerinde hareket ederler. Göktaşları doğrusal devinim içinde hızla yol alırlar. Hiçbir materyal parçası evrende başı boş dolaşmadığı gibi bu parçalar da birbirlerine yavaş yavaş eklenip sonradan takılamazlar.





(https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com)

yakalanış teorisi

the
Gezegenler ve aylar başı boş bir şekilde evrende dolanırken güneşin yörüngesine girip güneş tarafından yakalandıklarını ve daimi bir yörüngeye oturulduklarını söyler. Ancak böyle olmuş olsaydı güneşin etrafından belirli bir yörüngeye girmeyip aksine sahip olduğu ağır kütlesi yüzünden güneşe doğru yol alıp güneş tarafından çekilecek ve sonunda çarparak güneş tarafından absorbe edileceklerdi. Bu durumda ne güneşin etrafında ne de birbirlerinin çevresinde dönebileceklerdi. Bunun yanında şimdiye kadar Güneş sistemine dışarıdan gelerek yerleşen veya giren yeni gezegenler veya bugün bizim gezegenimizin yörüngesine girip konulan yeni uydulara asla tanık olunmamıştır. Bugün güneş sistemimizde gezegenlerin çevresinde en az 150 tane uydunun var olduğu biliniyor.




(https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com)
63 /