feminizm

laiksavar
geleneksel olarak liberal, sosyalist ve radikal düşünce sistemlerindeki ayrım açısından incelenen kadın hakları müdafaa hareketi. liberal düşünce ekseninde olan liberal feministler feminizmi, kadının ikinci planda olmasını, toplumda hakların ve fırsatların eşitsiz dağıtılmasıyla açıklama eğilimdeler. bu eşit haklar feminizmi temelde reformist bir harekettir. bu hareketi, özel veya ev içi hayatı yeniden düzenleme amacından çok kamusal alanın reformuyla, yani kadının hukiki ve siyasi statüsünün yükseltilmesi ve onların eğitim ve kariyer durumlarının geliştirilmesiyle ilgiliydi. buna karşılık sosyalist feministler, kadınların örneğin ev içi emekte erkek işçilerin yükünü hafiflettikleri, kapitalist işçi nesillerini yetiştirdikleri, eğitimlerine yardımcı oldukları ve emek ordusunun yedek kuvvetleri olarak faaliyet gösterdikleri bir yer olarak aile veya ev hayatıyla sınırlandırılmış iktisadi önemine dikkat çekerek, genellikle kadının ikinci planda olmasıyla kapitalist üretim büçümü arasındaki bağlantıyla vurgu yapıyorlardı. ikinci dalga denilen feminizmin ise ayırıcı vasfı, geleneksel siyasi doktrinlerden gelmeyen radikal feminizmin bir ürünü olması. radikal feministler ise gender (toplumsal anlamıyla cinsiyet) ayrımının toplumdaki en temel ve en önemli bölünmeyi ifade ettiğine inandılar. onların gözünde tarihi ve çağdaş tüm toplumlar patriarşi ve nüfusun yarısı olan kadınların diğer yarısı olan erkekler tarafından denetim altında tutulduğu kurumlarla nitelenmiş. bu yüzden radikal feministler (3.dalga) cinsel bir devrime, özellikle şahsi, ev içi ve aileyle ilgili hayatı yeniden yapılandıracak bir devrime ihtiaç olduğunu günümüzde de sürekli dile getiriyorlar. tüm radikal feministlerin erkekleri bir düşman olarak gördüklerini söylemek doğru değildir. radikal feminizmin sadece aşırı bir biçimi erkeği düşman olarak tasvir eder ve kadının erkek toplumundan çekilmesine ve kimi zaman siyasi lezbiyenlikle ifadesini bulan bir duruşa ihtiyaç olduğunu ileri sürer. sesi en çok çıkanlar da bu üçücü dalganın aşırı versiyonları olduğundan konuya yüzeysel düzeyde ilgisi olanlar feminizmi erkek düşmanlığı olarak görebiliyorlar. bu, durum odtü'de solcuların çoğunlukta oldukları yanılgısıyla aynı. odtü'de de solcular çoğunlukta değiller. azınlık grubun sesi en çok çıktığından odtü'de solcu çoğunluk olduğu sanılıyor. feministler arasında normal halkın hiç haberdar olmadığı akademik düzeyde çalışan insanlar da var. göz önündeki feminist hareketlere bakıp feminizm şöyledir, böyledir, erkek düşmanlığıdır seviyesindeki yorumlar sığ yorumlardır. bu durum meseleyi görmezden gelip konuyu geçiştirmeye sebebiyet vermektedir. türkiye'nin, genel olarak da orta doğu'nun feminizme (kanser olan 3. ve 2. dalganın bazı versiyonları hariç) çok ihtiyacı var.
bu başlıktaki tüm girileri gör