confessions

sokakedisi

Yazar  · 6 Mayıs 2017 Cumartesi

  1. toplam giri 11
  2. takipçi 1
  3. puan 152

hayırsız ada köpek katliamı

sokakedisi
3 haziran 1910'da, dönemin belediye başkanı suphi beysoyundu'nun talimatıyla 80 bin civarında köpeğin mecburi bir ada yolculuğuna çıkartılması ile başlayan katliam.

Hayırsızada sadece kayaydı, dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri istanbul'dan bile işitilir olmuştu. sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile hayatta değildi.

Bu olayın sebebi olarak gösterilen de aşağıdadır.

1910 yılında ittihat terakki hükümeti döneminde bir ingiliz sefiri'ni köpek ısırıyor. bu olay diplomatik kriz haline gelmesi üzerine istanbul'daki 80.000 köpek sivriada'ya (hayırsız ada) götürülüyor.
Burada açlıktan ve susuzluktan ölüyorlar.
Köpeklerin çığlıkları balat sahillerine kadar geliyor. o dönemin halkı, osmanlı'nın çöküşünü köpek katliamına bağlıyor. bu nedenle yıllar sonra adada kalan az sayida köpek istanbul'a getiriliyor.

Bu olay, pierre loti'nin kaleminden şöyle aktarılmış.

Kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiler. hiçbir türk, hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi.
Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından ya da kuyruklarından yakalayorlar ve onları rastgele kan revann içinde hayırsızada'ya götürecek olan mavnalara

Bu da o dönem bu adanın çevresinden geçen bir fransız gazetecinin yazdıkları;

Köpeklerin en büyük kısmı sahili takip eden kayalık üzerinde toplanmıştı. pek çokları güneş hararetinden kavrulmuş, serinlemek için var güçleriyle suda yüzüyorlar, son takatlarına kadar suda kalmak istiyorlar. ötede beride görülen cesetlerin etrafında dolaşarak, çabalayarak bir parça et koparmaya çalışıyorlar... karadaki diğer kısmı ufak bir gölge bulabilmek için taş kovuklarına sığınmak üzere delik, deşik arıyorlar... diğer bir kısmı ise adeta delirmiş gibi oraya buraya koşuyorlar, sürekli kendi etraflarında dönüyorlar. işittiğimiz feryatlar köpek havlaması değil adeta insan feryadı idi. kaptan geminin düdüğünü çaldırdı. zavallı hayvanlar bir yardım sesi duymuş gibi heyecanlandılar. bu sese hayvanların nasıl yalvarırcasına cevap verdiklerini size anlatamam. bilmem göz önüne getirebiliyor musunuz? feryat ve inilti saçan bir yalçın kaya.
4