(bkz:cursed 27)
the boy in the striped pyjamas. tam olarak nazileri anlatmasa da 2. dünya savaşı dönemi nazi almanyasında geçer. ilk kez ağladığım filmdir
konya her ne kadar yobaz bir şehir de olsa, bosna taraflarını bilmeyen konyada üniversite okunmaz diye düşünüyor. ama selçuk üniversitesi tarafları bilinen konyadan tamamen bağımsız ve ayrı kocaman bir şehir gibi. dediğim gibi, bosna hersek mahallesi 2 tane karaman büyüklüğünde bir mahalle. konyada gayet de okunur üniversite.
@1'in de dediği gibi ''abi amsterdam yhaa harika yhaa'' diye gezen birini görürseniz bilin ki o arkadaş ne berlin'de ne de barselona'da bulunmuştur. evet deyip geçilesi
fikret orman'ın beşiktaş yönetim kurulu başkanı olması
araba sürüyorum ama yıllardır ehliyet almadım. 1-2 hafta önce artık zamanının geldiğine kanaat getirerek bir sürücü kursuna yazıldım ve 3 gündür direksiyon dersine gidiyorum formaliteden. direksiyon hocam 3 gündür derse başlarken, ders ortasında ve ders sonuna yaklaşırken ''kolonya cumhuriyetini izledin mi ya?'' diye soruyor ben de her seferinde yok abi izlemedim diyorum ve her seferinde aynı sahneleri anlatıp kahkaha atıyor. yazık adam üzülmesin diye de anlatmıştın abi diyemiyorum. özetleyecek olursak bok bir durum
hiç denemedim bırakmayı. istesem bırakabilir miyim bilmiyorum ama sanmıyorum da. sanırım ben sigaraya aşığım, onu seviyorum.
ister dayatma diyin ister kapitalizm. markasız giyinemiyorum elimde değil
hiç dışarıyı izleme fantezim olmadığından hep koridor tarafını tercih etmişimdir. ha bi de 1.92 olup dolayısıyla bacak boyun da uzun olunca bacaklarını koridora taşıma zorunluluğun olabiliyor. yeri gelmişken ön koltuktakilerin amına koyim.
ardından keşke izin vermeseydim diye düşündürür.
var
eski sevgililerimi düşünerek bastırbasyon yapıyorum.