confessions

Beastbrook

votka  · 1 Haziran 2017 Perşembe

  1. toplam giri 328
  2. takipçi 19
  3. puan 8555

laik sözlük yazar gerçekleri

Beastbrook
sözlük formatı iyi, güzel, hoş bir yere kadar her neyse. anlamadığım bir kaç konu var ama. neden hakaret içermeden kendi görüşünü savunan sayısı çok az? veya neden her tartışma konusunun sonu laik sözlük yönetim odasında bitiyor? örnek vererek söylüyorum 2-3 5-10 kişinin atatürk, türkiye, tsk vb. gibi şeyleri ele alarak attığı laflara sürekli bir karşıt kavga içeren durum ortaya çıkartıyorsunuz? neyi takıyorsunuz abi kafanıza onu anlamıyorum ben. ülkeye bile giremeyen insanların veya sokakta böyle konuşamayan insanların sözlük üzerinden yazdığı şeyler için neden kendinizi geriyorsunuz? sanki karşınızda çok büyük bir insan varmış gibi kâle alıp cevap yazıyorsunuz. yazmayın abi boşverin yazar yazar susar. yazsa bile bir şey değişmez yani dediğim gibi durum. şu bide sürekli gördüğüm çok bilmişlik. lise terk veya iktisat mezunu kişinin 2 dostoyevski 1 tolstoy okuyup 1-2 belgesel izledi diye kendini bilgelerin bilgesi sanıp direkt olarak karşısında duran kişiyi ezme çabası vs. acınası haller gerçekten. zaten aktif çoğunluk troll. burası daha çok savaş alanına dönüyor. sol frame de yer alan çoğu başlık belli bir kişiye veya kişilere karşı açılmış başlıklar olup içerisinde tartışmalar, artılar, eksiler, yorumda kavgalar havada uçuşuyor. e tabi birde sözlükte neredeyse çoğunluğun birbirine yazması gibi bir durum var... garip haller anlayacağınız üzere.

sözlük kavramına veya sözlüğe karşı bir laf atma durumum yok kesinlikle ama demek istediğim şu ki yarın girip girmeyeceğin belli olmayan bir yerde neden kavga, aşağılama?

sözlükte milleti işe yaramaz, gereksiz olarak nitelendiren çoğu kişi bile günde 15 saat sözlükte, bilgisayar başında hiçbir şey yapmadan geçiriyor zamanını. ülkenizi buradan 3-5 laf atan kişiyle kavga ederek savunamazsınız. asosyal olarak ülkeyi savunamazsınız arkadaşlar, yapmamanız gerekiyor böyle. ülkeye vs. hiçbir yararınız olmadan millet e laf atmamalısınız. bi aynaya bakın. deyin ben ne yapıyorum bütün gün. bunlar benim düşüncelerim sadece kimseye hakaret etme gibi bir durum söz konusu değil. üstüne alınan alınsın o konuda yapacağım bir şey yoktur. sevgilerle...
2

solculara yönelik eleştiriler

Beastbrook
uzun zamandır yazmak istediğim bir şeydi artık sizlere sunuyorum. herhangi bir siyasi görüşü olmayan biri olarak yazıyorum bunları baştan belirteyim.

solculardan nefret etme sebepleri en basit örneği ile buralarda bile gördüğüm kadarıyla tartışmayı bilmemeleri olur sanırım. kendileri gibi düşünmeyenleri zerre kadar iplemeyip, karşısında ki kişiye atak olacak şekilde kelimeler sarf etmek oluyor. karşıt bir görüş gördüklerinde hemencecik sert olarak eleştirerek karşısında olan insanın görüşünü bilmeden "yobaz" , "cahil" , "akp zihniyeti" sıfatlandırmaları yakıştırıyorlar. çoğunun mustafa kemal'in yaptığı şeyleri okuduğuna bildiğine bile emin değilim. neden kendiniz gibi düşünmeyenlere yüksekten bakma gereği duyuyorsunuz? her şeyin en iyisini sizin görüşünüz olduğunu neden savunuyorsunuz? sanki başka biri başka şekilde düşünemez gibi. başka şekilde düşünenleri neden itekliyorsunuz?
solcular arasında ayrıca sözlükte görüldüğü gibi çok fazla gruplaşmalar mevcuttur da. herhangi birisi karşıt görüş sağladığında tüm olarak nefret kusma, aşağılama söz konusu olabiliyor. dinsiz biri olarak söyleyebilirim dinli olmanın koyun olmakla alakası yok. akp'ye oy atmayan biri olarak söylüyorum akp'ye oy atmakla "yobaz, cahil" olmak olmuyor. genel bir tutumdan kaçınıp akp'lilerden gördüklerinizin geneli öyle diye (ki bu size yargılama hakkı da vermez) çoğul olarak "yobaz, cahil, koyun" olarak nitelendirmeleri de nefret etme sebeplerindendir. akıllı olduklarını sandıkları kadar empati kurmaktan da bir hayli uzaktırlar. karşınızda ki cahil dediğiniz insanların yerine koysanıza kendinizi bir kere olsun. daracık bir kasaba da köy de daha okulu, hastanesi yeni yeni olan, telefonları olmayan olsa bile çekmeyen, televizyon olmayan bir şeyden haberdar olmayan bir yerde büyüdüğünüzü düşünün bir kere. starbucks'a gidip kahve içerken kitap okumak istanbul'da çok kolay. her sene doğu'ya yardımlar yapılıyor okullar tarafından kitap, kıyafet gibi. kaçınız okusunlar, bilsinler diye kitaplarınızı yolladınız?
8

ülkücülere yönelik eleştiriler

Beastbrook
görüşü olmayan biri olarak yazdığımı bu başlıkta da hatırlatmak istiyorum.

ülkü ocaklarının çoğu hevesle gidilip, kavga, dövüş, şiddet üzerine kurulu yerlerdir gördüğüm ve kendi kanaatım kadarıyla. çoğu kişi arkam olsun, bir şey olduğunda yanımda olan insanlar olsun, abilerim olsun deyip giderler. bu durumla ilgili bir çok şey gördüm şu ana kadar. bir zamanlar arkadaşım bir ocaktaydı. sürekli toplantılar yapılıyordu falan. ocakta ki küçük kişilere ki o zaman benim arkadaşım da lisedeydi, etraftan arkadaşlarını, insan çağırmasını istiyorlar. hatta ne kadar getirirsen değil belirli bir sayı verilip sayıya ulaşılmazsa cezalandırma işlemi tarzında bir şey bile uygulanıyor. ki gözümle gördüm ben bunu. ayrıca çok karmaşık bir görüşü vardır ülkücülerin. sürekli bir birlik beraberlik başlığı altında şiddet gösterisi yapan insanlar oluyor genelde. kürtlere karşı özel olarak şiddet ve eylem gösterme potansiyelleri de fazla oluyor. ülkeyi sanki babalarının malları sanıyorlar ve ona göre hareket ediyorlar kimse onlara bir şey diyemez, sesini çıkaramazmış gibi. elinde tesbih, belinde silahla dolaşmaları tamamen vatandaşa karşı tehdittir aynı zamanda. bunlar kısaca nefret etme sebepleridir kendimce söyleyebileceğim.

mevlana vs john cena

Beastbrook
john cena öncelikle askerdir mevlana asker olmadığı için john cena açık ara alır. you can't see me yaparak mevlanayı kör eder daha sonra attitude adjustment ile kolayca kazanır. dıt dıdıt dıııııııt dıt dıdıt dııııt.

stephen curry

Beastbrook
dell curry nin oğlu. babası gibi basketbolcu. curry ailesinin gururu belki de. iki kez üst üste üçlük rekoru kırdı. inanılmaz yerlerden inanılmaz şekilde attığı şutlarıyla tanınıyor. modern basketbolun en üst seviyesinde yer alan kişilerden birisi.

atatürk sözleri

Beastbrook

"Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve bana taan edenler çıkabilir. Hattâ bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler, Hind'den, Mısır'dan döner, dolaşır gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur."

kadınların saçma hareketleri

Beastbrook
bayan, karı değilmiş, kadınmış gibi şeylere takılması.
bir tartışma durumunda ağzına gelen bütün çirkin şeyleri söyledikten sonra biz bir şey söylediğimizde hemen kadın olduğunu hatırlatmaları, konuşmamıza dikkat etmemiz gerektiklerini söylemeleri. özellikle bir erkek yüzünden bütün erkekleri aynı kutuya koymaları.

isviçre'de vatandaşlık maaşının reddedilmesi

Beastbrook
İsviçre hükümeti herkese ayda 2500 frank(7500 türk lirası) vatandaşlık maaşı verilmesi için yasa tasarısı hazırladı. tasarıya göre; 18 yaşından küçüklere aylık 625 frank(1800 türk lirası) ödenecekti. tasarı halk oylamasında yüzde 77 ile red kararı aldı. isviçreliler "koşulsuz maaş verilirse çalışmamak özendirilir ve işsizlik artar" dedi.

bu nedir ya.

ermenilere yönelik eleştiriler

Beastbrook
ermenistan politikası günümüzde tamamen türk-türkiye-azerbaycan karşıtı görüşler üzerine kurulmuştur. çoğu zaman bize karşı olan atakları (türk bayrağı yakmak) gibi şeyleri oluyor. kendi ihanetlerini olmamış bir soykırım üzerine yatırmaları içler acısıdır maalesef. gerçekten tarihe bakılırsa ermenileri yaptığı şeylerden dolayı eleştirmemek söz konusu bile olamaz. şöyle kısa kısa başlıklarla size tarihten örnekleri sunacağım.

Ermenilerin Örgütlenmesi

Osmanlı Devletinde yaşayan Ermenilerin ilk ulusal hareketleri 1860 yılında kurulan derneklerle başlamıştır. Bu dernekler zamanla dış yardım ve kışkırtmalarla, Ermenileri devlete karşı ayaklandıran komiteler haline gelmiştir. Ermeni kiliseleri ve Ermeni okulları ihtilalci fikirlerin aşılandığı en önemli merkezlerdir.

Komiteler

1. Hınçak (Çan) Komitesi: 1887'de İsviçre'de Kafkasyalı Ermeniler tarafından kurulmuştur. Amacı Türkiye Ermenistanı'nı kurmak, daha sonra Rus ve İran Ermenistanlarıyla birleşerek bağımsız bir Ermenistan yaratmaktı. Sosyalizmi benimsemişlerdi.

2. Taşnaksutyun Komitesi (Ermeni İhtilâl Cemiyetleri Birliği): 1890'da Kafkasya'da kuruldu. Amacı Ermeni örgütlerini birleştirmek, Türkiye'ye geçen çetelere yardım etmek, isyanlar çıkartmak suretiyle Türkiye Ermenistanı için siyasî ve iktisâdî özgürlük elde etmekti. Nasyonal-sosyalizme benimsemişlerdi.

Komitenin örgütüne verdiği emir şu idi:

"--Türkü, Kürdü her yerde, her türlü koşullar altında vur! Mürtecileri, ahdinden dönenleri, Ermeni hafiyelerini, hainleri öldür, intikam al!"

1908 Öncesi Ayaklanmalar

Sivas ayaklanması (11 Ekim 1881), Erzurum olayı (20 Haziran 1890), İstanbul'da Kumkapı ayaklanması (15 Temmuz 1890), Yozgat olayı (Ekim 1893), Tokat olayı (Ağustos 1894), Birinci Sason isyanı (Haziran 1893 - Ağus. 1894), İstanbul'da Bâb-ı Âli baskını (18 Eylül 1895), 1895 - 1896 ayaklanmaları: Bu iki yıl içinde Ermeniler Anadolu'nun çeşitli yerlerinde ayaklanmalar yaptılar. Bunların başlıcaları; Geyve, Yozgat, Kayseri, Develi, Diyarbakır, Siverek, Harput, Malatya, Arapgir, Adıyaman, Maraş, Urfa, Antep, Sivas, Niksar, Divriği, Merzifon, Amasya, Trabzon, Gümüşhane, Bitlis, Muş, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Hınıs ayaklanmalarıdır, Adana olayları (Ekim 1895 - Mart 1896), Zeytun isyanı (Temmuz 1895 - Ocak 1896), Van isyanı (Ekim 1895 - Ekim 1896), Osmanlı Bankası baskını (14 Ağustos 1896), İkinci Sason İsyanı (1898 - 1904), Sultan Abdülhamid'e suikast girişimi, bomba olayı (21 Temmuz 1905)

BİTLİS AYAKLANMASI (Ekim 1895)

Bitlis Ermenilerini Diyarbakır, Erzurum, Van komiteleri ihtilâl ve isyana sürüklemişlerdir. Ermenilerin silah kullanmaktaki korkaklığı, müslümanların ise; iyi silah kullanmaları sonucu, Ermenilerin tasarladıklarını yapmalarına imkân bırakılmamıştır. Müslümanlar böyle bir durumla karşılaşacaklarını akıllarına getirmediklerinden yanlarında bıçak ve deynekten başka silah olmadığı halde çarpışmışlardır. Memurlar, komutan ve askerlerin aldıkları ciddi tedbirlerle ayaklanma ancak iki saat sürmüştür. Bu kargaşalıkta İslâmlardan 38 ölü 135 yaralı, Ermenilerden de 136 ölü 40 yaralı olmuştur.

İkinci Meşrutiyetten sonra ayaklanmalar
ADANA AYAKLANMASI (14 Nisan 1909)

Birinci Dünya Savaşında Ermeni Olayları
Zeytun olayları, Kayseri Olayları, Bitlis ve Muş olayları, Erzurum ve Erzincan olayları, Elazığ (Harput) olayları, Yozgat olayları, Sivas olayları, Adana olayları, Trabzon ve Samsun olayları, İzmit ve Adapazarı olayları, Urfa olayları, Van isyanı

ayrıca;
VAN'DA ERMENİ ZULMÜ, MUŞ'TA ERMENİ ZULMÜ, ZEVE'DE ERMENİ ZULMÜ, ERZURUM'DA ERMENİ ZULMÜ, ADANA'DA ERMENİ ZULMÜ

Ermenilerin 1918 - 1920 yılları arasında yaptıkları mezâlim

Ermenilerin Ruslara yardımcı olarak birlikte işgal ve katliamlar yaptıklarını yukarıda anlatmıştık. İşgal yıllarında bu zulüm çeşitli şekillerde devam etti. Nihayet 7 Kasım 1917'de Rusya'da ihtilâl oldu, 22 Ocak 1918'de Rusya mütareke istedi. Bunun üzerine Rus ordusu işgal ettiği doğu Anadolu'dan çekilmeğe başladı. Bu esnada Ermeniler yine yağma ve katliamlar yaptılar. Her tarafı yakıp yıktılar. Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Erzincan, Van, Bitlis, Muş ve Kars bölgelerinde pek çok zulümler icra ettiler.

KAYNAKLAR
(1) Türkiye'nin Siyasi Tarihinde Ermeniler ve Ermeni Olayları, Halil Metin, M. Eğitim Yayını, İstanbul 1997, s. 16
(2) Türkiyenin S. T. E. ve E. O. s. 87-93
(3) Türkiye Tarihi, Yılmaz Öztuna, c. 7, s. 180-181
(4) Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, Mehmet Hocaoğlu, İstanbul 1976, s. 275-276
(5) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 478 - 480
(6) Türkiye Tarihi, Yılmaz Öztuna, c. 7, s. 227
(7) Türkiye'nin S. T. E. ve E. O. s. 129-131
(8) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 720-721
(9) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 723
(10) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 733-734
(11) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 735-736
(12) Türkiyenin S. T. E. ve E. O. s. 146-147
(13) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 764
(14) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 704
(15) Türkiyenin S. T. E. ve E. O. s. 28, 157

leonardo da vinci

Beastbrook
1452 doğumlu italyan hezârfan döneminin önemli ressamı, filozofu, astronomu, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarıdır. en ünlü eseri mona lisa ve son akşam yemeğidir. rönesans ı sanatın nirvasına ulaştırmıştır. gelmiş geçmiş en büyük sanatçılardan ve dehalarından biri olarak görülür. eşcinsel olduğu hakkında söylentiler vardır. askeri anlamdada bir çok buluşu vardır. hayat hikayesini anlatan (bkz:da vinci's demons) dizisi daha detaylı olarak gösterir her şeyi. izlemenizi tavsiye ederim.

lucifer

Beastbrook
zeka olarak benden üstün olan fakat 1-2 seneye ondan yakışıklı olacağım moderatör. içindeki kötülüğe rağmen kardeşine iyilik sergileyen adam gibi adam. ekmek almaya gitse tam olacak swh.
1