confessions

aborginal

Yazar  · 26 Nisan 2017 Çarşamba

  1. toplam giri 9
  2. takipçi 1
  3. puan 670

the big bang theory

aborginal
The Big Bang Theory veya kısaca TBBT, Chuck Lorre ve Bill Prady tarafından yaratılmış Amerikan durum komedisi. İlk kez 24 Eylül 2007'de CBS'de yayınlanmıştır.Kaliforniya'nın Pasadena şehrinde geçen dizi, beş ana karakter etrafında gelişiyor: Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan iki üstün zekalı ev arkadaşı olan deneysel fizikçi Leonard Hofstadter ve teorik fizikçi Sheldon Cooper, garson ve oyunculuğa hevesli sarışın karşı komşuları Penny, Leonard ve Sheldon'ın doktorası olmayan uzay mühendisi tuhaf iş arkadaşları Howard Wolowitz ve yine aynı yerde çalışan astrofizikçi Rajesh Koothrappali. Bu dört erkeğin bilime ve bilim kurguya olan ilgileri ve zekaları, Penny'nin sosyal beceri ve normal davranışlarıyla yan yana gelince komik sonuçlar doğuruyor.[4][5] Ayrıca 3 yardımcı oyuncu bazı bölümlerde ana oyuncu olarak dizide yer almıştır: Üniversiteden iş arkadaşları ve hem Leonard hem de Howard'ın eski sevgilisi Leslie Winkle, Penny'nin çalıştığı şirkette part-time garson olarak çalıştığı sırada Howard'la arkadaş olan mikrobiyolog Bernadette Rostenkowski ve bir çevirimiçi arkadaşlık sitesi aracılığıyla Sheldon ile tanışan nörobiyolog ve bir nevi Sheldon'ın kadın versiyonu Amy Farrah Fowler.
Prodüksiyonu Warner Bros. Television ve Chuck Lorre Productions tarafından yapılan dizi,[6] 2009 yılında Televizyon Eleştirmenleri Derneği tarafından en iyi komedi dizisi seçilmiş ve Jim Parsons da canlandırdığı Sheldon Cooper karakteri ile komedi dalında bireysel başarı ödülü almıştır.Dizinin müziği Barenaked Ladies adlı grup tarafından yazılmıştır. Şarkı, evrenin büyük patlamadan bu güne değişimini anlatır. 9 Ekim 2007'de 1 dakika 45 saniyelik versiyonu yayınlanmıştır.

mahir çayan

aborginal
Samsun doğumlu olan Mahir Çayan, ortaokul ve lise dönemlerini Haydarpaşa Lisesi'nde, yani istanbul'da geçirdi. 1963'te istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Ertesi yıl Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenimine devam etti. Bu dönemde TiP ve FKF'ye (Fikir Kulüpleri Federasyonu) bağlı olan SBF (Siyasal Bilgiler Fakültesi) Fikir Kulübü'negirdi. 1965'te bu kulübün başkanlığını da üstlendi.

1967'de kısa süreliğine o zamanlar ki kız arkadaşı Gülten Savaşçı'nın yanına Fransa'ya gitti. Buradaki sosyalist hareketlerin genel seyri ve içinde bulundukları tartışmaları izledi. 1968'deki 6. Filo eylemlerine izmir'de katıldı vegözaltına alındı. Bu dönemde Türkiye işçi Partisi (TiP) içinde başlayan Mihri Belli'nin savunduğu Millî Demokratik Devrimtartışmalarının içerisinde ve daha sonra kurulan THKP-C'nin önder kadrosunda bulundu. Bu tartışma sürecinde TiP adınaKaradeniz Ereğli'de çalışmalar yürüttü

Bu geziden sonra ideolojik olarak Millî Demokratik Devrim saflarında yer aldı. TiP ile olan temel ayrılığı devrim sorunu olarak tarif eder. Fransa'da bulunduğu süreçte Latin Amerika silahlı (fokoist) mücadelelerinden etkilenir. TiP'i bu süreçte yasalcılık ile suçlar, Türkiye'deki devrim sürecinin ancak silahlı bir mücadeleyle ve kendi özgül koşullarının tespit edilmesiyle olabileceğini savunur. Bu görüşe daha yakın olan Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde yazılar yazar. Bu dönemde yazdığı önemli yazıları "Revizyonizmin Keskin Kokusu 1", "Revizyonizmin Keskin Kokusu 2" ve "Aren Oportünizminin Niteliği" dir.

1969 yılında Ankara'da yapılan ve Fikir Kulüpleri Federasyonu'nun adını DEV-GENÇ(Devrimci Gençlik Federasyonu) olarak değiştirdiği toplantıda Türkiye sosyalisthareketinin seyrini değiştirir. Mahir Çayan, 1970'te Gülten Savaşçı ile evlenmiştir. 1971 yılında yapılan TiP kongresine katılmamıştır, fakat TiP ve kendi çalışma çevresinden öğrenci ve işçilerle birlikte bir toplantı örgütler.Mihri Belli ile olan ayrılıkları iyice ortaya çıkmış olmasıyla birlikte yolunu Millî Demokratik Devrim (MDD) sürecinden ayırarak, önce "genç subayların" askerî darbe yapmasını beklemek yerine halk ihtilali için silahlı propaganda faaliyetlerine başlar.

Bu ayrışmanın temel noktası, aslında MDD tespitinin TiP yasalcılığının başka bir versiyonu olduğu görüşüdür. O dönemde Türkiye devrim sürecini Kesintisiz Devrim I-II-III broşürlerinde dile getirir. Türkiye'nin sahip olduğu yapıyı oligarşi olarak tanımlar. Ek olarak "Türkiye'deki geçmişe nazaran refah seviyesinin artması ile birlikte devlet ve halk arasında bir denge vardır," demiş ve bu dengeyi suni denge olarak adlandırmıştır. Suni dengeyi de bozmanın ancak silahlı mücadele ile olacağını savunmuştur.

Bu süreçte Münir Ramazan Aktolga ve Yusuf Küpeli ile birlikte THKP-C'nin kuruluş çalışmalarını sürdürür. Örgütün diğer önemli isimleri arasında; Ertuğrul Kürkçü, ilhami Aras,Ulaş Bardakçı, Mustafa Kemal Kaçaroğlu veHüseyin Cevahir yer alır. Şehir gerillasımodellini benimseyen Mahir Çayan buna uygun silahlı eylemlerin planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde bizzat bulunur. Bu arada THKP'nin şehir gerillası eylemlerini de planlayan Çayan, 12 Şubat 1971'de Ankara'da Ziraat Bankası Küçükesat Şubesi'nin soyulmasına katıldı. Şubat 1971'de Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, Kamil Dede ve Oktay Etiman'la birlikte istanbul'a geldi ve örgütün eylemlerine burada devam edilmesi için hazırlıklarda bulundu.

15 Mart 1971'de Erenköy Türk Ticaret Bankası soygununa katıldı. Bunun ardından 4 Nisan 1971'de işadamları Mete Has ile Talip Aksoy'un kaçırılıp, 400 bin liralık fidye alınması eylemini arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdi. Bu arada Türkiye Halk Kurtuluş Partisi'nin tüzüğünü Münir Ramazan Aktolga ile birlikte hazırladı. Aynı günlerde "ihtilalin Yolu" adlı parti bildirisini de kaleme alan Mahir Çayan, 22 Mayıs 1971'de israil Başkonsolosu Efraim Elrom'un kaçırılıp öldürülmesi olayına karışır. Kaldıkları evden kaçarken polisle girdikleri çatışma sonrasında Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir, istanbul Maltepe'de bir evde kuşatılır. Evde bulunan 14 yaşındaki Sibel Erkan'ı rehin alırlar. Çayan ve Cevahir'i ikna edebilmek için anne ve babaları ile aile büyükleri olay yerine getirilir. Hüseyin Cevahir ve Mahir Çayan'ın teslim olmaması üzerine 1 Haziran 1971 günü eve operasyon düzenlenir. Cevahir ve Çayan, Sibel Erkan'ı korumak için pencerelerden uzaklaştırır.

Hapisteki ilkay Demir, Mahir Çayan'ı hafif saçları dökülmüş, siyah saçlı ve esmer tarif etmiş ve bunun üzerine keskin nişancı Mahir Çayan sandığı Hüseyin Cevahir'e ateş açmıştır. Cevahir ölmeden önce 'aslan' diye bağırır ve son nefesini verir. 'Aslan' Çayan ve Cevahir arasındaki bir şifredir. Çayan ise arkadaşıyla daha önceden anlaştığı gibi sağ ele geçirilmemek için namluyu kalbine doğrultur ve tetiği çeker. Ancak solak olduğu için eli titrer ve kurşun kalbi yerine akciğerine saplanır. Hüseyin Cevahir ölü, Mahir Çayan ise yaralı ele geçirilir. Sibel Erkan zarar görmemiştir.

Mahir Çayan tutuklandıktan sonra bir süre dava arkadaşlarından ayrı tek başına bir hücrede tutuldu. Dokuz günlük ölüm orucunun sonunda gece yarısı istanbul Maltepe Cezaevi'ne getirildi. Dava sürerken 29 Kasım 1971'de THKP-C'den Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz ile Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'ndan (kısaca THKO) Cihan Alptekin veÖmer Ayna, kazılan tünelden çıkarak firar ederler. Firardan sonra THKP-C içinde bölünme yaşanır. Bu süre içinde örgüt içinde baş gösteren anlaşmazlığı tartışmak üzere 12 Aralık 1971'de Yusuf Küpeli ve Münir Aktolgaile görüştü.

Ancak bu görüşmede bir sonuç sağlanamadı ve Çayan içerde oldukları süre içinde partinin çizilmiş olan stratejisini terk ettikleri gerekçesiyle Merkez Komitesi'ndeki bu iki arkadaşını suçladı. Daha sonra genel komitedeki diğer üyelerin de onayı ile Yusuf Küpeli ile Münir Ramazan Aktolga'nın THKP-C'den ihraç edilmelerini sağladı. istanbul'da kalma olanakları daralan Mahir Çayan, Ankara'ya geçer. 19 Şubat'ta Ulaş Bardakçı, Arnavutköy'de kaldığı evde kuşatılır ve güvenlik güçleyile girdiği çatışmada öldürülür. Mahir Çayan ve arkadaşları bir yandan sürekli yer değiştirerek yakalanmamaya çalışırken, öte yandan idam cezası verilmiş olan Deniz Gezmiş, Hüseyin inan ve Yusuf Aslan'ın kurtarılması için eylem olanakları araştırırlar.

Ankara'daki ilişkiler de yakalanmalar sonucunda giderek daralır. Önce bazı kadrolar Karadeniz'e gönderilir. Koray Doğan'ın polis tarafından öldürülmesi ve diğer yakalanmalar sonrasında da Mahir Çayan, Cihan Alptekin,Ömer Ayna ve Ertuğrul Kürkçü Karadeniz'e geçerler.

Ölümü nasıldı ve neden öldü?

Bir süre Fatsa'da kalan Mahir Çayan ve arkadaşları infazları engellemek için eylem olanakları araştırırlar. 26 Mart 1972'deÜnye'de NATO'ya ait radar istasyonunda çalışan iki Kanadalı ve bir Britanyalı teknisyeni kaçırır ve karşılığında Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin inanve Yusuf Aslan'ın serbest bırakılmasını isterler. 28 Mart'ta rehinelerle birlikte Niksar'ınKızıldere köyü muhtarının evinde kalmakta olan arkadaşlarının yanına giderler. 30 Mart günü muhtarın evinde askerler tarafından ablukaya alınırlar.


Komutanların megafonla yaptığı teslim olun çağrılarına Mahir Çayan tarafından "Erleri geri çekin, rütbeliler gelsin" ve çok önemli bir söz olan, "Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik" sözleri ile karşılık verilir. Evi sarmış olan askerler eve girer. ilk Mahir Çayan düşer. Alnından aldığı yarayla evin çatısında can verir. Güvenlik kuvvetlerinin havan topları ve roketatarlarla evdekilere ateş açması sonucu Kızıldere olayı gerçekleşir. Çatışma sonunda Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna,Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan, Sabahattin Kurt ve Nihat Yılmaz öldürülür. Evde bulunan Ertuğrul Kürkçü samanlıkta yaralı ele geçirilir.

Rehineler ise çatışma sırasında ölürler. Cenazeler savcının nezaretinde Niksar'a zütürülür. Olaydan sonra Mahir Çayan'ın cenaze aracı askerler tarafından durdurulur ve cenazesi kimsesizler mezarlığına gömülür.

Beyler laf etmeden önce bir okuyun sosyalizm, komunizm, marksizm ve leninizm ne demek?

ondan sonra istediğinizi diyin ama okumadan laf etmeyin.