vera tulyakova

miractanyuvarlananninja
Nazım Hikmet'in saçları saman sarısı kirpikleri mavi karım benim küçük annem diye sevdiği son karısı, hayata verdiği son aşk molasıdır Vera. Tanıştıklarında evli ve bir kız çocuk annesidir ama Nazım bunu bilmiyordur. Yine de ondan vazgeçmemiş, onu her gün aramıştır. Vera'ya aşkını itiraf ettiğinde hıçkıra hıçkıra ağlamıştır. Kocasından kaçıp gelmiştir nazım'a. Evlendiklerinde yirmi sekiz yaşında olan Vera, kendisinden otuz yaş büyük Nazım'a aşıktır. Amansızca ve imkansızca sevilmiştir. Anlamı Rusça inanç demektir. Nazım'ın hayatı boyunca hiç aldatmadığı tek kadındır. Sekiz yıl birliktelikleri olmuştur ama Nazım çok hastadır ve her an ölümü bekliyordur. Bu yüzden anılarını, düşüncelerini sıklıkla Vera'ya anlatmış, Vera'da bunları not etmiştir. Nazım öldükten sonra ondan başka kimseyle evlenmemiş, onun için yazmıştır. ne yazıktır ki onun aşkını anlattığı satırları Nazım okuyamamıştır. 2001 yılında vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine Nazım'ın yanında yer olmadığı için yakıldıktan sonra yine Nazım'ın yanına(üstüne de olabilir) külleri gömülmüştür.

aşkın sesi vera'dan:
"yüreğim sana doğru yalpa vuruyordu, hâlâ anlamıyorum, neden yalpa vuruyordu ve omuzlarımı sıkıca kavrayan ellerin neresi olduğunu bilmediğim bir yere çekip götürdü beni."

''aydınlık evleri, sokakları, şehirleri severdin. parmaklıklardan nefret ederdin. evimizde, kapının üst kısmı parmaklık biçiminde camlanmıştı. ustaları çağırarak parmaklıkların basit camlarla değiştirilmesini istemiştin.. işte şimdi elimde bir kitap tutuyorum, türkiye'den gelen, seni anlatan bir kitap. içinde hapishanede çekilmiş bir resmin var. kalbim acıdan burkuluyor. hapishane duvarına dayanmış, tek başına duruyorsun, rüzgardan, soğuktan büzüşmüşsün. sırtında uzun eski bir palto, ayaklarında ipsiz kunduralar, bir deri bir kemik, kederli bir mahpus. kucağında zayıf, pis bir kedi. kendi dünyasında, kendini kendinde yitirmiş düşüncelere dalmışsın. bu resme bakıyor ve kendimi lanetliyorum. nazım seni yeterince esirgeyemedim, yeterince sevemedim, yeterince koruyamadım diye."

"kaç kere kaybettin beni nazım, kaç kere buldun? daha kaç kere daha kaybedip bulacaksın. ne kadar seviyordum seni, ne kadar! her gece yemin ediyor, ertesi gün sana 'hayır' demek için söz veriyordum kendi kendime. ertesi gün olduğunda da, çalışma saatlerinin bitiminde işten çıkıp köşeyi dönüyor ve gözyaşlarıyla atılıyordum boynuna."

Nazım Hikmet son şiirini ona yazmıştır:

Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana

Geldim
Kaldım
Güldüm
Öldüm
(1963)