Özgürlük; ne baskıcılıktır ne de vurdum duymazlık. Özgürlük dediğimiz şey aslında, insanın kendisini bilmesidir evvela.
Örnek verelim...
Elimize bir tebeşir alalım ve yuvarlık bir şekilde etrafımıza bir çember çizelim. Her bir bireyin (aynı orantıda) bir çember çizdiğini varsayalım. İşte Özgürlük, herkesin kendi çemberinde varolabilmesidir. Ne daha azıdır ne de daha fazlası.
Kimsenin kimsenin yaşam hakkına ya da arzusuna müdahale etme hakkı yoktur. Herkes kendi çemberi içerisinde dilediğince yaşamaya serbestir. Ama kimsenin kimsenin dairesinin içine girmesine hakkı yok.
İşte bunu öğrendiğimiz zaman gerçekten sosyalist, gerçekten özgürlükçü olacağız. Kimseye zarar vermeden, kimseyi kırıp dökmeden yaşadığımızda insan olacağız oysa biz...