laik sözlük itiraf

laiksavar
Salt gelenekten gelen, özünde mantıklı bir sebebe dayanmayan hassasiyetlere karşı durma gibi bir görevimiz olduğunu düşünüyorum. Tabi ki kişilerle konuşurken, hassasiyetlerinden dolayı değil onlara duyulan saygıdan dolayı, dikkatli olmalıyız, bu farklı bir şey. Fakat dini, milli ya da herhangi bir çoğunluk hassasiyetinin sürekli farklı fikirlerin ifadesini baskılamak için kullanılmasından dolayı, bir noktada bu hassasiyetlerle dalga geçmek veya geçeni savunmak, bir ifade özgürlüğü ve fikir normalleştiricisi aracı olarak, bir tür ahlaki görev sayılabilir.
Şöyle düşünün, ben dindar bir kimse değilim ve kimsenin dindar olup olmaması da umrumda değil, fakat ben dinle ilgili herhangi bir şaka yaptığımda ya da olumsuz bir görüş ifade ettiğimde bu (dini hassasiyete ve/ya kişiye) saygısızlık olarak görüldüğü ve bunu ifade etmemem söylendiği ya da ima edildiği zaman burada bana yapılmış ve belki de daha büyük bir saygısızlık oluyor -benim ifade özgürlüğümün baskılanması ile kişiliğimin baskılanması, dolayısıyla bir özne olarak bana saygısızlık-, benim hassasiyetlerim -kişiliğim yahut fikir özgürlüğüm vs.- karşımdakinin hassasiyetleri kadar değerli görülmüyor. O yüzden bir noktada toleransı veya birlikte hassasiyetsizleşmeyi (daha iyi bir ifade bulamadım buna karşın) öğrenmemiz gerek. Dalga ve parodi bu hassasiyetsizleşmenin eğlenceli ya da en az acı olan yolları, bu yüzden değerlerle (milli ya da dini ya da evrensel olur) dalga geçen birine karşı tutumumuz da bu akılda olunarak oluşturulmalı. Ha dalganın ve parodinin de kalitelisi ya da kalitesizi olur, o ayrı mevzu, fakat bu dalga geçmeyle, espri yapmayla, per se, ilgili değil. Espriler ve ironiler ve parodiler normalleşmeye giden yolun önemli yapıtaşları.*
*Söylediklerimin hepsi prima facie tabi, terms and conditions may apply.
1
grifingoo grifingoo
"ha dalganın ve parodinin de kalitelisi ya da kalitesizi olur, o ayrı mevzu" yazını güçlendirdi.
bu başlıktaki tüm girileri gör