Laik hikayeler

last
iş bu başlık altında toplanan hikayeler aldıkları artı ya da zihinlerde yarattığı anlık etkilere göre "imam hatipler kapatılsın" facebook sayfasında yayına girecektir. long live admin beyimiz! ilk hikayede benden gelsin o zaman:



o zamanlar daha el kadar sibyandım. 5-6 yaşında ya var ya yoktum. o yüzden ben, beni nereye götürseler el mahkum giderdim. halam annem falan hırka-i şerife gideceğiz, ve kadınlar kısmındayım yaşdan dolayı. tabi o zamanlar şimdiki laik aklımda yok hınzırlığa pek yatkın değildim. ama burdan laikliğin hınzırlığa yatkınlık demek olduğu anlaşılmaz tabi.

işte sırada bekiyoruz ama bir mahşer yeridir görseniz. tam detaylarıda henüz hatırlayamıyorum. önümüzde de bir kaç tane kadın var. arada sırada sıra ilerlemeye başladıkça bir ileri bir geri gidip geliyoruz, herkesde bir heyecan var. tabi laik bir memlekette olduğumuz için insanların dinene karışmıyor, gitsinler ne isterlerse ona inansınlar diyor laik anayasamız.



işte tam o sırada bir curcuna koptu. önümüzde ki kadın bir anda ''aaaaa, ayyyyy , imdaaaaaat'' diye çığırtmaya başladı. el kadar bebeyiz tabi korkudan bizimkilerin eteğine sığındım. millet olayı anlamaya çalışıyor ama herkes '' i'm in shock''. halam tuttu kulağımdan: ''ulan eşşolu karıya pandik mi attın?'' diye beni azarlamaya başladı ama dozuda bırakmıyor laikvari davranışlarından dolayı. kadın başladı ''abdestim gittiiiiiiii, ayyyyyayyyyyyy gittiiiiii'' diye veryansın ediyor dıbına koyiyim. halam da ''nasıl abestin gitti? altına mı pırtlattın?'' diyince kadın ''senin çocuk elime dokundu, abdestimi bozdu'' dedi. hala bu durur mu: ''naptı ulan bu el kadar çocuk büllüğünü eline mi sürdü şırfıntı'' diyince diğer kadınlarıda bi gülme tuttu. tabi bende de mağrur bir duygu okşanması var, işte laikliği ilk o zaman hissettim.



laikliğin tam anlamıyla böyle çomarlara işlemediği aşikar. yüzsüz ırıspu sıradan da çıkmadı abdest almak için. takiyeci bunlar. tekke ve zaviyeci alayı!
kilibink
Bir zamanlar bir tarla varmış. Bu tarlanın sahibinin minik mi minik, sevimli mi sevimli bir oğlu varmış. Tarla sahibi kahvehanede arkadaşları ile birlikte imam hatiplerin kapatılmasını tartışırken, tarlaya bir öküzbir de hoca girmiş. Bunu gören küçük oğlan kosarak babasının yanına gitmiş. Babasına demiş ki ; "baba baba! Tarlaya bir öküz ve bir de imam girdi." Demiş. Babası da demiş ki ; "oğlum öküzü bırak, hocayı kovala hemen." demiş.