general harbord raporu

filozovski
"'ermenistan' mandası konusunun incelenmesi için wilson, 1 ağustos 1919'da general harbord'u görevlendirdi. doğu anadolu ve kafkasya'da tetkikler yaparak ekim ayında yurduna dönen harbord'un başkan'a sunduğu tespitleri, şimdiye kadar wilson'un önüne sunulmuş bilgilerden biraz farklıydı. "yola çıkarken gerçekten bir ermenistan ve katliamlar göreceği­mizi sanmıştık" diyen harbord, heyetinin yapmış olduğu araştırmalar sonucun­da bölgede hiç bir zaman ve hiç bir şekilde ermeni çoğunluğunun olmadığına tanık olmuştu. heyet, incelemeleri sonunda, türklerle ermenistan, dış etkiler olmadan, yüzyıllarca bir arada ve barış ve güvenlik içinde yaşamış olduklarına inan­mıştı. ayrıca, türklerin ermenilere karşı herhangi bir şekilde soykırım hazırlığında bulunmadıklarını da görmüştü. rus sınırında yığınak yapılmış olduğunu ve erzurum civarında sivil halkın ermenilere saldırıya hazırlanmakta olduklarına ilişkin en ufak bir kanıta rastlanmadığı raporda belirtilmişti. tam tersine, sınır bölgesindeki türklere sınırı aşmamaları için çok sıkı emirler verilmiş olup, buna karşılık, isteyen ermenilerin, türk ermenisi olduklarını kanıtlamak şartıyla, türkiye'ye girişlerinin serbest bırakıldığı öğrenilmişti. türkiye'ye geri dönen er­menilerin hayatlarının tehlikede olduğunu düşündürecek hiçbir olayla karşılaşmamışlardı. erzurum'un baştan başa türk mimarisi özellikleri taşıması, yüzyıl­lardır burada türklerin egemen olduğunu kanıtlarken, mezarlıklardaki türk ve müslümanlara ait kısımların çokluğu ve vali'nin "erzurum'un ölüsü de türk, dirisi de" sözü, çoğunluğun kimde olduğuna hiçbir kuşku bırakmamaktaydı. heyette, türklerin ermeniler tarafından pek kötü davranışlara maruz bırakıldığı inancı da kesinleşmişti. ermenilerin birlikte yaşadıkları halka kendilerini sevdirmediklerini kaydeden harbord, buralarda eskiden beri yaşamakta olan ermenilerin durumunun, sanıldığının aksine, kötü olmadığını, hatta mülklerinden yok­luklarında bile kira aldıklarını belirtmişti. harbord, sağlık imkanlarının eksikliğine de ayrıca dikkatleri çekmiştir. doktor ve ilaç bulunmayan bölgede sadece tifüsten ölen türk askerlerinin sayısının 600.000 civarında olduğunu bildiren harbord, ölüm oranındaki çokluğa açlık ve yetersiz sağlık koşullarının büyük etkisi olduğunu hatırlatmıştır. son olarak ise general, ermenistan'a mandater olacak gücün iran, türkiye ve rusya sınırlarını da tutması gerekeceğini, man­danın doğu anadolu ile sınırlandırılmayıp türkiye'nin tümünü içermesi zorun­luluğunu dile getirerek, bunları sağlamak için büyük askerî ve maddî imkânlara ihtiyaç duyulacağını kaydediyordu. harbord'un tespitleri wilson'un fikrini değiştirmese bile, manda sorununun havale edileceği kongre üyelerinde ciddi tereddütler yaratacaktı."

mim kemal öke: ermeni sorunu 1914-1923 t.t.k yayınları ankara 1991
bu başlıktaki tüm girileri gör