Beş yıl sonra ben

jakoben
kulaktan duyduğu ama hiç gitmediği paris fetişisti cahil karının peşinden gül gibi kaliforniyayı bırakıp gidiyorum.ne buluyorum dersiniz?sadece daracık sokaklar..o kadar ki, bir dükkandan kahve kokusu fırlarken üç adım sonra burnuma vuran martini midemi değil beynimide karıştırıyor..böyle hayat mı olur diyor ve ilk eşime geri dönmek için alaska'ya dönemlik uçak seferlerinin ayını bekliyorum.o süre zarfı umarım geçer işte.sıkıntı o noktada gibi geliyor.artık playstation ile biraz eve kapanıp oyalanırım ne bileyim..
bu başlıktaki tüm girileri gör