selanik garnizonunun komutanı olan hasan tahsin paşa koca bir orduyla tek kurşun atmadan koca şehri yunanlara bırakıyor. bütün cephaneyi de yunanlara veriyor. o dönem selanik'in osmanlı'da önemi büyük tabii. özellikle de mustafa kemal için. kendisi de bir selanikli olan salih bozok bu olayı hatıratlarında şöyle anlatıyor: "selanik'in elimizinden gideceği hayalimizden bile geçmezdi, üstüne şakası bile yapılmazdı.
bir gün selanik elimizden gitti,
şaşakaldık."
doğruluğunu bilmiyorum, olayı öğrenen mustafa kemal hasan tahsin paşa'ya "düşmana o güzel memleketi nasıl tek kurşun atmadan verdiniz?" diye bağırıyor. ironik bir şekilde koca bir ordusu olmamasına rağmen tek başına yunan'a ilk kurşunu sıkan kişi de hasan tahsin oluyor.
edit: ayrıca salih bozok şöyle diyor: "hiç aklimiza gelmezdi, her yer gidebilirdi ama selanik... vatan toprağı gidemezdi. hele ki böyle..." gerçekten okurken bile vatanın büyük bir parçasının koptuğunu yüreğinizdeki sızlama ile hissedebiliyorsunuz.