predestination

2kilobiyik
Dede paradoksunu duyanlar için aslında hiç de o kadar karmaşık olmayan bir filmdir. Bu tarzda işlenmiş çok fazla film vardır fakat kurgusu ile aralardan sıyrılmayı başarmıştır. Dede paradoksu "geçmişe dedenizi o çocukken öldürmek için gittiğinizde, ve başardığınızda, siz doğmamış olacağınızdan, geçmişe gidip, dedenizi öldüremezsiniz" der.
yoldangecenbirlaik
peter spierig ve michael spierig kardeşlerin yaptığı muazzam beyin yakan filmi. başrolleri ethan hawke ve sarah snook'dur. filmin ana konusu olmuş ya da olabilecek olayların önüne geçen ve suçluları yakalayan zaman ajanını konu alır.ajanın son görevi ise Fiyasko Bombacısı yakalamaktır. Bu sırada The Unmarried mother rumuzlu John isminde bir köşe yazarıyla tanışır. Barda başlayan sohbetleri ileriki zamanlarda daha da koyulaşır.
Doctor Who izleyen biri olarak beynim pek yanmadı ama ilk defa izleyen arkadaşlarımın beyinleri yanmış halde filmi bitirdiler. bende 2 hafta boyunca büyüsünden çıkamayan biri olarak size tavsiye ederim.
jesus
Mantıksız hikayeden yapılan mantıksız film. Öncelikle dede paradoksuyla alakası yok. Açmak gerekirse hikayenin kahramanı hiçbir zaman çizgisinde gerçekten varolmuyor. Ancak dede paradoksuna sebep olabilmeniz için öncelikle bir zaman çizgisinde varolmuş olmanız gerekiyor.
Bu hikayeden veya filmden çıkarmanız gereken tek şey şu ki eğer sinema veya edebiyat tarihine kült bir eser bırakmak istiyorsanız hickimsenin anlamayacağı hiçbir mantık kuralına uymayan saçma sapan bi eser ortaya koyun.

İtiraz üzerine gelen edit:
zamansal nedensellik döngüsü bağımsız bir zaman diliminin tekrarlanması değil zamanın bir bölümünün zaman yolcusu için kendi üzerine katlanmasıdır. Benim karşı çıktığım şey de tam olarak budur zaten. Zaman yolcusu bu hikayede zamandan ve dolayısı ile nedensellikten bağımsızdır ancak bizim bildigimiz hiçbirşey nedensellikten bağımsız olamaz. Dede paradoksuna dönecek olursak az önce de belirttigim gibi bu filmde bahsedilen olay değil zaman yolcusunun kendi zaman yolculuğunu engelleyecek bir eylemde bulunmasıdır ki bu da alternatif zaman cizgisi teorisiyle açıklanır. Ancak yine daha önce belirttiğim gibi zamanın zaman yolcusu açısından kırılması için önce zaman yolcusunun zamandan bağımsız olmamasi gerekir. Yani şöyle düşünün, bu hikayede zaman yolcusunun zamanına bir başlangıç koyabiliyormusunuz? Bu açıdan ilk bakışta paradoks gibi gözükebilir ancak zaman yolcusunun zamanının başlangıcının yani doğumunun bu nedensellik döngüsünün dışında olması gerekir. Kısacası evet zaman yolcusu kendisini hamile bırakabilir ama doğan çocuk kendisi olamaz.
2kilobiyik
tamam o zaman bir de şöyle deneyelim: "Zamansal nedensellik döngüsü bağımsız bir zaman bölümünde kendini sürekli tekrarlayan anların oluşturduğu olaydır ve zaman yolcusu bu döngüye yakalandığında onu zaman yolculuğu yapmaya zorlayan paradoksla karşı karşıya kalır. Paradoks zaman yolcusunun kaderi olur ve bu döngüden çıkış yoktur.

Bu paradoks zaman yolculuğu ile ilgili bir başka paradoks olan Büyükbaba Paradoksuna karşı çıkar. Büyükbaba Paradoksunda zaman yolcusu geçmişe gidip büyükbabasını öldürdüğünde bu olayı hiç yaşamamış olacak çünkü kendisi hiç doğmamış ve zaman yolculuğu yapmamış olacaktır ki bu durumda asla büyükbabasını öldüremez ve kendisi de varolmaya devam eder."
Dede paradoksunu bilen bir kişi, dede paradoksunu kabullenmeyen zaman yolcusu heveslisi filmleri böylece ayırt etmiş olur. Hiçbir film öyle durduk yerde mantık kurallarına uymadan ortaya çıkmaz. Bir sürü eleştirmen, seyirci zaten negatif olarak başlıyor izlemeye, kalkıp akla uymayan, bir "teoriye" dayanmayan filme para harcayamazsın. Kült olmasının altında felsefe, bilim dünyasında konuşulan mevzuların güzel bir kurguyla işlenmesi yatar.

edit: ''Zamansal nedensellik döngüsü, zamanda belirli bir anın, bağımsız bir zaman diliminde kendini devamlı tekrar etmesiyle oluşan kuramsal bir olaydır. Zamansal nedensellik döngüsü; uzayzamanın, içindeki yerel bir zaman diliminin sonsuza kadar kendini tekrar edecek şekilde bozunması durumudur. Başka bir deyişle zamansal nedensellik döngüsü, neden-sonuç zincirinin dairesel olduğu teorik bir olgudur. Örneğin, eğer A olayı B olayına, B olayı C olayına ve C olayı da A olayına neden oluyorsa, bu olayların nedensellik döngüsü içinde olduğu söylenebilir. Zamansal nedensellik döngüsü olağan uzayzamandan ayrı olduğundan dolayı; zaman, bu anormal olayda bulunmayanlar için normal akarken, olayın içinde yer alanlar aynı zaman dilimini tekrar ederler.'' wikiden aldığım bu tanıma göre zamansal nedensellik döngüsünde olan bir zaman yolcusu, diğer insanların içinde bulunduğu zaman kavramında olmadığı ve geçmişte veya gelecekte herhangi bir olayı değiştiremeyeceği için, herkesin içinde bulunduğu zaman diliminden bağımsız bir zamanda yolculuk ediyor olur.
dede paradoksu tabiki bu filmde bahsedilen değildir, eğer dede paradoksu bu filmde anlatılıyor olsaydı, kahramanımız kendisiyle değil, arasında kan bağı olan başkalarıyla iletişimde olurdu. dede paradoksunu neden yazdığımı yukarıda açıkladım zaten.
itirazım ''eğer sinema veya edebiyat tarihine kült bir eser bırakmak istiyorsanız hickimsenin anlamayacağı hiçbir mantık kuralına uymayan saçma sapan bi eser'' cümlesine idi. film dede paradoksuna karşılık yazgı paradoksunu konu edinmiş; dolayısıyla uydurma, hiç kimsenin anlamayacağı bir film değildir. eğer konu edilen paradoksu mantıksız buluyorsanız, bunu 'yazgı paradoksu' altındaki bir başlıkta konuşabiliriz.