sağduyulu insanların fark etmekte zorlanmadığı günümüz gerçeklerinden bir gerçek. Piyasalar serbestleştikçe Dünya üzerindeki ülkelerin birbirleriyle serbestçe ticaret yapmasının önü açılmış, her ülkeden insanlar birbirleriyle iletişim kurmak, birbirlerine mal satmak, birbirlerinden mal almak zorunda kalmıştır. Kapitalizm onlarca ülkeden kişilerin beraber çalıştığı çok uluslu şirketleri doğurmuştur. Dünya üzerindeki ülkelerin birbirlerine, birbirlerinin çıkarları için daha yakından bağlanmasına katkı sağlamıştır. Ülkeler ticari ilişkileri nedeniyle birbirlerine bağımlı hale geldikçe ırkçı eğilimlerin de törpülenmesi gerekmiştir. Bu yönüyle kapitalizmin ırkçılığın nedeni olmayı bir tarafa bırakın, ırkçılığın azalmasında büyük bir rol oynadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kapitalizm kar oranının maksimizasyonuna dayandığı için bir işverenin izleyebileceği en iyi strateji çalışan alırken çalışanın yeteneklerinden başka bir şeyi kaale almamasıdır. Eğer bir işveren sadece cinsiyetinden dolayı daha yetenekli elemanlara hak ettikleri şekilde davranmıyorsa bu açıkça onun zararına olacaktır. Dolayısıyla kapitalizm ırkçılığı törpülediği gibi cinsiyetçiliği de törpülemeye yönelik bir eğilime sahiptir. Kapitalizmin ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe neden olması için bu şeylerin artmasıyla piyasaların serbestliği arasında pozitif bir korelasyon görmeliydik. Bildiğimiz kadarıyla böyle bir korelasyon yok.