Bu konuda schopenhauer'un askin metafizigini referans almakta yarar goruyorum, her hamlemiz bilinc ustu degil, bazilari genlerimizin bizi durttugu bilinc alti konulardir. Bir kadini arzulayacagim diye karar vermezsiniz, bunlara sizin ne tur bi varlik olacaginizi kodlayan dnalariniz zaten karar vermis, sizi harekete geciren hormonlarin bunyenizde nesilden nesile gezinmesini saglamistir.
ideal kadin ve ideal erkegi aslinda saglikli ve ustun olmasi belirler. bu, kurtlarin evcillestirilerek bugunku kopegin binlerce cesidinin olusmasini saglayan, darwin'in "dogal secilim" kanunudur. guzel olani ciftlestirdik, cirkin olani saldik disari. yalniz olmesine goz yumduk yani, doga cirkinlere, eksiklere, cogalmaya degmeyecek olanlara bu sansi vermez. Insan ozelligi olsa bu ne fasistlik derdik ama, doga en acimasiz eleyicidir.
partner secimi konusu da ozunde cogalma isteginden gelir, bu konuda schopenhauer, "akillica bir bicimde kendini dusunen kisi bundan siyrilip seciminde o kadar da secici olmamayi aliskanlik edinebilir, cunku ne de olsa amaci cogalmak degildir. Diger yandan doganin kural ve kararina boyun eymis kisi, teslim olacak ve dna sini bir sonraki nesle en saglikli aktarabilmek icin kusursuz olanin arayisinda olacaktir" olarak soylemistir.
Dusunce bicimi ilgisini cekenler icin kesinlikle onerebilecegim bir kaynaktir. yalniz kitabin sadece birinci kismini sever ve benimserim, kadinlarla ilgili fikirlerini rahatsiz edici bulacaksiniz.
(bkz:Schopenhauer - askin metafizigi)