yabancılaşma

tarihsel maddeci
mesela,

çağrı merkezindeki elemanın size kaba davranma sebebidir.

daha fazla detaylı açıklama yapılabilir konu üzerine, kısa keselim. çağrı merkezini aradınız. öncelerde kibarca konuşan kişinin sesi, bilmediği bir konu/yetkisi olmadığı bir konu üzerine soru geldiğinde çatallaşıyor. bu şaşırılacak ya da yadırganacak bir şey değil. çünkü sahibi olmadığı, aitlik hissetmediği, kullanmadığı bir ürün üzerine yaşanan sorun konusunda o kişinin içinden geçecek tek mesele konuyu geçiştirmektir.

günümüzde müşteri odaklılık olarak adlandırılan, özünde çok sinsice hazırlanmış bir psikolojik sömürünün yer aldığı bu sistemde, şirketin "yüzü" olan kişi, sorun yaşayan alıcıya kurbanlık koyun olarak sunulur. ürünle ve üretimle hiçbir ilişkisi olmayan, büyük ihtimal ürünün kullanıcısı olmayan kişi, sizden önce konuştuğu yüzlerce kişinin benzer soruları karşısında bezerek sonunda sertleşmek zorunda kalır.

aslında orada sertleşen ses, şirketin uyguladığı sömürü politikası sonucundaki "bu ürünü kullanacaksın seni zavallı müşteri" sesidir. şirket, çağrı merkezi elemanının beynini ele geçirip, müşteriyi en sert şekilde çözüme razı eder. (bazı şirketlerde ise bunun tersi olarak, inanılmaz bir kibarlıkla müşteri ikna edilir. her iki durumda da çağrı merkezi elemanı, şirketin çıkarı uğruna yapmacık, samimi olmayan bir ilişki içine girmek zorunda kalmıştır ve bu onda çatışma yaratır) "müşteri odaklılık" bahsindeki odak, müşterinin ürüne ihtiyaç hissetmesidir, ihtiyacını karşılamak değildir.

dolayısıyla satış sonrasında üretimle alakası olmayan, bilgi düzeyi doğalıyla kısıtlı kişi, karşılanamayan ihtiyacın ikamesi olarak alıcıya "sunulur".

bunun karşılığında çağrı merkezi elemanı depresyon ilacı kullanmaya ve kişilik bozuklukları ile uğraşmaya başlar. bu işlerde çoğunlukla kişilik bozuklukları tespit edilen kişiler çalıştırılır, çünkü öz olarak sakin bir kişinin karşısındaki kişiye küfür edip tazminatsız olarak işten atılma oranı düşüktür. yine statik karakteri sağlam bir kişinin çağrı merkezi şefinin aşağılamalarına karşı dayanması ve sorgulama geliştirme olanağı düşüktür.

üretim içinde yer alması engellenen tüm yarı-proleter tabakaların, yabancılaşmanın farkına varması daha zordur ve örgütlenme koşulları daha zorludur. bir de bu kişilerin çoğunun üniversite mezunu ve "okumuş" olduğunu düşünün...
bu başlıktaki tüm girileri gör