laik değiliz

donkisot
Öncelikle diyanet işleri bir bakanlık değil başkanlık adı altında olan bir resmi kuruluştur.her bakanlık gibi belli bir yıllık bütçeye sahip bir kamu birimidir.Ve yıllık ayrılan bütçe sağlık bakanlığı,milli eğitim bakanlığı,içişleri bakanlklarından daha fazla bir bütçeye (2017'de-6 milyar 867milyon lira) sahiptir.bunun yanı sıra bağış için kurulmuş diyanet vakfı kurumunun şüphesiz türkiye'nin en fazla bağış toplayan (yiyecek,giyecek,para özellikle gayrimenkul ve kurban bağışları) kurumu olarak görev yapmaya devam etmektedir.ayrıca yayın evide bulunan kuruluş buradan da kendine maddi bir kaynak yaratabilmektedir.ki bu yayın evi olmasa dahi farklı yayın evlerinden basılan tüm kur an ı kerim lere kendi uygunluk damgasını vurarak (tabi ki de hayrına değil) ciddi bir gelir elde edebilen bir başkanlıktır.başkanın 1.2 milyonluk mercedes'ini söz konusu bile etmee gerek yok.tamamen ayrı bir başlık olabilir.
Bu kurum 1924 yılında Atatürk'ün emriyle kurulmuştur.asıl kuruluş amacı islam dininin toplum üzerindeki yanlışlarıydı.nitekim kuruluşundan yaklaşık 8 9 ay sonra çıkan şeyh said isyanı ne kadar önemli ve kutsal bir görevi olduğunu net bir şekilde tarih yazmıştır.
Peki bu şu anda bu kadar parayla haşır neşir olan bu başkanlığın asıl görevi nedir derseniz;
Anayasamızın 136.maddesinde ki görev tanımı
“Genel idare içinde : yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı; laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirir.”
Özel kanunda Diyanet işleri Başkanlığının görevleri ise şu şekilde belirtilmiştir: “İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmektir.”
Neden islam derseniz kronolojik sırayla bakıldığında devletin dini islamdır ibaresi 1928 yılında çıkarılmıştır fakat başkanlık 1924 yılında bu amaçla kurulmuş olması nedeniyledir kanaatindeyim.
Yani asıl konu ana fikir şudur;
Memlekete laik fikrini getiren atatürk bile her devrimi çatır çatır yaparken ve halka kabul ettirebilirken laiklik için süreye ihtiyaç duymuştur.bu 1924 ve 1928 anayasalarında açıkça görülmektedir.maalesefte ömrü galiba fikri sadece aşılamaya yetmiştir.yani demem odur ki sevgili dostlar karamsar değilim olanıda sevmem ama maalesef bu ülkede başka atatürk de olmadığına göre bu kadar laiklikle idare etmek zorundayız.
her 2 kişiden 1 oldukça...
bu başlıktaki tüm girileri gör