yazarların canını sıkan durumlar

otuz9
anlaşılmamak. daha doğrusu seni anlamak istememeleri.

trakya dan iç anadolu ya (aslında gittiğim il tokat yani resmi olarak karadenizde ancak tamamen bir iç anadolu şehri) gidince bir farklı oluyor insan. zaten istemediğim amiyane tabirle dandik bir üniversitede (bölüm için hep bu çabalar) okuyorum buna paralel olarak sevimsiz itici bir güruh karşımda. adama göre biz ateist biz ayyaş biz terörist yanlısı biz bilmemne. insanların sizi tanımadan tanımak istememesine rağmen arkamızdan konuşması gerçekten zoruna gidiyor. kendi kalıp yargılarını oluşturup hayatı yalnızca o yargılara değerlere göre yaşamaları onların acizliği. bu basit düşünce tarzları ile yıllardır baskı altında yaşıyoruz.

daha söylenecek gerekli gereksiz o kadar çok şeyim var ki. ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. en güzeli rakı sofrasında adeta doğu batı farklarını tartışmak.

esen kalın.
bu başlıktaki tüm girileri gör