mevlana türbesine çok fazla yerli yabancı turist ziyaret etmektedir. "dün turizmi" temelinde ziyaretçi kabul eder. mevlana türbesi müzesi'nin çevresi gayet enteresan bir habitattır. türbe karşısında mezarlık vardır. çaprazında iranlı zenginlerin zikr yaptığı lüks bir otel vardır. onların arasında "hiç" diye bir "modern sufi" kafe'si vardır; hippilerin konyadaki uğrak mekanıdır. bunları az ilerisinde mevlana kültür merkezi vardır ki meşhur 17 aralık şeb-i arus törenlerindeki sema törenleri ve mistik müzik festivali burada düzenlenir. buranın tam karşısında, torbacılığın kalesi, polisin giremediği; yurttaşın canlı girip ya cansız, ya sakat, ya da götünden bıçaklanmış çıktığı yeni mahalle vardır. konya'nın, evlendikten sonra rap'i bırakan rapçisi de vardır; yerleşik hippisi de vardır. alternatif bir tip iseniz; caddede kalabalık bir grupla geziyorsanız kimse size laf atamaz çünkü korkarlar. ama tek başınıza geziyorsanız "tipingi sihiyim, tibe bah amuğagoyum" falan derler. fakat konya hakkında duyunca en çok afalladığım olay şudur ki, konya ahalisi genelev patronu olan kadınlara, yani mamalara, "hacıana" diyorlar.