1072-1074 yılları arasında Kaşgarlı Mahmud, Türkçe'nin Arapça'dan bir eksiğinin olmadığını göstermek için Divanü Lugati't Türk'ü yazmış.
1277 yılında karamanoğlu mehmet bey, beyliğinde Türkçe haricinde dil konuşulmasını yasaklamış.
1932 yılında ise Mustafa Kemal Atatürk, Türk Dil Kurumu'nu kurmuş.
Bu Türk büyüklerinin neden böyle şeyler yaptığını daha anlayamayanlar için Konfüçyüs'e sorulan bir soruyu ve Konfüçyüsün verdiği cevabı sizinle paylaşmak isterim:
Çinli filozof Konfüçyüs'e sorarlar: “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?”
Konfüçyüs cevap vermiş: “İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü, dil bozulursa kelimeler düşünceleri anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılmaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”
Bu ülkede zaten ana dilde eğitim veriliyor.Atatürk'ün milliyetçilik düşüncesine göre kendini Türk hisseden herkes Türk'tür. Beğenmeyene kapı orada. Bu devlet kimseyi zorla bu ülkede tutmuyor.
peygamberdevesi
harika bir yazı olmuş ellerine sağlık. laik sözlük özgürlükçü çomarların yuvası haline geldiğinden eksi veren yazar bozuntuları var maalesef.