confessions

laiksavar

rom  · 8 Mayıs 2017 Pazartesi

  1. toplam giri 631
  2. takipçi 45
  3. puan 18044

marcus aurelius sözleri

laiksavar
"kendime düşünceler" kitabında sürüsüne bulunabilen sözlerdir. bu başlık altında işbu kitaptan alıntı şeklinde sık sık sözlerini paylaşacağım.

-dördüncü kitap 16. söz-
"eğer aklına uygun davranırsan bir süre sonra şimdi seni yabani bir hayvan ya da maymun gibi görenlere bir tanrı gibi görüneceksin."

marcus aurelius

laiksavar
roma imparatorluğu'na altın çağı'nı yaşatan, dönemin simgeleşmiş isimlerinden olan ms 2. yüzyılda yaşamış, hayranı olduğum filozof kişilik. başarılı bir imparator ve komutan olmasının yanı sıra aldığı derin felsefe eğitiminden ve engin bilgisinden dolayı "filozof imparator" olarak da anılıyor. tarhite bildiğim tek filozof imparator sanırım. günlük hayatın zorluklarına dair ilham verici bir rehber niteliği taşıyan "kendime düşünceler" isimli bir kitabı var. okuduğum tek kitabı da bu. keşke kendisi babam veya ağabeyim olsaydı.

laik sözlük itiraf

laiksavar
Salt gelenekten gelen, özünde mantıklı bir sebebe dayanmayan hassasiyetlere karşı durma gibi bir görevimiz olduğunu düşünüyorum. Tabi ki kişilerle konuşurken, hassasiyetlerinden dolayı değil onlara duyulan saygıdan dolayı, dikkatli olmalıyız, bu farklı bir şey. Fakat dini, milli ya da herhangi bir çoğunluk hassasiyetinin sürekli farklı fikirlerin ifadesini baskılamak için kullanılmasından dolayı, bir noktada bu hassasiyetlerle dalga geçmek veya geçeni savunmak, bir ifade özgürlüğü ve fikir normalleştiricisi aracı olarak, bir tür ahlaki görev sayılabilir.
Şöyle düşünün, ben dindar bir kimse değilim ve kimsenin dindar olup olmaması da umrumda değil, fakat ben dinle ilgili herhangi bir şaka yaptığımda ya da olumsuz bir görüş ifade ettiğimde bu (dini hassasiyete ve/ya kişiye) saygısızlık olarak görüldüğü ve bunu ifade etmemem söylendiği ya da ima edildiği zaman burada bana yapılmış ve belki de daha büyük bir saygısızlık oluyor -benim ifade özgürlüğümün baskılanması ile kişiliğimin baskılanması, dolayısıyla bir özne olarak bana saygısızlık-, benim hassasiyetlerim -kişiliğim yahut fikir özgürlüğüm vs.- karşımdakinin hassasiyetleri kadar değerli görülmüyor. O yüzden bir noktada toleransı veya birlikte hassasiyetsizleşmeyi (daha iyi bir ifade bulamadım buna karşın) öğrenmemiz gerek. Dalga ve parodi bu hassasiyetsizleşmenin eğlenceli ya da en az acı olan yolları, bu yüzden değerlerle (milli ya da dini ya da evrensel olur) dalga geçen birine karşı tutumumuz da bu akılda olunarak oluşturulmalı. Ha dalganın ve parodinin de kalitelisi ya da kalitesizi olur, o ayrı mevzu, fakat bu dalga geçmeyle, espri yapmayla, per se, ilgili değil. Espriler ve ironiler ve parodiler normalleşmeye giden yolun önemli yapıtaşları.*
*Söylediklerimin hepsi prima facie tabi, terms and conditions may apply.
1

tesadüf

laiksavar
rastlantı. Tesadüfle iki şeyi anlamak mümkün. İlki evrendeki şeylerin arka planında amacın olmadığı, zihnin evrenin temel işleyişinden sorumlu olmadığı şeklinde. Bu anlamda her şey temel düzeyde "tesadüfi" denebilir. Bazı dindarlar doğal süreçlerin işleyişinin her türüne tesadüf dedikleri için ben bu yaptığım tanıma çok da itiraz edilmeyeceğini düşünüyorum. Bu anlamda ateistlerin çoğunun evrendeki her şeyin tesadüfi olduğunu düşündüğü söylenebilir. Bazı istisnaları var ama. Tesadüfün ikinci anlamıysa evrendeki şeylerin rastgele gerçekleşiyor olmaları. Eğer rastgelelikle hiçbir şekilde düzenlilik göstermemek anlaşılacaksa evrendeki olayların "tesadüfi" olmadığı çok açık. Bu anlamda her şeyin tesadüf olduğunu söyleyecek ateist yoktur muhtemelen. Evrendeki olaylar belli yasalara uyuyor. Ama bu yasalara uyma durumunun ateistler için sıkıntı yaratması gerektiği hiç net değil. Düzenin her türünün arka planda aklı gerektirdiğini düşünmemiz için hiçbir sebep yok.
1

kötülüğün iyiliğin yokluğu olmaması

laiksavar
En basitinden kötü karakteristiklerin iyi karakteristiklerin yokluğundan ibaret olmadığını söyleyebildiğim durum. şöyle ki Mesela cömert olmamak açgözlü olmak anlamına gelmiyor. Bir insanın bizatihi açgözlülük huyuna sahip olması lazım. Ya da merhametin yokluğu zalimliği direkt açığa çıkarmaz. Tamamen tarafsız birinin ölüme kayıtsızlığıyla öldürmekten keyif alan bir katilin durumu arasındaki farkı düşün mesela. Kötü huyların iyi huyların ya da insanın içindeki iyiliğin yokluğundan ibaret olması mümkün değil gibi göründüğünden kötülüğe de iyiliğin yokluğu diyemiyorum.

zina

laiksavar
Kuran'da zina kelimesinin evlilik dışı cinsel ilişkiyi değil, evli insanların başkalarıyla girdiği cinsel ilişkiyi nitelediğini düşünüyor olduğum kavram. Yani evli olmayan gönüllü kişilerin ilişkileri zina kapsamına girmiyor muhtemelen.

toplumsal cinsiyet rolleri

laiksavar
büyük bir bölümünün var olmalarını beklediğim rollerdir. Ama bu onları "mantıklı" bulduğum anlamına gelmez. Mesela kız istemenin erkek istemekten çok daha yaygın olduğunu, kaynak hediye etmenin erkekten kadına olmasının çok daha muhtemel olduğunu biliyoruz. Ama böyle bir şey ahlaken arzulanabilir değil. Çünkü kadının babasının kızının evlenebileceği kişiyle ilgili şartlar koyma yetkisini varsayıyor. Bu kesinlikle haksız bir kısıtlama. Ama evrimsel açıdan bakarsak -kültürel etkiler olmakla beraber- kız istemenin olması "mantıklı". Yine erkeklerin duygusal ve fiziksel açıdan kadınlara göre daha dayanıklı olacak şekilde yetiştirilmelerini desteklerim. Çünkü ailelerde bu türden bir baba figürünün üstlendiği çok önemli görevler var. Babanın olmadığı ya da pasif olduğu evlerde pek çok problem çıkıyor. Özellikle de çocuklar açısından. Bu açıdan erkeklerin bu cinsiyet rolüne uymasını makul bulurum. Ama erkeklerin bu yönde "zorlanmasını" makul bulmam. Diğer cinsiyet rolleri için örnekler üzerinden gitmek lazım
18 /