confessions

i am groot

Yazar  · 7 Mayıs 2017 Pazar

  1. toplam giri 565
  2. takipçi 71
  3. puan 8828

feyza altun

i am groot
leş bir feminist, türkiye'nin popülerite algısı sayesinde feminist genç kızlarımıza abla olmaya çalışarak çok iyi paralar kazanmıştır. Gündemi iyi takip etmesinden dolayı güzel söylemleri de vardır fakat türkiye'deki sorunlu feminizm algısının sorumlusu çok net bir şekilde bu ablamızdır.
1

1 eylül dünya barış günü

i am groot
1 Eylül 1939, ikinci Dünya Savaşı'nın başlangıç tarihi. Hitler'in Polonya'yı işgaliyle başlayan bu tarihten sonra 6 yıl süren ve 2 Eylül 1945'te sona eren II. Dünya Savaşı 'nda 22 milyonu Sscb vatandaşı olmak üzere, 54 milyon insan hayatını kaybetti. Yine milyonlarca insan sakat, yaralı, aç ve sefil yaşamak zorunda kaldı. Kızıl Ordu'nun direnişi ve Sovyet halkının mücadelesi savaşa son verdi. 1945'te Moskova önlerinde durdurulmasından ve Hitler ordularının yenilmesinden sonra, insanlığa büyük acılar yaşatan savaşların bir daha yaşanmaması dileğiyle savaşın başladığı tarih olan 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak ilan edildi.

Herkesin barış gününü kutlarım...

lea

i am groot
ohaa lan, ekşi'den daha dinamik olduğu söylendi buranın, ama bildiğin ölü burası! tanrı aşkına, şu entry'i kaldırın! hayır, "laik" sözlük denilince, insanlar bu kelimeden tiksinecek! moderatörler de oturmuş halay çekiyor entry'nin altında! kadın haklı olarak kırılmış, ve gergin bir anında yazmış, hormonsal değişimlerden de mi haberiniz yok? özelden halledin, özelden!

ayrıca, şu "senin iyiliğin için sustuk'" olayını da kapatın lan! nesiniz siz, 15 yaşında mı? kim inanır buna? dürüst olun! saklı tutmanız, yalancı olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor! yemin ederim, ben bile sinirlendim okuyunca!

-reis

30 ağustos 2017 ultraslanın anıtkabire tekbirle girmesi

i am groot
Anlam veremediğim hatta çok kızdığım olaydır. Solcusun ya dinsizsin kızdın dimi rererö şeklinde bomboş girilerinizle bu saçmalığı savunmazsanız sevinirim. Çünkü olay bu değil. Gittikleri yer, ülkenin kurucusunun mezarı. İyi hoş ziyaret çok güzel bir şey. Ama ziyaret var, ziyaret var. Haluk levent bugün bütün ahbap üyeleriyle gitti mesela. Yürüyüş yapmışlar ve çeşitli marşlar söylemişler. Fakat bunların yaptığı bildiğiniz andavallık. Madem dindar bir insansın gidersin duanı olursun atama. Neden teşrik tekbiriyle ve bu kadar yüksek tonla söyleyerek gidiyorsun? Savaşa mı gidiyorsun? Ne savaşı? Kiminle? Ne anlatmaya çalışıyorsunuz lan???
http://www.cumhuriyet.com.tr/m/video/video/814392/Galatasaray_taraftar_grubu_UltrAslan_dan_tekbirli_Anitkabir_ziyareti.html
2

Nazım hikmet ran

i am groot
Nâzım'la ilgili yazılarıma değişik tepkiler geliyor. Hepsini saygıya ve ilgiyle okuyorum elbette.

Görüş belirtenleri üç kategoride toplamak mümkün.

1. Nâzım'ı sevenler ve Atatürk'e duyduğu derin hayranlığı bilenler (Bu yüzden yazıları beğenenler).

2. Nâzım'ı sevenler ama Atatürk'ü eleştirenler.

3. Atatürk'e hayran olanlar ama Nâzım'dan nefret edenler.

***

Birinci görüşteki okurlarıma teşekkür ederim, zaten fikirlerimiz aynı.

***

İkinci görüşte olanlar; Nâzım Hikmet'in CHP döneminde mahkûm edildiğini, onu Kemalist düzenin ezdiğini belirterek Atatürk'le ilgili cümlelerime itiraz ediyorlar.

Nâzım'ın CHP döneminde ezildiği, uydurma suçlamalarla hapislere, hatta ölüme sürüklendiği bilinen bir şey. Zaten Şükrü Kaya'ları vs. savunan yok.

Ama Nâzım, o dönemin bütün solcu yazar ve şairleri gibi bir Mustafa Kemal hayranı. Onun kişiliğine ve anti-emperyalist mücadelesine büyük saygı duyuyor. Onun için dünyanın en güzel şiirlerini yazıyor; onu sarışın bir kurda benzetiyor.

Ve 1938 yılında Atatürk'e hitaben “En devrimci baş sensin“ diyerek bir af dilekçesi yazıyor. Atatürk o sırada Dolmabahçe'de ölüm döşeğinde. Mektup kaleme kaydediliyor, Nâzım'ın akrabası Ali Fuat Cebesoy Paşa, mektubu Atatürk'ün odasına girip çıkabilen Şükrü Kaya'ya veriyor. Mektup ulaştırılsa Atatürk'ün Nâzım'ı hapisten çıkaracağına kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü seviyor Nâzım'ı. Ama Şükrü Kaya mektubu vermiyor, saklıyor ve Nâzım yıllarca hapiste kalıyor.

Abidin Dino'dan, Hıfzı Topuz'dan, Refik Erduran'dan, Rasih Nuri İleri'den, eşi Münevver Andaç'tan, Nâzım'ın Atatürk'e hayran olduğunu defalarca duyduk.

1930'lardan sonra totalitarizme kayan CHP hükümetleri ile, Gazi'yi birbirinden ayırmak gerekir. O, hiçbir zaman Nazi hayranı ve ırkçı olmadı. Ama özellikle hastalığı döneminde her şeye hâkim olamıyordu.

***

Atatürk'ün uşağı Cemal Granda anılarında onun Nâzım'ın kendi sesiyle plağa okuduğu şiirlerini dikkatle dinlediğini ve güzel sözler söylediğini nakleder.

Ayrıca Nâzım, Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'ya gitmiş, Gazi'nin huzuruna çıkmış ve onun öğütlerine uyarak, Milli Mücadele'ye destek veren şiirler yazmıştır.

***

Üçüncü görüşteki arkadaşların bir özelliği Nâzım'ın büyük dedesi Mustafa Celalettin Paşa'nın Polonya kökenini vurgulamak için Borzecki soyadını vurgulamaları. Nâzım Hikmet Borzecki diyorlar.

Sevgili dostlar; eğer Osmanlı tarihine bu gözle bakarsanız ne Sokollu Mehmet Paşa (Sokoloviç) kalır, ne de harhangi bir valide sultan, hatta padişah.

Eğer bu devirde bile “Türk kanı“nı önemsiyorsanız gelin birlikte düşünelim: Diyelim ki Osman Gazi yüzde yüz Türk'tü. Ama oğlu Orhan Bizanslı Holofera ile (Nilüfer) evlendi. Gitti mi yüzde elli. Onun oğlu da yabancıyla evlendi; kaldı mı yüzde yirmi beş. Daha dördüncü padişaha geldiğinizde “Türk kanı“ dörtte bire düşmüş. Bir de saraya giren onca yabancı hanımı ve otuz altı padişahı düşünün. Son padişahta “Türk kanı“ ne kadardır acaba?

Ama bir imparatorluk böyle düşünülemeyeceği gibi, Türkçenin en görkemli şairi de Osmanlı paşası olan dedesinin kökeniyle yargılanamaz.

Kurtuluş Savaşımızın en büyük destanını yazmış olan şairdir Nâzım.

Bu tartışmaları bırakalım da şu görüşten, bu görüşten demeden tarihteki bütün değerlerimize sahip çıkalım.

Ben Gazi'ye hayran bir kişiyim, Nâzım'ı da çok severim ama bunca yıldır yazılarımda Osmanlı kültürü, Abdülhamid, Vahdeddin, Necip Fazıl, Peyami Safa, Sezai Karakoç gibi kimseler aleyhine yazılmış tek bir satır, tek bir kelime gösterebilir misiniz?

Gösteremezsiniz elbette, çünkü yok.

Gelin tarihteki şahsiyetler üzerinden kavga etmeyi bırakalım; bizi ayıran yüzde 1'lere değil bizi birleştiren yüzde 99'a bakalım.

Zülfü Livaneli
Kaynak : vatangazetesi.com
5

kaliteli müziğin özellikleri

i am groot
Şimdi öncelikle bana göre tür bakımından en kaliteli sıralaması :
1) caz
2) klasik müzik
3) senfonik metal
4) progressive
5) klasik (pure) rock
Özelliklere göre ise şöyle bir şey oluyor :
1) enstrüman ön planda olmalı
2) alışılmışın dışında soundlar kullanılmalı
3) söz az ya da çok olsun fark etmez, anlamlı ve hakkında düşündürecek şekilde yazılmalı
4) solistin sesi enstrümanların sesiyle dengeli bir şekilde çıkmalı, asla önüne geçmemeli

Bu tanımların dışında mesela pop sevenlere önerim indie/alternative rock olacaktır. Onu dinleyince yavaş yavaş rock'a doğru gidiyorsunuz. Sonra da diğerlerini dinliyorsunuz swh ayrıca nacizene fikrim tartışmasız herkes klasik müzik dinlemeli. Bilinen/bilinmeyen önemli değil. Beğendiğiniz şarkılardan bir playlist yapın ve arada bir dinleyin. Farkı göreceksiniz, ruhen bir durgunlaşma ne bileyim bir ferahlık getiriyor ciddi söylüyorum bunları...

canan dağdeviren

i am groot
Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk fizik mühendisi. İlk ve orta eğitimini Kocaeli'nde yapmıştır. 2007'de Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2009'da ise Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Tasarımı alanında master yapmıştır. Fullbright bursu kazanmış, uiuc'da doktora yapmıştır. Daha sonra ise Harvard ve mit...
Giyilebilir kalp pili, meme kanseri olanlara yönelik esnek sutyen gibi çalışmaları vardır.
Ayrıca Mit Technology review'ün 35 yaş altı mucitler listesinde yer almıştır.
Şimdilerde ise evrim ağacı kanalında canlı yayında stephen hawking'in şu anda kullandığı sistemde saatte iki cümle olan iletişim hızını artırmaya yönelik çalışmalar yaptığını söylemiştir. Umarım başarılı olur....
0 /