Sözlük formatını kafalarına fırlatma isteği doğuruyorlar.
Hasan hüseyin korkmazgil.
Tek geçerim kendisini.
Tek geçerim kendisini.
Narayama türküsü; 1983 japon yapımı film. Aynı yıl cannes film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü alır. Shichirô Fukazawa'nın romanından uyarlanan filmin Yönetmen koltuğunda Shohei imamura bulunmaktadır.
Üretimde güçlüğe düşüldüğü ve açlıkla mücadele edildiği için 70 yaşına gelen bireyler ailelerine yük olmamak üzerine nara dağı'na götürülür ve orada ölüme terkedilir. Tabii bu durumda yeni doğanların da aileye yük olmaması için ölüme terkedildiği -herhangi bir bahçeye fırlatıp atma, doğar doğmaz gömme- veya satıldığı olur. Ki bu o kadar normaldir ki, tarlasında bebek cesedi bulan bir kişi komşusuna kızmaya gittiğinde "kolay yoldan gübre buldun işte!" Cevabını bile alır.
Şimdiii, filmi izlerken öncelikle bu nedir gibi bir yanılgı içine giriyor insan. Fakat biraz konuyu kavrayınca insan hayatının bütün çıplaklığı ile öyle bir işlendiği görülüyor ki, tiksintiyle "biz ne pis canlılarız be arkadaş" diyor insan. Yaşamak için öldürürken, kimin hayatının neye göre daha değerli olduğu sorusu canlanıyor zihinde.
Ve son olarak, son sahnelerde yaşanılan boğazdaki yumruya katlanmak zor, çok zor.
"Anne! Gerçekten kar yağıyor değil mi?"
Üretimde güçlüğe düşüldüğü ve açlıkla mücadele edildiği için 70 yaşına gelen bireyler ailelerine yük olmamak üzerine nara dağı'na götürülür ve orada ölüme terkedilir. Tabii bu durumda yeni doğanların da aileye yük olmaması için ölüme terkedildiği -herhangi bir bahçeye fırlatıp atma, doğar doğmaz gömme- veya satıldığı olur. Ki bu o kadar normaldir ki, tarlasında bebek cesedi bulan bir kişi komşusuna kızmaya gittiğinde "kolay yoldan gübre buldun işte!" Cevabını bile alır.
Şimdiii, filmi izlerken öncelikle bu nedir gibi bir yanılgı içine giriyor insan. Fakat biraz konuyu kavrayınca insan hayatının bütün çıplaklığı ile öyle bir işlendiği görülüyor ki, tiksintiyle "biz ne pis canlılarız be arkadaş" diyor insan. Yaşamak için öldürürken, kimin hayatının neye göre daha değerli olduğu sorusu canlanıyor zihinde.
Ve son olarak, son sahnelerde yaşanılan boğazdaki yumruya katlanmak zor, çok zor.
"Anne! Gerçekten kar yağıyor değil mi?"
"Gerçek hüner şuradadır;
Esas olanı saklamak, ayrıntıyıysa unutmak."
Esas olanı saklamak, ayrıntıyıysa unutmak."
Uzunca zaman sonra gönderi paylaşılmış.
Gözlerim neler görüyor öyle, aman aman.
Gözlerim neler görüyor öyle, aman aman.
Ya bensiz napıyonuz arkadaş, ayıp oluyor!
Severdim kendisini. Fakat ikinci tedx konuşması ile şov peşine düşmüş dedirtti.
Üzdü.
Üzdü.
Samed behrengi'nin bir masalı.
bir şeftalinin daldan koparıldıktan sonra yere düşmesi, iki çocuğun onu yemesi ve çekirdeğini gömüp büyütmesini, Daha sonra ağaç meyve vermekten vazgeçmesini anlatır.
"Beni yalnızca çocuklar yesin istedim!"
Behrengi'nin süslü masallarıyla ve anlatış tarzıyla tekrar çocuk olsak istemek mümkün.
Can çocuk yayınlarını önerirken, çocuk kitabı diyerek bir kenara itmemenizi, bir şans vermenizi tavsiye ederim.
bir şeftalinin daldan koparıldıktan sonra yere düşmesi, iki çocuğun onu yemesi ve çekirdeğini gömüp büyütmesini, Daha sonra ağaç meyve vermekten vazgeçmesini anlatır.
"Beni yalnızca çocuklar yesin istedim!"
Behrengi'nin süslü masallarıyla ve anlatış tarzıyla tekrar çocuk olsak istemek mümkün.
Can çocuk yayınlarını önerirken, çocuk kitabı diyerek bir kenara itmemenizi, bir şans vermenizi tavsiye ederim.
Görünen o ki, durum o yönde ilerliyor.
Sol kanatta yaprak kıpırdamıyor bre.
Sol kanatta yaprak kıpırdamıyor bre.
Aslında deyorlar, başkasına aitmiş bu entiriler de, admin silip kendisi yazmış tekrar.
Öyleymiş yani, aramızda kalsın.
Öyleymiş yani, aramızda kalsın.
Stefan Zweig'in 1922 yılında yayınlamış olduğu öyküsü.
Gemi yolculuğu sırasında yıldızları izlemeye giden bir kişi, orada saklanmış bir başka kişi olduğunu görür. Saklanan adam iki gece sonra bir yerde doktorluk yaptığını, doktorluk yaparken başına gelen ve kendisini rahatsız eden olaylar yumağını anlatır. İşin içinde bir kadın, kimsenin öğrenmemesi gereken bir sır vardır.
Amok ise malezya endonezya da bir hastalığa verilen addır. Bir kriz durumudur. Bu duruma yakalanan kişi durmadan ve hiçkimseyi görmeden koşmaya, önüne geleni öldürmeye yok etmeye çalışır. Olay bittikten sonra ise etrafında olup bitene anlam veremez, çünkü bir nöbet halidir.
Kitabı okuyun, okutun. Çeviride hata olmadığı, insanın damağında okuma zevki bıraktığı için iş bankası kültür yayınları modern klasikler serisi kitabını öneririm.
Gemi yolculuğu sırasında yıldızları izlemeye giden bir kişi, orada saklanmış bir başka kişi olduğunu görür. Saklanan adam iki gece sonra bir yerde doktorluk yaptığını, doktorluk yaparken başına gelen ve kendisini rahatsız eden olaylar yumağını anlatır. İşin içinde bir kadın, kimsenin öğrenmemesi gereken bir sır vardır.
Amok ise malezya endonezya da bir hastalığa verilen addır. Bir kriz durumudur. Bu duruma yakalanan kişi durmadan ve hiçkimseyi görmeden koşmaya, önüne geleni öldürmeye yok etmeye çalışır. Olay bittikten sonra ise etrafında olup bitene anlam veremez, çünkü bir nöbet halidir.
Kitabı okuyun, okutun. Çeviride hata olmadığı, insanın damağında okuma zevki bıraktığı için iş bankası kültür yayınları modern klasikler serisi kitabını öneririm.
Bi adam vardı, inkılap dersi verirdi. İsmi de muazzamdı: devrim.
Bi tarih anlatırdı, başka bir şeyle ilgilenmek mümkün değildi derste. Resimler yapardı tahtaya. Sivas kongresi'ni falan tek görselde 12 maddeyle özetlemişti.
Sınavda bu şekilde resimler, özetler, kodlamalar yapınca hiç affetmez tam not verirdi.
Hala gözümün önünde adam, başka da böyle öğretmenim olmadı zaten.
Bi tarih anlatırdı, başka bir şeyle ilgilenmek mümkün değildi derste. Resimler yapardı tahtaya. Sivas kongresi'ni falan tek görselde 12 maddeyle özetlemişti.
Sınavda bu şekilde resimler, özetler, kodlamalar yapınca hiç affetmez tam not verirdi.
Hala gözümün önünde adam, başka da böyle öğretmenim olmadı zaten.
İyi ki bir uyuduk, yüklemişsiniz gece gece kapmışsınız entiriyi.
Dün gece 40 Entiri vardı daha, Normal de gece gece de yazmazsınız bre.
Dün gece 40 Entiri vardı daha, Normal de gece gece de yazmazsınız bre.