confessions

dinsiz bedevi

votka  · 18 Haziran 2017 Pazar

  1. toplam giri 229
  2. takipçi 10
  3. puan 3871

hain

dinsiz bedevi
HAİN KİMDİR?

Onlarca sivili şehit verdi bu ülke. Askeri de şehit oldu, sivili de. Daha doğrusu öldü. Şehit oldu denilince bence bir yumuşama söz konusu oluyor. Durumun ciddiyeti kavranmıyor. Hele bugünlerde şehitlik şahane bir şeymiş gibi lanse edildiği için ben öldüler demeyi tercih edeceğim.

Öldüler evet.

Yoklar artık.

Bak mesela, Atatürk Havalimanı'nda bir bomba patladı. Onlarca sivil öldü. Kimi işi gereği oradaydı, kimi yolculuk yapacağı için. Öldüler.

Bu hükümet ne yaptı?

Tam 3 gün sonra balon uçurarak köprü açtı.

Bu köprü açılışına en çok kimler sevindi?

O köprüyü hayatı boyunca 1 kere bile kullanmayacak olan, bırak arabası olmasını, metrobüse binemeyen insanlar çılgınlar gibi alkışladılar.

Peki ben ne soruyorum bu devlete, bir vatandaş olarak?

* 15 Temmuz şehitlerini yerlere göklere sığdıramıyorsun da, diğer şehitlerimizin ne günahı vardı? Yeterince şehit olamadılar mı? Az mı şehit oldular? Bundan böyle onlara şehitcik mi desek? Veya şehit olur gibi yaptılar mı desek?

* 249 insan öldü 15 Temmuz'da. Askeri yönetim kademesi düğünde eller havaya yapıyordu. MİT müsteşarı 6 saat CB ye haber vermedi. CB "eniştemden öğrendim" dedi. Nedir şimdi bu? Kim bu darbe girişimine cesaret etti? Yıllarca hoca efendi denilen ilk okul mezunu bir zibidi. Bu zibidi benim devletimi kandırdığı, kandırabildiği için öldü o 249 kişi.

Sen şimdi bana atar yapıyorsun ya canım kardeşim, ben de sana soruyorum;

Sen devletini çılgınlar gibi alkışlarken, bu soruları soruyor musun hiç kendine?

Mesela koca tankı çöp kamyonu durdurabilir mi ki yahu? Hayırdır? diyor musun?

O koca kamyonlar yırtık dondan çıkar gibi nereden ortaya çıktılar bir anda diyor musun?

"Ulan bu F 16 istese o sarayı düm düz ederdi ama ufacık bir duvarı yıktı sadece, nasıl yani?" diyor musun?

Mesela darbe araştırılsın dendiğinde AKP neden red oyu verdi ve engelledi diye soruyor musun hiç kendine?

Darbe araştırma komisyonuna neden MİT müsteşarı ile Genel Kurmay Başkanı'nı ısrarla göndermiyorlar diye soruyor musun?

15 Temmuz da bunca insan öldü, neyin kutlaması yapılıyor diye soruyor musun mesela?

Ya daaaa,

Ulan bu ülke Kurtuluş savaşı gördüüü, Çanakalle Zaferi ni gördüü, hiç birinde ulaşım bedava değil, cep telefonu operatörleri bedava dakika vermek için birbirleriyle kapışmıyorlar, nedir bu 15 Temmuz sevdası diye soruyor musun?

Nasıl bir pazarlama stratejisi olabilir bu acaba diye düşünüyor musun?

Ben söyleyeyim;

Hayır!

Ne yapıyorsun?

Ben bunları sorduğum için oturup bana "vatan haini" diye yorum yazıyorsun.

Ben bu soruları spor olsun diye mi soruyorum güzelim benim? Ha?

PKK nın da, FETÖ nün de, bunlar gibi ne kadar pislik, katil varsa topunun da Allah belasını versin! Haaa, bunlara yaltaklananın daaa, bunları zamanında baş tacı edenin deeee, bunlarla zamanında enseye şaplak göte parmak olanların daaa belasını vermeyi unutmasın Allah.

Şimdi, tekrar soruyorum;

249 can, bu devlette birileri görevini yapmadığı için öldü. 249 can birilerinin ihmalkarlığı yüzünden öldü. Ve bu insanlar ölürken birileri de bunu izledi.

Adil Öksüz denen adamı önce tutup sonra kaçırdılar be. Ulan hadi önceden kaçanı tutamıyorsun, bari tutuğunu kaçırma değil mi? Yok! Ona da bahaneleri var.

Her şeye bahaneleri var canım kardeşim.

Oysa devlet bahane üretmez, çözüm üretir!

Bunun dışında ne söylersen söyle, hava cıvadır. Bugün gözyaşı dökmekle, 15 Temmuz'u parlatarak kendi ihmalkarlığını örtmeye çalışmakla ancak bazılarını kandırabilir, eyleyebilirler.

Oysa yüreğinde gerçekten vatan sevgisi dolu olanlar yıllardır PKk nın da ne olduğunu Fettullah'ın da ne olduğunu biliyorlar.

Bu yüzden de kendilerinde "ulan ben kanmadım, sen niye kanıyorsun???" deme hakkını buluyorlar.

"Niye açılıp saçılıyorsun? Kandırıyor bu şerefsizler sizi" dedikleri için bugün hesap sorma hakkını kendilerine buluyorlar.

Sen "bir dua ettim, iki okuyup üfledim koca tankı durdurdum, terliği de helikopter pilotunun kafasına fırlattıydım" diye mastürbasyon yaparken, ben bir gün o tankın içine tetiği çekmekten korkmayacak bir vatan haini oturursa ne olacak endişesindeyim...

Çünkü o hain, o tankın içine oturup da o tetiği çektiği an sen bırak "iman" demeyi, bir daha anca kedi gibi miyavlıyor olacaksın muhtemelen korkudan... eğer ölmez de sağ kalırsan... Benim endişem de budur işte!

Bu vatan adam gibi yönetilsin, bir akşam Boğaz Köprüsü'nde bir tanka arkadan selektör yapmayayım diye yazıyorum bu soruları.

Sana destan diye yutturulan, bu ülke tarihindeki en büyük ihanet senaryosudur çünkü! Bu devlet bu tuzağa düşmesin istiyorum çünkü! Artık kandırılmasın istiyorum çünkü! Artık herkes adam gibi görevini yapsın istiyorum çünkü!

Tüm bu yazdıklarım içinde bir tane yanlışım varsa, düzelt ben de doğrusunu öğreneyim.

Lakin yine "Ama Gezi" falan diye başlarsan, küreği suratının ortasına yapıştırırım, bilesin canım kardeşim!

Kemal kılıçdaroğlu'na açık mektup

dinsiz bedevi
SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA AÇIK MEKTUP

Kemal Bey,

Yarın, günler önce elinizde sade bir "ADALET" pankartı ile kişisel olarak başlattığınız yürüyüş sona eriyor.

69 yaşında sade bir vatandaş olarak, bu çılgın sıcak altında CHP li kimliğinizden sıyrılarak, yürümeye başlamıştınız. Bugün arkanızda binlerle birlikte İstanbul'a vardınız.

İktidar kanadında saçma sapan aşağılamalar, deli saçması açıklamalar, kendini komik zanneden, oysa komik olmaktan fersah fersah uzakta bir "Başbakan" ın söylemleri, yandaş basının iktidara yaltaklanmak adına yaptığı yayınlar bu yürüyüşün gücüne güç kattı bence.

Bugün en azılı Kılıçdaroğlu düşmanları bile size saygı duyuyor.

Kendi adıma ben de sizi takdir ediyor, size sonsuz saygı duyuyorum.

Peki ya pazartesi ne olacak?

Yarın Maltepe'de yüzbinler Hak! Hukuk! Adalet! diye haykıracak. Hepimiz alkışlayacağız... İsyan edeceğiz.

Ya pazartesi?

Bu yürüyüş bitmiş olacak. Ancak adalet sorunu bitmiş olacak mı? Hayır. Hapishanelerde suçsuz yere çürüyenler özgürlüğüne kavuşacak mı? Hayır. Haksız yere işlerinden edilenler işlerine ve itibarlarına geri kavuşacaklar mı? Hayır. Kadın cinayetleri, tecavüzler, çocuk tacizleri bitecek mi? Hayır.

Peki böyle bir yürüyüşün tüm bu sorunlara 20 günde çare olmasını bekliyor muyduk?

Elbette bu sorunun cevabı da hayır.

Ancak sizin, yarın o meydanda bize, umut içerisinde bekleyenlere, sizinle birlikte yürüyen yüzbinlere "pazartesi" yi anlatmanız gerekiyor.

Pazartesi ne olacak? CHP'nin nasıl bir programı var? Çözüm önerisi nedir? Toplumdan, onu destekleyen bu kalabalıktan beklentisi nedir? Hepimize düşen görevler nelerdir? CHP bundan sonra nasıl bir yol izleyecek?

Bakın, Gezi direnişi muazzam bir toplumsal hareketti. Ancak gazı çabuk kaçtı. Çünkü planlı programlı bir hareket değildi ve somut bir hedefi yoktu. Sırf bu yüzden büyük bir fırsatı kaçırdık ülkece...

Aynı tehlike şimdi bu yürüyüş için de söz konusu. Gezi'den ne ders alındı, yapılan hatalardan neler öğrenildi, görmek için müthiş bir fırsat var elimizde.

Pazartesi ne olacak sayın Kılıçdaroğlu?

Bu soruya vereceğiniz cevaba göre ya 69 yaşında yürekli, tonton bir politikacı büyüğümüz ya da Atatürk'ün kurduğu partinin ve büyük bir dönüşümün lideri olacaksınız.

Onca seçim kaybettiniz. Sürekli itibar kaybettiniz. Yaptığınız yanlışlar, verdiğiniz yanlış kararlar bugün için geride kaldı. Dönün arkanıza bir bakın... Sizinle birlikte yürüyen o yüzbinler ve evlerinde size gönülden destekleyen milyonlar bu soruya cevap vermenizi bekliyor artık.

Söyleyin lütfen;

Pazartesi ne olacak?

Saygılarımla;

Alıntı

yeliz koray'ın efsane ifadesi

dinsiz bedevi
Bir kez daha tebrik ettim !

YELİZ KORAY'ın Aslanlar gibi verdiği ifade. Bir kez daha gurur duydum. Tahrik Milli, manevi ve dini değerlerimize hakaret etmedim. “Atatürk manevi kızıyla ilişki yaşadı” demedim mesela… “Annesi Zübeyde Hanım genelevde çalışıyordu” da demedim. Sadece bu değil.. Nefret ettiğim bir insan bile olsa 'ölü'ye her zaman saygı duydum. Annesini millete yuhalatmadım! Benimle aynı fikirde değil diye sandıkta 'evet' diyenlere “terörist-şerefsiz” demedim. A partisini B partisini destekliyor diye hiçbir sanatçıyı “sanatçı bozuntusu” diye aşağılamadım. Eşini dostunu madende kaybeden acılı insanların isyanını tekmelemedim. Kimseye mezhebini sormadım. “Ölmüş mü?Zaten Aleviydi” demedim. Stres altındayken ve hatta sabrım sınanırken bile kimseye “gavat” demedim. O ya da bu nedenle “anam ağladı” diye şikayet eden birine “ananı da al git” demedim. Bana göre doğru olmayan şeyleri 'doğru' diye yazdığı için hiçbir gazeteciye “Sizi tasmalarınızdan kurtardım, nankörler” demedim. Bir ağaç için canını siper eden gençlere “Çapulcular-Vandallar” demedim. Bu ülke için ölen her bir asker, polis ve korucu için derinden üzüldüm,ağladım. “Yan gelip yatma yeri değil” de demedim “Birkaç Mehmetçik için meclis açılmaz” da demedim. Kaç kişi olduğu mühim değildi, hiçbir can için 'kelle' hesabı yapmadım. Dinimle alay etmedim. “Her Cuma bir dua sallıyorum” demedim. “Bakara makara” diye dalga geçmedim. “Namaz kılmayan hayvandır” da demedim. Kadınları bekaretine göre ayırıp “Kız mıdır kadın mıdır?” da demedim. Türbanına göre ayırıp “Türbansız kadın perdesiz eve benzer” de demedim. Bitmedi… “Çocuğu olmayan kadın yarım kadındır” da demedim… “Kadın makyaj yapıyorsa kaportası bozuktur” da demedim “Beni desteklemezseniz başınıza şu gelir bu gelir” diye kimseyi tehdit etmedim. Beni gördüğüne sevinen birine “Bi taklaat bakayım ne kadar sevindin?” diye aşağılamadım. Engelli gence “Görmeyen gözünle sana işvermişiz daha ne istiyorsun?” demedim. “Senin çocuğun da işsiz kalsın, kişisel sorunlarını bana anlatma” demedim. Tecavüze uğrayan çocukları savunmak yerine “Bi kereden bir şey olmaz” demedim. Atanamayan bir öğretmene “Oy vermezsen verme” demedim. İlaçlarını alamayan kanser hastası birine “Al şu parayı git” diye dilenci muamelesi yapmadım. Gülüyor, sakız çiğniyor, düğünlerde oynuyor ya da karnı burnunda dışarı çıkıyor diye hiçbir kadına 'iffetsiz' demedim. “İffetli olsun da kürtaj yaptırmasın” da demedim. Yalnızca kendi edebime baktım, kimseye “edepsiz” demedim! Hiçbir cemaate, tarikata üye olmadım, onlardan övgüyle bahsetmedim. “Hocam gel artık” diye ağlamadım. “Ne istedin de vermedik” demedim. MHP'ye “En iyi yaptığı şey kışkırtmaktır”, ülkücülere de “Kafatasçı vampirler,ırkçılar” demedim. PKK ile masaya oturmadım, “oturdun” diyenlere “İspat etmezsen şerefsizsin” demedim. İspatı gelince de kimseyi 'vatan haini' ilan etmedim. *** Peki, ben ne dedim; 15 Temmuz'dan bir gün sonra 'Filler Tepişti' başlıklı köşe yazımda; “Komutanın emriyle ağaca bile selam vermek zorunda olan gencecik askerler öldüresiye dövüldü. Tüm dünya askerlerimizin soyulduğunu, tokatlandığını gördü” dedim. “Kurunun yanında yaş da yandı” demek isteyerek gariban Mehmetçiklere üzüntümü dile getirdim. Sırf bu yüzden Atatürk'e hakaret eden bir pislikte aynı maddeden, yani; “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama” dan yargılanacaksam söyleyecek pek bir şey yok. En büyük mahkeme vicdanımdır. Oradan beraat ettim. Şimdi yüce adaletimize sığınıyorum
Yeliz Koray

18 temmuz 2017 istanbul yağmuru

dinsiz bedevi
Allah başka memleketlere yağmur vermiyor mu? Norveç'te 7 ay şiddetli yağmur yağar ama bir kere bile herhangi bir yolu,metro istasyonunu,alışveriş merkezini su basmaz. Neden mi? Altyapı ve drenaj çalışmaları sistemlidir, kitabına uygundur. Yolsuzluk yoktur,boşvermişlik yoktur,en önemlisi ''kadercilik'' yoktur. Yol yaptık dedikleri zaman gerçekten yol yaptıklarını anlamamıştık. Adamlar harbiden bütün milletin rızkını yol yapmışlar. Şimdi ''Yağmur ve sel Allah'tan geldi,hiçbir kuvvet Allah'ın yarattığı doğa olaylarının önüne geçemez'' deyip bu trajikomik olayı sorgulanamayacak bir kıvama getirip inancımızın gölgesinde yoğuralım..
Hatta işi biraz daha eğlenceli hale getirip,bir-iki ergenlik zamanlarından kalma espri yapıp bunun gerçekten normal bir olay olduğunu insanlara aşılayalım. Mesela ''Boyu 1.60 cm'den kısa olanlar sokağa çıkmasın ehuehuehu'' diyelim basın toplantılarında..
Sonra ; #AvrupaBiziKıskanıyor ..
Haklısınız. Swh

vatan sevgisi

dinsiz bedevi

İzmit'te bir otobüste tam 12 kişi çarşı iznine çıkan 5 askeri dövüyorlar. Jandarma hepsini göz altına alıyor. Bu 12 kişinin yakınları adliye önünde "vatan evlatları bunlar, hepsi vatanı için canını verir" diyerek gazetecilerin görüntü almasına engel olmaya çalışıyor. Yetmiyor. Sanıklara "adamsınız" diye bağırıyorlar.

Ülkenin milli takımlar direktörü (ne demekse), gidip bir kebapçıda olay çıkartıyor. Basın toplantısına "ben vatanımı çok seviyorum" (ne alakaysa) diyerek başlıyor...

Mafya babası konuşuyor, şak şakçıları "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye yırtınıyor, mafya babası vatan sevdasını anlata anlata bitiremiyor (aslında anlatamadığı için bitemiyor da... neyse...)

Ve yurdum insanının bu vatan sevgisi gözlerimi yaşartıyor...

Olay çıkartan, yolsuzluk yapan, haraç kesen, adam öldüren herkes "vatan sevdalısı"...

Eh, tabii bunca haltı yediğin halde elini kolunu sallaya sallaya gezebildiğin, el üstünde tutulduğun, bir de saygı gördüğün vatanı kim sevmez birader??
2

çok düşünmenin bir boka yaramadığını anladığın an

dinsiz bedevi
Anlık kararlar hayat kurtarır demişti bir büyüğüm, çok düşündüğün de genellikle kaybedersin, belki de hep kaybedersin.
Bilirsin, kaybetmek zor ile kolay ortası ince bir çizgidir.
Zor dersin kaybetmek ilk sonra bir bakarsın ki o zor dediğin, kolaylaştırır bazen kaybetmeyi..
En büyük kaybımı doğarken yaşadım. Annemle olan bütün bağım o an kopmuştu. Kahretsin.

Kemal kılıçdaroğlu'na açık mektup

dinsiz bedevi
Kılıçdaroğlundan cevap var!

Sayın dinsiz bedevi,

Öncelikle, insan haysiyetine saygının ve toplumsal barışın temeli olduğuna inandığımız “Adalet Yürüşü”müze verdiğiniz destek için teşekkür ederim.

Bu mücadele; adalet isteyen, barış isteyen, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik isteyen Türkiye'nin ortak mücadelesidir.

Dünyadan kopmak istemeyen, dünya ile barış içinde kardeşçe yaşamak isteyen Türkiye'nin ortak mücadelesidir.

Ülkemizde kavga değil huzur isteyen Türkiye'nin ortak mücadelesidir.

Bu mücadele adalet mücadelesidir.

Adalet yürüyüşümüz daha mutlu, daha huzurlu ve daha yaşanabilir bir Türkiye için yeni bir başlangıçtır.

Hep beraber bir tarih yazdık. Yeniden doğuyoruz, ülkemiz için doğuyoruz, çocuklarımız için doğuyoruz, torunlarımız için doğuyoruz, Türkiye için doğuyoruz, bayrağımız, vatanımız, ülkümüz için doğuyoruz.

Kimsenin kimliğine, kimsenin inancına, kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeden, karışmadan, huzur içinde, barış içinde,  kardeşçe, birlikte yaşamak istiyoruz.

Bu duygularla “hak, hukuk, adalet” talebiyle gerçekleştirdiğimiz yürüyüşe verdiğiniz destek için tekrar teşekkür ediyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Kemal KILIÇDAROĞLU

Edit: mail cevabı






bira

dinsiz bedevi
Rusya'da alkol akşam saat 10'dan sonra alınamaz. Ama birayı alabilirsiniz. Yanılmıyorsam 2010'a kadar alkol statüsünde değildi, bir yasayla alkol yaptılar.
Ayrıca, burger king McDonald's zincirlerinden temin edebileceğiniz içecek.

edit:imla

chp döneminde yapılan eserler

dinsiz bedevi
Başbakan'ın saldırdığı ve karaladığı dönem, 1923-1950 arası Atatürk ve İsmet İnönü dönemleridir. Ancak, Başbakan devamlı CHP'yi ve CHP dönemlerini karalamakta ve karalarken de genellikle bu ifadeleri kullanmaktadır:

> "CHP'nin tek parti diktatörlüğünde ne yapıldı Allah aşkına?"
> "CHP'ye soruyorum; Yahu senin bu memlekette dikili bir ağacın mı var?"
> "Bu cibilliyetsiz partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır"
> "CHP iktidarında bu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu?"
> "Biz bu CHP'nin cemaziyülevvelini (tüm geçmişini) biliriz, hiçbir eserleri, emekleri yoktur bu ülkede"

CHP'nin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek başına iktidarda bulunduğu dönem sadece 1923-1950 arasıdır. Diğer zamanlarda çok kısa ve eli kolu bağlı koalisyon dönemleri olmuştur. Bunlarda toplam 5 seneyi bile bulmaz. Aslında Tayyip Erdoğan'ın saldırdığı ve karaladığı dönem 1923-1950 arası Atatürk ve İsmet İnönü dönemleridir.

İktidarın hazmedemediği CHP'nin tek başına iktidar olduğu dönemde yaptıkları ve eserleri:

1923 - Cumhuriyet Halk Partisi Kuruldu. (9 Eylül 1923)
1923 - CHP Genel Başkanlığına Mustafa Kemal Atatürk seçildi. (11 Eylül 1923)
1923 - Ankara Başkent ilan edildi. (13 Ekim 1923)
1923 - Cumhuriyet ilan edildi (29 Ekim 1923)
1923 - Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu kuruldu.
1924 - Hilafet kaldırıldı.
1924 - Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kabul edildi.
1924 - İlköğretim zorunlu hale getirildi.
1924 - Lozan Antlaşması yürürlüğe girdi.
1924 - Gölcük'te ilk tersane ünitesi kuruldu.
1924 - Devlet Demiryolları kuruldu.
1924 - İstanbul - Ankara arasında ilk yolcu uçağı seferi yapıldı.
1924 - Türkiye İş Bankası kuruldu.
1924 - Türk Kadınlar Birliği kuruldu.
1924 - Ankara ilk planlı şehir olarak tanzim edildi.
1924 - Cumhurbaşkanlığı Orkestrası kuruldu.
1924 - Türkiye Tütüncüler Bankası kuruldu.
1924 - İlk milli sigorta Anadolu Sigorta faaliyete geçti.
1924 - Bursa'da Karacabey Harası kuruldu.
1924 - Milli Sahne Ankara'da ilk tiyatro olarak kuruldu.
1924 - Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı.
1924 - Türkiye Cumhuriyeti yazılı ilk madeni para tedavüle çıktı.
1924 - Atatürk'ün önerisiyle ismini de verdiği Cumhuriyet Gazetesi yayına başladı.
1925 - Danıştay kuruldu.
1925 - Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti) kuruldu.
1925 - İstanbul'da Liman İşleri inhisarı kuruldu.
1925 - Osmanlı'da köylülerden alınan Aşar Vergisi kaldırıldı.
1925 - Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü kuruldu.
1925 - Sanayi ve Madenler Bankası kuruluş kanunu kabul edildi.
1925 - 1920'de Atatürk tarafından kurulan Anadolu Ajansı, Anonim Şirkete dönüştürüldü.
1925 - Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu kabul edildi.
1925 - Gazi Orman Çiftliği kurulmaya başlandı.
1925 - Eskişehir Cer Atölyelerinde demiryolu malzemesi üretecekbirimler hizmete girdi.
1925 - Adana Mensucat Fabrikası üretime başladı.
1925 - Türkiye'nin ilk betonarme köprüsü Menderes Nehri üzerine yapıldı.
1925 - İlk Cumhuriyet altını basıldı.
1925 - Adana ve Bergama Müzeleri açıldı.
1925 - Tayyare Cemiyeti'nin katkılarıyla Ankara'da Türk yapımı ilk planör uçuruldu.
1925 - Şeker Fabrikaları kurulmasına ilişkin kanun kabul edildi.
1926 - Demir Çelik Sanayiinin kurulmasına ilişkin kanun yayımlandı.
1926 - Uluslararası saat ve takvim uygulanmasına başlandı.
1926 - Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi. Kanunla kadın erkek eşitliği sağlandı.
1926 - Türk Telsiz Telefon Şirketi kuruldu.
1926 - Eskişehir Uçak Bakım İşletmesi açıldı.
1926 - Yabancı gemilere tanınan ayrıcalıkları kaldıran Kabotaj Kanunu yürürlüğe girdi.
1926 - İlk şeker fabrikası Alpullu Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
1926 - Ankara otomatik telefonu işletmeye açıldı.
1926 - İstanbul'da inşaat demiri üreten ilk haddehane açıldı.
1926 - Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri kuruldu.
1926 - Amasya, Sinop ve Tokat Müzeleri açıldı.
1926 - Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası açıldı. (1950'li yıllarda Adnan Menderes hükümetince kapatılana kadar bu fabrikada toplam 112 savaş uçağı üretildi.)
1926 - Bakırköy Çimento Fabrikası kuruldu.
1926 - Uşak Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.
1927 - Teşviki Sanayi Kanunu kabul edildi.
1927 - Bünyan Dokuma Fabrikası hizmete girdi.
1927 - Ankara - Kayseri demiryolu açıldı.
1927 - Emlak ve Eytam Bankası kuruldu.
1927 - İstanbul Radyosu yayınlarına başladı.
1927 - Samsun - Havza - Amasya demiryolları açıldı.
1927 - Bursa Dokumacılık Fabrikası açıldı.
1927 - Eskişehir Bankası kuruldu.
1927 - Ankara Arkeoloji Müzesi ve Sivas Müzesi kuruldu.
1927 - Okullarda karma eğitime geçildi.
1927 - İlk basketbol ligi düzenlendi.
1927 - Köy Öğretmen Okullarından ilki Kayseri'de açıldı.
1927 - Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kağıt parası tedavüle çıkarıldı.
1927 - İzmir Müzesi açıldı.
1927 - Ankara'da Çocuk Sarayı açıldı.
1927 - İlk düzenli radyo yayını İstanbul'da gerçekleştirildi
1928 - Laiklik Cumhuriyetin temel ilkesi olarak kabul edildi.
1928 - Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alındı.
1928 - Haydarpaşa-Eskişehir-Konya ve Yenice-Mersin Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1928 - Ankara Çimento Fabrikası açıldı.
1928 - Türk Halkına okuma-yazma öğretmek için Millet Mektepleri açıldı. 1936'ya kadar 16-45 yaş arası yaklaşık 3 milyon kişiye temel eğitim verildi.)
1928 - Ankara Numune Hastanesi açıldı.
1928 - Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü kuruldu.
1928 - Türk Eğitim Derneği (TED) Atatürk'ün koruyuculuğunda Ankara'da kuruldu.
1928 - Türk Vatandaşlığı Yasası kabul edildi.
1928 - İstanbul Bomonti'de Türk Mensucat Fabrikası hizmete girdi.
1928 - Amasya - Zile demiryolu açıldı.
1928 - Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkındaki kanun kabul edildi.
1928 - Malatya Elektrik Santralı açıldı.
1928 - İlk defa Kadınlar Mahkemelerde Avukat olarak görev aldılar.
1928 - Kütahya - Tavşanlı demiryolu açıldı.
1928 - İstanbul'da Üsküdar, Bağlarbaşı ve Kısıklı'da tramvay hatları açıldı.
1928 - Ankara'nın ilk büyük oteli Ankara Palas açıldı.
1928 - Gaziantep'te Mensucat Fabrikası işletmeye açıldı.
1929 - Mersin- Adana demiryolu yabancılardan satın alındı.
1929 - Ankara ile İstanbul arasında telefon konuşmaları başladı.
1929 - Ayancık Kereste Fabrikası açıldı.
1929 - Trabzon Vizera Hidroelektrik Santralı hizmete girdi.
1929 - İstanbul'da Fatih-Edirnekapı tramvay hattı hizmete girdi.
1929 - Anadolu-Bağdat, Mersin- Tarsus Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1929 - Haydarpaşa Limanı yabancılardan satın alındı.
1929 - Kütahya- Emirler, Fevzipaşa-Gölbaşı demiryolları açıldı.
1929 - Deniz Ticaret Kanunu kabul edildi.
1929 - Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası hizmete girdi.
1929 - Yeni Türk harfleriyle ilk posta pulları basıldı.
1930 - Ankara - Sivas Demiryolu Hattı ulaşıma açıldı.
1930 - Kadınlar Belediyelerde seçme ve seçilme hakkı kazandı.
1930 - Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası açıldı.
1930 - Ankara'da Ziraat Enstitüsü kuruldu.
1930 - Kayseri - Şarkışla demiryolu açıldı.
1930 - Türkiye Gazeteciler Birliği kuruldu.
1930 - İstanbul Galata Köprüsü'nden 70 yıldan beri alınan köprü geçiş ücreti kaldırıldı.
1930 - Ankara Etnografya Müzesi halka açıldı.
1931 - Bursa- Mudanya demiryolu yabancılardan satın alındı.
1931 - Gölbaşı - Malatya demiryolu açıldı.
1931 - 10 ilde Bölge Sanat Okulları açıldı.
1931 - Çocuk Esirgeme Kurumu kuruldu.
1931 - Tekel Genel Müdürlüğü kuruldu.
1931 - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu.
1931 - Uluslararası ölçü birimleri kabul edildi.
1931 - Türk Tarih Kurumu kuruldu.
1932 - Devlet Sanayi Ofisi (DSO) kuruldu.
1932 - Samsun- Sivas demiryolu açıldı.
1932 - Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası işletmeye açıldı.
1932 - Sanayi Teşvik Kanunu ile toplam 1473 işletme teşvikten yararlandırıldı.
1932 - İzmir Rıhtım İşletmesi yabancılardan satın alındı.
1932 - Türkiye Sanayi Kredi Bankası kuruldu.
1932 - Kütahya - Balıkesir demiryolu açıldı.
1932 - Ulukışla - Niğde demiryolu açıldı.
1932 - Halkevleri açıldı. (1951'de Demokrat Parti-Adnan Menderes hükümetince kapatıldıklarında 478 Halkevi, 4322 Halk Odası vardı.)
1932 - Türk Dil Kurumu kuruldu.
1932 - Türkiye Milletler Cemiyetine üye oldu.
1933 - Eskişehir Şeker Fabrikası açıldı.
1933 - Sümerbank resmen faaliyete geçti.
1933 - İstanbul - Ankara arasında düzenli uçak seferleri başladı.
1933 - Adana-Fevzipaşa demiryolu açıldı.
1933 - Ulukışla - Kayseri demiryolu açıldı.
1933 - Yerel Yönetimlere finansal yardım için İller Bankası kuruldu.
1933 - İstanbul Üniversitesi kuruldu.
1933 - Zonguldak Yatırım Bankası ve Kayseri Milli İktisat Bankası kuruldu.
1933 - Havayolları Devlet İşletmesi kuruldu.
1933 - Samsun- Çarşamba demiryolu hattı yabancılardan satın alındı.
1933 - Halk Bankası kuruldu.
1933 - Ankara'da Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.
1934 - Bandırma- Menemen- Manisa demiryolu yabancılardan satın alındı.
1934 - İlk Türk Operası sahnelendi.
1934 - Kadınlar birçok Avrupa ülkesinden önce genel seçimlerde seçme/seçilme hakkı kazandı.
1934 - İzmir -Kasaba demiryolu yabancılardan alınarak devletleştirildi.
1934 - Keçiborlu Kükürt Fabrikası üretime başladı.
1934 - Soyadı Kanunu kabul edildi.
1934 - Turhal Şeker Fabrikası açıldı.
1934 - Isparta Gülyağı Fabrikası üretime başladı.
1934 - Kayseri Uçak ve Motor Fabrikasında yapılan ilk uçağın deneme uçuşu yapıldı.
1934 - Basmane (İzmir) - Afyon demiryolu yabancılardan satın alındı.
1934 - Sümerbank Bakırköy Bez Fabrikasının açılışı yapıldı.
1934 - İlk Süttozu Fabrikası Bursa'da açıldı.
1934 - Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası işletmeye açıldı.
1934 - Demiryolu Elazığ'a ulaştı.
1935 - Haftasonu tatili Cumartesi - Pazar olarak kabul edildi.
1935 - Aydın Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1935 - Amortisman Sandığı kuruldu.
1935 - MTA Enstitüsü kuruldu.
1935 - ETİBANK kuruldu.
1935 - Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. kuruldu.
1935 - Türkkuşu kuruldu.
1935 - İstanbul Rıhtım Şirketi yabancılardan satın alındı.
1935 - Ankara'da troleybüs hattı işletmeye açıldı.
1935 - Fevzipaşa - Ergani - Diyarbakır demiryolları açıldı.
1935 - İlk Arkeolojik kazılar Alacahöyük'te başladı.
1935 - Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası üretime başladı.
1935 - Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası işletmeye açıldı.
1935 - Afyon - Isparta demiryolu açıldı.
1935 - Sümerbank Kayseri Dokuma Fabrikası'nın açılışı yapıldı.
1935 - Ankara Mamak'ta Gaz Maskesi Fabrikası açıldı.
1935 - Ayasofya müze olarak ziyarete açıldı.
1935 - Ankara'da Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi açıldı.
1936 - Kabotajın Deniz Yolları İdaresi'ne geçmesi sağlandı.
1936 - Ankara Çubuk Barajı açıldı.
1936 - Motreux Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
1936 - Çanakkale ve İstanbul Boğazlarında askerden arındırılmış bölgelere Türk askerleri yerleştirildi.
1936 - Ankara'da Devlet Konservatuarı açıldı.
1936 - Edirne-Sirkeci Şark Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1936 - Haydarpaşa Numune Hastanesi hizmete girdi.
1936 - Sümerbank Malatya İplik ve Bez Fabrikası kuruldu.
1936 - İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası hizmete girdi.
1936 - Elazığ Şark Kromları İşletmesi kuruldu.
1936 - İzmir Enternasyonal Fuarı açıldı.
1936 - İzmir Havagazı Şirketi yabancılardan satın alındı.
1936 - İstanbul Telefon Şirketi yabancılardan satın alındı.
1936 - SEKA'nın İzmit'teki fabrikasında ilk kağıt üretildi.
1936 - Ankara 19 Mayıs Stadyumu hizmete açıldı.
1937 - Sümerbank Konya Ereğlisi Dokuma Fabrikası üretime başladı.
1937 - Ziraat Bankası Kanunu kabul edildi.
1937 - Kozlu Kömür İşletmeleri yabancılardan satın alındı.
1937 - Çatalağzı - Zonguldak demiryolu açıldı.
1937 - İstanbul Resim Heykel Müzesi açıldı.
1937 - Ankara'da ilk Bira Fabrikası kuruldu.
1937 - Toprakkale - İskenderun demiryolu yabancılardan satın alındı.
1937 - Ankara'da Motorlu Tayyarecilik Okulu açıldı.
1937 - Urfa'da Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliği açıldı.
1937 - Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası açıldı.
1937 - Denizbank kuruldu.
1937 - İstanbul ve Trakya Demiryolları yabancılardan satın alındı.
1937 - Diyarbakır - Cizre Demiryolu açıldı.
1937 - Yozgat Termo-Elektrik Santralı hizmete verildi
1938 - Gemlik Suni İpek Fabrikası açıldı.
1938 - İzmir Telefon Şirketi yabancılardan satın alındı.
1938 - Ankara Radyoevi hizmete girdi.
1938 - Divriği Demir Madenleri üretime başladı.
1938 - Bursa Merinos Fabrikası faaliyete geçti.
1938 - Murgul Bakır İşletmeleri satın alındı.
1938 - Türk askerleri Hatay'a girdi.
1938 - Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kuruldu.
1938 - Devlet Havayolları Genel Müdürlüğü kuruldu.
1938 - Eskişehir İspirto Fabrikası açıldı.
1938 - İstanbul Elektrik Şirketi yabancılardan satın alındı.
1938 - Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kuruldu.
1938 - Sivas - Erzincan demiryolu açıldı.
1938 - Giresun'da Fiskobirlik kuruldu.
1939 - Ergani Bakır İşletmesi hizmete girdi.
1939 - Karabük Demir Çelik Kok Fabrikası üretime başladı.
1939 - İstanbul'da yabancıların işlettiği Tramvay Şirketi tesislerini hükümete devretti.
1939 - İstanbul'daki Tünel İşletmesi tüm tesislerini hükümete devretti.
1939 - Bursa ve Mersin elektrik tesisleri devletleştirildi.
1939 - Adana Elektrik Şirketi devletleştirildi.
1939 - Sivas Demiryolu Makinaları Fabrikası kuruldu.
1939 - Aydın'da 4000 köylüye toprak dağıtıldı.
1939 - İstanbul'da İETT kurıldu.
1939 - Fransız askerleri Hatay'dan çıkartıldı, Hatay Türkiye'ye katıldı.
1939 - Karabük Demir Çelik Fabrikası Yüksek Fırınları hizmete girdi.
1939 - Ankara Havagazı Şirketi devletleştirildi.
1939 - Karabük Demir Çelik Boru Fabrikaları hizmete girdi.
1939 - Milli Piyango İdaresi kuruldu.
1939 - Unkapanı Atatürk Köprüsü açıldı.
1939 - İlk Türk denizaltısı Haliç'te denize indirildi.
1939 - Sivas - Erzurum demiryolu açıldı. (Cumhuriyetin ilk 15 yılında yapılan demiryolu 3.000 km.ye ulaştı.)
1939 - Tekirdağ Şarap Fabrikası hizmete açıldı
1940 - Kozabirlik kuruldu.
1940 - Türk Petrol Şirketi kuruldu.
1940 - Köy Enstitüleri kuruldu. (Toplam sayısı 21'i bulan köy enstitüleri 1954 yılında Adnan Menderes Hükümeti tarafından tamamen kapatıldı.)
1940 - İstanbul Radyo İstasyonu hizmete girdi.
1940 - Ereğli Kömür İşletmesi kuruldu.
1940 - Haliçte yapılan İkinci Türk denizaltısı donanmaya katıldı.
1940 - Taksim Gezi Parkı İstanbul'da açıldı.
1940 - Eğitim amaçlı Halk Odaları kuruldu. İlk etapta 141 Halk Odası açıldı.
1940 - Ankara'da Milli Halk Kütüphanesi Açıldı.
1940 - Garp Linyitleri İşletmesi kuruldu.
1941 - Gebere Barajı açıldı.
1941 - Petrol Ofisi kuruldu.
1941 - Türk Hava Kurumu Ankara'da uçak fabrikası kurdu.
1941 - THY Yurtiçi uçuş merkezlerini 11'e çıkardı.
1941 - Elazığ'da Cüzzam Hastanesi açıldı.
1942 - Ankara Etimesgut'ta üretilen ilk Türk uçağı deneme uçuşları yaptı.
1942 - Türk Devrim Tarihi Enstitüsü kuruldu.
1942 - İlköğretim seferberliği başladı.
1942 - Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü açıldı.
1942 - Dalaman ve Hatay Devlet Üretme Çiftlikleri kuruldu.
1942 - Bursa, Denizli, Mersin, Çorum ve Urfa'da Kız Sanat Enstitüleri açıldı.
1942 - İlk büyük Türk ilaç fabrikası Eczacıbaşı İlaç Fabrikası Levent'te açıldı.
1942 - Atatürk Devrim Müzesi açıldı.
1943 - Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsası Kanunu kabul edildi.
1943 - Zonguldak - Kozlu demiryolu açıldı.
1943 - İstanbul'da Atatürk Bulvarı açıldı.
1943 - Ankara'da Gençlik Parkı açıldı.
1943 - Diyarbakır - Batman Demiryolu açıldı.
1943 - Seyhan Regülatörü açıldı.
1943 - Sivas Çimento Fabrikası açıldı.
1943 - İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü kuruldu.
1943 - İstanbul'da Yıldız Parkı açıldı.
1943 - Ankara Fen Fakültesi açıldı.
1944 - Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK) kuruldu.
1944 - İzmit Klor Alkali Fabrikası hizmete girdi.
1944 - İzmit Selüloz Fabrikaları işletmeye alındı.
1944 - Türk Hava Kurumu'nun Ankara'daki uçak fabrikasında 140 eğitim uçağı, ambulans uçakları ve çok sayıda planör üretildi. (Ankara, Kayseri ve Eskişehir'deki Uçak ve Uçak Motoru Fabrikalarının tamamı 1950'li yıllarda Adnan Menderes hükümeti tarafından kapatılmıştır.)
1944 - İzmit'te Gazete ve Sigara Kağıdı Fabrikası açıldı.
1944 - Yeşilköy'de yerli sermaye ile üretilen ilk Türk özel yolcu uçağının denemesi yapıldı.
1944 - Anıtkabir'in temeli atıldı.
1944 - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) kuruldu.
1944 - Mersin Limanı hizmete açıldı.
1944 - Gaziantep Havaalanı açıldı.
1944 - Fevzipaşa - Malatya, Diyarbakır - Kurtalan demiryolu hizmete girdi.
1944 - Sakarya'da Ziraat Alet ve Makinaları Fabrikası üretime başladı
1944 - İzmir'de Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu açıldı.
1945 - Şirketi Hayriye devlet tarafından satın alındı.
1945 - Türkiye Birleşmiş Milletler'e kurucu üye olarak katıldı.
1945 - İskenderun Limanı hizmete girdi.
1945 - Türkiye ilk defa yerli ampul üretimine başladı.
1945 - Balıkesir, Van, Rize, Erzurum, Erzincan ve Çankırı'da lise ve enstitüler açıldı.
1945 - Çiftçiyi ve Köylüyü Topraklandırma Kanunu kabul edildi.
1945 - Ormanlar koruma amacıyla devletin mülkiyetine geçti.
1945 - İstanbul -Londra, İstanbul - Paris uçak seferleri başladı.
1946 - İş ve İşçi Bulma Kurumu kuruldu.
1946 - İşçi Sigortaları Kurumu yürürlüğe girdi.
1946 - İstanbul - Ankara arasında yataklı tren seferleri başladı.
1946 - Ankara Üniversitesi kuruldu.
1946 - Elazığ Tekel Şarap Fabrikası açıldı.
1946 - İstanbul ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti kuruldu.
1946 - Türkiye'nin ilk çok partili seçimleri yapıldı.
1947 - Heybeliada Senatoryumu hizmete girdi.
1947 - İstanbul Açıkhava Tiyatrosu açıldı.
1947 - İşçi ve İşveren Sendikaları Kanunu kabul edildi.
1947 - Palu - Genç demiryolu açıldı.
1947 - Türkiye Dünya Sağlık Örgütüne üye oldu.
1947 - Rize Çay Fabrikası hizmete girdi.
1947 - Eskişehir Demiryolu Takım Fabrikası hizmete girdi.
1947 - İstanbul'da İnönü Stadyumu açıldı.
1948 - Köprüağzı - Maraş demiryolu açıldı. (Açılan son demiryolu hattı oldu, 1950 DP-Adnan Menderes hükümetinden itibaren demiryolu yapımları durduruldu.)
1948 - Çatalağzı Termik Santralı hizmete girdi.
1948 - Türkiye Milli Talebe Federasyonu kuruldu.
1948 - Milli Kütüphane hizmete girdi.
1948 - Ankara Etimesgut'ta kurulan Uçak Motor Fabrikası hizmete girdi.
1949 - Porsuk Barajı açıldı.
1949 - Emekli Sandığı kuruldu.
1949 - Türkiye İnsan Hakları Bildirgesini onayladı.
1949 - Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kuruldu.
1949 - İstanbul'da Kartal- Yalova araba vapuru hattı açıldı.
1949 - Sümerbank Ateş Tuğla Fabrikası Filyos'ta açıldı.
1949 - Muş'ta Alparslan Devlet Üretme Çiftliği kuruldu.
1949 - Murgul Bakır İşletmeleri üretime başladı.
1949 - Türkiye Avrupa Konseyi'ne kabul edildi.




Not:

1: 1923 - 1950 arasında tüm bu eserler yaratılırken ve yatırımlar gerçekleştirilirken tek kuruş bile borç alınmamıştır. Borç alınmadığı gibi Osmanlı'nın bıraktığı Düyun-u Umumiye borçları da ödenmiştir.

2: 1929 -1932 arası Dünya tarihinde şu ana kadar yaşanan en büyük kriz olan "Dünya Ekonomik Bunalımı" dönemidir.

3: 1939 - 1945 arası tüm dünyanın yıkıma sürüklendiği II.Dünya Savaşı dönemidir. Bu dönemde tüm dünya kana bulanırken ve komşu ülkelerde bile milyonlarca insan ölürken, Türk vatandaşlarının burnu bile kanamamıştır.

CHP Ankara Milletvekili gülsün Bilgehan resmi sitesindeki açıklamadan alıntıdır.

rusya

dinsiz bedevi
Dünya'daki en büyük ülke, dünya da kızları ile bilinir.
Dünya çapında ünleri mevcuttur.
Lüks düşkünü çoğu ve gösteriş.
Sevdikleri zaman gözleri erkeğinden başkasını da görmez.
Ama ihanet ederseniz, vay halinize.
Eğer burada yaşamak gibi niyetiniz varsa tavsiyelerde bulunabilirim.
En önemli tavsiye geniş olmanızdır.
Bütün Ruslar eğlence düşkünüdür, sıcak kanlı olursanız alışırsınız.
Bir de tuhaf bir batıl inançları söz konusudur ki sormayın.
Herşeyi tek olarak yaparlar, çift onlar için uğursuzluk getirir.
Hediye alırken veyahut bir çiçek alacaksanız tekli sayılar olması gerekir.
Eğer sekiz çiçek alırsanız bu ölüm habercisidir.
Ayriyetten bir yere ziyarete gittiginiz zaman lütfen 200 Ruble'ye bir votka alın, sizi daha çok seveceklerdir.


Aile içi bir ortama girerseniz, kadınlar genel olarak yumuşak içki içerler. Şampanya, şarap veya bira gibi.
Erkeklerin ki fix votka'dır. Eğer bünyeniz kaldırıyorsa için.
Yoksa gece boyu rezil olup tuvalette geçirmek istemezsiniz.
Ruslarla dost olmak zordur, bunun için uzun bir zaman gerekir. ( bunu da ekleyeyim)
Burda ki Ruslar para yemeyi sevmiyor. (üstüne basarak söylüyorum, sevmiyor!)
Genellikle alman usulü yaparlar.
Hatırlamışken, faşist ve Hitler kelimelerinden uzak durunuz.
Tabi ki, sinir dışı olmak isterseniz şehir merkezinde söyleyebilirsiniz. (ölene kadar dayak yetmeyeceğinizin garantisi malesef yok)
Onların da insan olduğunu unutmayın.

laik sözlük yazarlarının itirafları

dinsiz bedevi
Bazı babalar harbiden babalar, yada harbiden madamlar. Çünkü; yıllardan bu yana annem ve babam ayrılar. Uzun süreden bu yana beni red ediyor kendileri, ablamı da. Kendisi şu anda evli sözlük, bugün bir evlat olarak baba Dediğimiz şahsiyete el öpme gayretinde bulunduk, tek söylediği bizimle görüşmek istemediği.. Ayrıca ablamın bir kızı var iki yaşında daha, ilk defa gördüğü torununu bile adam görmek istemedi..
Bazı babalar çocuklarının sevgisini gerçekten hak etmiyor.
1

izmir marşından alıp veremedikleri

dinsiz bedevi


Tribünlerde söylenen İzmir Marşı'ndan, "Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa" pankartından rahatsız olup, bunlara "siyasi" diyen cengaver Başkan, ligimizde her maçtan önce tüm futbolcular ve stat tarafından söylenen İstiklal Marşı için ne düşünüyor acaba? Niye ona sesini çıkarmadı bugüne kadar?

Veya şöyle sorayım;

Beşiktaş Avrupa'da bir takımla oynarken 40 bin kişi "Dağ başını duman almış" tezahüratı yapsa, mikrofonu eline alıp "lütfen spora siyaset karıştırmayalım" diyerek seyircileri susturacak mı?

Stat acılışında rengini belli eden başkan, aynı çizgide devam edip bir çuval inciri berbat etmeyi sürdürüyor. Bence o camiaya da yazık ediyor.

Ne farkı kaldı "bizim tribünlerde İzmir Marşı söylenmiyor çok şükür" diyen başkandan?

İzmir Marşı bu ülkenin gerçeğidir ve herkes bunu böyle kabul edecek.

O marş söylenirken "pkk dışarı" diye bağıran kansızlar da, marşa siyasi diyen yöneticiler de...

Nokta.

16 nisan 2017 referandumu

dinsiz bedevi
Şaibenin kralını yapmıştır.
İlk olarak;



Tercih mührü yerine, evet mührü dağıtılmış. Bunu seçimden önce tamamlamak mümkün değil miydi?

Ayrıca çok tartışılan mühürsüz oy pusulası olayı.
Sabah sandık kurulu en geç 7'de toplanır, ve pusula ve zarflara görevli olunan sandık kurulunun mührü hepsine basılır, seçmen önemli değildir. Fazla olsa dair yinede basılır. Örnek vermek gerekirse, benim sandığımda 164 kişi vardı, sandık kurulu üyeleri dahil. Bana gelen zarf 320, oy pusulası 1 paket 420 adettir. Bunların hepsine sandık görevlilerine mühür bastırdım.
Mühür işlemi bitmeden, oy verme işlemine gecilmesi suçtur çünkü.
Saat 17 de bana gelen mesajda mühürsüz oy pusulası ve zarfını kabul etmem gerektiğine dair mesaj gelmiştir. (saat 19 olarak göstermektedir şu anda bulunduğum ülkeden dolayı 2 saat ileri saat dilimi).
Şaibenin aslı buradadır.




Umarım bir gün hak ettikleri cezayı bulurlar..

#şiirsözlükte

dinsiz bedevi
Madem hala açık açık konuşmaya korkulan şeylerin ülkesinde yaşıyoruz sen de bilmelisin bence yanımdan hiç ayırmadığım şeylerin başında sonsuza dek geldiğini.
Şu durumda,
Buraya kadar hiçbir şey normal değil.
Başında taşıdığın o küçük yüzün ve eskiden akılda kalma siyah saçlarınla sık sık yakmaya çalıştığım sigaraya üflüyorsun..
Ulan kızım sen kimsin.
Neden diye sormayı bırakalı bu kadar çok olmuşken, yani sorgulamanın bir boka yaramadığını görüp anlamışken, durumu kurtarmanın en mümkün olmayanı, sen..
Seni sıkça hatırlatması oldukça mümkün koskoca bir şehirde içinde binlerce şeyle,
Seni seninle alakasız yaşarken..
Niye gidemiyorsun?
Madem,
Madem siktir olup gitmenin içinde aynı zamanda kalmaya yetecek onca şey var,
Söylesene bana,
Bir kere söylesene,
Niye hala başkasını öpmekle iyileşeceğim gibi bir yanılgıya yüzüyorsun?
Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil diye düşünmenin yaptığı baş ağrısı geçsin diye kendini uykulara verirken, bana bir kere iyi geceler..
de..
miyorsun?
Çünkü sen günaydın demenin ne kadar zor olduğunu iyi biliyorsun.
Kurumuş ağızda bir damla suyun bir önemi olmadığını biliyorsun,
Çünkü sen ağız dolusu sövmeyi,
Avuç dolusu sevmeyi,
Ölür gibi susmayı çok iyi biliyorsun.
Peki.
Ey güzelliği şirk,
Sesi sur,
Nefesi nöbet,
Madem şehir karışık,kalabalık başka yöne bakıyor,karanlıktan faydalanıp beni aynandan öpsene..

destan 3g ile yazılmaz

dinsiz bedevi
Kocaeli Koz dergisi yazarlarından yeliz koray'ın köşe yazısı.
Muazzamdır..

http://m.kocaelikoz.com/yazar/yeliz-koray/yerim-destaninizi/449.html

Yerim destanınızı!
1.Dünya Savaşı
4 yıl sürdü
Tekrar ediyorum 4 yıl
Yani 16 mevsim,
208 hafta,
bin 460 gün…
Kafkas, Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen,
Makedonya, Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı.
İtilaf Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850 bin kadardık.

Kafkas Cephesi'nde Sarıkamış'ı Rus ordusundan almak için savaştık.
90 bin asker DONARAK ÖLDÜ.
Dok-san-bin asker…
Lojistik destek gelememişti çünkü.
Zaten açlardı, üşüyerek, uykuya dalarak öldüler.
Kimi anasını, kimi sevdiğini hayal ederek uykuya daldı.
Bir daha uyanmadılar…

Çanakkale Cephesi…
Zafer kazanıldı ama bedeli 500 bin insanın ölümü oldu.
253 bini asker, gerisi sivildi.
Tarihçiler, hastalıktan ölenlerin bu sayının iki katı olduğunu söyler.
Bir de o dönem üç lisenin mezun veremediğini.
Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri…
Çünkü elleri silah tutuyordu, çocuklardı, dönmeyi düşünmemişlerdi…
Dönemediler, tarihe “meçhul çocuk asker” olarak geçtiler.
Çoğunun ismi de mezarı da yok, Çanakkale'de yatıyorlar!

Kurtuluş Savaşı..
Doğu Cephesi'nde Ermenilerle
Güney Cephesi'nde Fransızlarla savaştık.
Doğu Anadolu tamamen kurtarıldı, TBMM resmen tanındı.
Maraş, Urfa, Adana ve Sakarya'da zafer kazandık.
Fransızları yurttan TEMİZLEDİK.
Şehirlerimize; Gazi, Kahraman, Şanlı isimleri verdik.

Batı Cephesi daha kanlıydı.
1. ve 2. İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya Savaşı yaşandı.
Sakarya Savaşı, tarihe en çok subayın şehit olduğu savaş olarak girdi.
İtalyanlar Muğla ve Antalya'dan çekildi.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu BAŞLATTI!.
Dumlupınar Meydan Muharebesi'nden sonra
“İlk hedefiniz Akdeniz ileri” dedi.

Yunan ordusu İzmir'e kadar kovalandı, İzmir düşman işgalinden KURTARILDI!
Batı Anadolu düşmandan tamamen TEMİZLENDİ.
Konferanslar, kongreler, ateşkesler, anlaşmalar…
Kurtuluş Savaşı da 4 yıl sürdü.
16 mevsim,
208 hafta,
bin 460 gün…
Binlerce şehit verdik.
O binlercenin yine iki katından fazlası bulaşıcı hastalıktan öldü.

YILLARDIR PKK'YA VERİLEN ŞEHİTLERİ SAYMIYORUM BİLE…

Ve 15 Temmuz…
1 gün bile sürmedi.
Tekrar ediyorum 24 saat bile değildi; 15 saat sürdü!
Limana yanaşan düşman gemilerinden değil,
sağ olsun Erdoğan'ın 'eniştesi'nden öğrendik.
Ama hazırlıksız değildik.
Lojistik destek tamdı mesela.
Nedense 4 farklı noktada bekletilen uçaklar-helikopterler,
3G bağlantıları, televizyonlar, radyolar…

Düşman bu kez ne İngiliz, ne Fransız, ne de Almandı…
Bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen,
istedikleri her şey verilen “muhterem hoca efendileri”ydi.
Amaç devleti ele geçirmekti ama nedense birkaç tankla darbe yapmaya çıkmışlardı.
Her şeyden habersiz masum erlerle polisi ve vatandaşı karşı karşıya getirdiler.
Kardeşi kardeşe kırdırdılar!
Kurtuluş yine bizimkilerden; FETÖ'nun kumpas kurduğu Kemalist askerlerden geldi.
Ve milletin direnişiyle birlikte darbe püskürtüldü.
Sonuç 248 şehit, yüzlerce yaralı…

***

Kısaca…
Evladını beşikte bırakan Nene Hatunlar
Kocasını toprağa verip cepheye koşan Kara Fatmalar…
Çocuk, yaşlı, kadın demeden..
Atamızın önderliğinde bizlere
19 Mayıs'ı,
23 Nisan'ı,
30 Ağustos'u,
29 Ekim'i bıraktılar!

Amma…geriye Sarıkamış'ta ölenler için 'halay' çektiğimiz anmalar…
“Yağmur yağıyor çocuklar üşümesin” diye yasaklanan 23 Nisan'lar…
Her sene hastalık bahanesiyle iptal edilen 19 Mayıs'lar
ve güvenlik gerekçesiyle yasaklanan 30 Ağustos'lar kaldı!

***
Velhasıl
“Elin tokadını yemeyen kendi tokadını yumruk sanırmış!”

Tarihe altın harflerle yazılan onca zafer,
binlerce şehit ve ders alınacak yüzlerce hikaye kalmışken…;

Darbenin araştırılmasını istemediğiniz meclis önergeleri,
Muhterem hoca efendinizi değil de masum askeri karşınıza alarak bastırdığınız afişler,
Bir türlü TEMİZLEYEMEDİĞİNİZ,
KOVALAYAMADIĞINIZ ve
Düşmandan KURTARAMADIĞINIZ vatan varken
Size de hiçbir güvenlik gerekçesi göstermeden 1 hafta bayram yapmak komik gelmiyor mu?
Gelmiyorsa yukarıdaki satırları tekrar okuyun beyler, bayanlar…
Destan 3G ile yazılmaz.

türkiye türklerindir

dinsiz bedevi
Köprülerimizi japonlar yapıyor.
Otobüsler hollandadan.Laleler de öyle.
sığırlar güney amerikadan geliyor.saman bile ithal. limanlar olduğu gibi ecnebinin.
türk telekom ortadoğlunun,vodafone ingilizin, turkcell rusun.

Türkiye türklerindir deniyor ama,
Ruslar olmasa antalya yok,ingilizler olmasa Gümbet...
Uçaklar amerikadan. Silahlar ve füzeler de.en büyük markam arçelik diyorsun, dünyada esamesi okunmuyor.
vestel diyorsun ama garibim bir telefon yaptı, senin elinde samsung, LG, HTC veya I-Phone var hala.

araban ya alman, ya japon ya da amerikalı güzel kardeşim.

siktir et,dertlenme...

Kafa güzel, sen güzel... tadını çıkar.
3

Adalet ve kalkınma partisi

dinsiz bedevi
Tam AKP" diyeceğim..! "Deniz Feneri", "Yimpaş", "Kurban paraları", "ayakkabı kutuları", "Para kasaları" geliyor aklıma. Yetim dul, fakir, fukara, garip, gurabaa geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! Rıza Zarrap, "700 milyonluk saat"; tüyü bitmemiş yetim hakları geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! "Bakara, makara" ve camilerde, Hac'da boy boy poz veren; elinde Kuran'la siyaset yapan "Din" tüccarı sahtekarlar geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! Davul, zurnalı karşılanan teröristler geliyor aklıma.
Kahraman Şehitler, kahraman Gaziler, döşenen mayınlar geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! BOP Eş başkanı, İsrail, Amerika, emperyalistler geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! Kızılay Maden Suyu şişesine kadar kaldırılan T.C., Andımız, Bayramlar; alçakça indirilen Bayraklar geliyor aklıma.
"İstiklal Marşı'na ne gerek var." diyenler, Türkiye Cumhuriyeti adından rahatsız olanlar,
"Türk bayrağı olmasın, Türkiye Bayrağı" olsun diyenler geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! Dağıtılan kömürler, makarnalar; suyu, elektriği olmayan köylere gönderilen buzdolapları, çamaşır makineleri geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! Kıbrıs, Ege'deki adalar geliyor aklıma.
Daha neler geliyor, neler aklıma.
Madenlerde birilerinin çıkarı için ölenler; tecavüze uğrayan masum çocuklar, yalanlar, talanlar. Sattıklarını değil; Milli ve hayati olup satamadıklarının ürünleri ile hava atıklarını değil; kurdukları bir fabrika bile yok iken;
Yabancıların her türlü; tohumdan, diş macununa, deterjanından, arabasına kadar; ürettiği malları, ajanları, silahları rahatça girsin diye; sürekli onarımda olan ve bir türlü tam bitmeyen rant yollar; aslında kendisi yapması gerekirken; devletin parası ile, halka köprü yapıp, rant elde eden yandaşlar; geçmeden bile parasını ödediğimiz maliyeti yüksek köprüler, oto yollar, tüp geçitler ve biten tarım, hayvancılık geliyor aklıma.
Tam "AKP" diyeceğim.! İşsizler, mağdur emekliler, eğitim, öğrenciler; bir de sağlıktan, eğitime kadar her şeyi bedava karşılanan, istediği üniversiteye direk kayıt olan Suriye'liler;
açlıktan kıvransa da bunlara minnet etmeyen halkım geliyor aklıma.
Dünya'nın en pahalı suyu, benzini, elektriği, doğalgazı , sık sık yapılan rant araç muayeneleri, çekmeyen interneti, telefonu; ha bire de tekrar tekrar yapılan zamlar geliyor aklıma.
Bir de "Gemicik"ler, yatlar, villalar, saraylar, haram saltanat sürenler geliyor aklıma.
Bu aziz Türk Milleti'ne kurşun sıktıran, uşak, maşa, hain, alçak Fetö ve onun elini öpmeye sıraya girip, hala siyaset yapanlar, dışarıda olanlar; bir de kurunun yanında yanan zavallı masumlar, haksızlığa uğrayıp, hukuk, adalet bekleyen, içeride olanlar geliyor aklıma.
Askerime kumpas kuranlar; TSK' nın en önemli, en mahremine, en gizli dosyalarına, planlarına el koyanlar, ulaşanlar ve bunlara müsaade edip sahip çıkanlar geliyor aklıma.
Tam "AKP " diyeceğim.! Aklıma daha daha sayamayacağım birçok ihanet, yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlikler geliyor.

türklerin müslüman olması

dinsiz bedevi
Kin sigaradan çok oldu cebimde. İsteseniz tek dal uzatmam.Çünkü güzel şeylerin bir bir yok oluşunu seyrettim size bakarken. Her şeyi öldürdünüz, sevmeyi denerken,elinizin değdiği, dokunuzun temas ettiği kim varsa kirlendi,pisliğinizi işlediniz gördüğünüz her şeye.
savaşlarınız,
sevişleriniz,
ilahi değerleriniz..
Tamam tamam en uzağa siz..
En büyük sizinki,
En kutsal sizinki,
En şey..
sizinki.