confessions

anne boleyn

Admin  · 29 Nisan 2017 Cumartesi

  1. toplam giri 920
  2. takipçi 145
  3. puan 17708

sigarayı bırakmak istememek

anne boleyn
yaşlandıracağını, bembeyaz dişlerini sarartacağını, bir gün hamile olduğunda içinde taşıdığın canın acı çekeceğini bile bile içmek bir hayli aptallık. o aptallardan biri ben oluyorum. eğer bir gün çocuğum olursa bırakacağım. çünkü canımdan çok sevdiğim bir şey olursa ancak bu lanet alışkanlığı bırakabilirim.

kıskançlık ve sahiplenmenin kötü olması

anne boleyn
bence dozunda olduğu zaman kötü değildir. eğer sevgiliniz makyaj çantanızı yedinci kattan aşağıya fırlatacak kadar kafayı yemişse kötüdür(başıma geldi öylelerinden hiç bekletme yapmadan ayrılınız.) dozunda olduğu müddetçe beni bir erkeğin kıskanmasını, sakınmasını yoğun hisler olarak algılarım. ve hoşuma gider. hangi kadının hoşuna gitmez ki?

edit: tabii ki bu hoşlandığım adam için geçerlidir. kendi kendine gelin güvey olan biri kıskançlık yaptı mı ağzının ortasına vurasım geliyor.
1

burun

anne boleyn
güzellik ve çirkinliğin hükümdarı olduğuna kesinlikle katılmıyorum. benim burnum kötü bu beni dünyanın en çirkini mi yapıyor? ya da burnu güzel olan birini çok güzel ya da yakışıklı mı yapıyor hayır. sadece güzelliğine güzellik katabilecek bir şeydir burun. burnun çok kötüyse orası ayrı. güzel gözlerin, dudakların vs olsa dahi burnunu yaptırman gerekebilir. ama başta belirttiğim gibi burnun tam olarak güzelliğin hükümdarı olduğuna inanmıyorum.

kadında aranan özellikler

anne boleyn
başlığı açan arkadaş cinsel obje arıyor. bir kadın değil. zira böyleleri sevgili iken tecrübeli, evlenirken temiz masum bir kız isterler. bu da erkeklerin iki yüzlülüğünün göstergesidir. tecrübeli kadın arıyorsan cinsellik aradığın tek özellik ise kerhaneler falan vardır herhalde oralara git.

edit: yanlış yazmışım yahu

zayıflamak istemek

anne boleyn
çoğu kızın isteğidir. zira bundan iki sene önceye kadar yiyip yiyip kilo almayan ben bir anda altı kilo aldım. neye uğradığımı şaşırdım. sanırım kızlar bana çok yiyorsun kilo alacaksın dediğinde ben yiyip yiyip kilo almıyorum dediğim için bu başıma geldi swh. her neyse dünden itibaren iştahım kapandı bu bir mucize. umarım böyle devam eder. zira yemek yemeyi çok seviyorum beş kilo vermek ise çok zor geliyor. tek sorun iştahtı o sorun da çözüldü. geçici olmasın da.

garip rüyalar

anne boleyn
garip mi bilmiyorum ama benim için hayliyle garipti. az önce uyandım ve uyanmama bu rüya sebep oldu. rüyamda gerçekte tanımadığım lakin rüyamda akrabam olarak hissettiğim bir kadın ile anneannemin(akraba apartmanı gibi bir şey apartmanları) apartmanına benzeyen büyük bir apartmana girdik yukarı çıktığımda dayımın evine girecekken bir anda eski çocukluk arkadaşım olan öznur'u başı kapalı bir şekilde gördüm(normalde açıktır bu arkadaşım) bana yasemin gel gel buraya gel diyerek beni kapıdan içeri sokup bir odaya götürdü. o an oranın anneannemin apartmanı olmadığını anladım. evde sanki cenaze havası vardı. aşırı eski bir evdi. odada, rüyamda da gerçekte de tanımadığım iki tane genç kız, iki küçük kız bir de gerçekte de çocukluk arkadaşım olan öznur vardı. ben camı açmaya çalışırken bir anda aklıma yahu burada deprem olursa yıkılmama ihtimali sıfır bir de şu camı açmaya çalışırken deprem olsa net ölürüm diye düşünürken bir anda apartman sallanmaya başladı. hani çığlık falan duyarsınız ya hiçbir şey duymadım direkt kafamda yüzlerce düşünce harekete geçti çocukların yanına gittim nasıl duracaklarını gösterdim tabii bildiğiniz ev yan duruyordu sonra aklıma ailem geldi. acaba kardeşim annem babam güvende midir diye sordum kendime. kendimi ise boş vermiştim. bir de garip olan şey aklıma gerçekte olmayan bir anı geldi o deprem sırasında anneme bu apartmanın çok eski olduğunu ve orada yaşayanların asla kurtulamayacağını söylemişim. o aklıma geldi. sanki bir tuzaktı ve ben kaderime sürüklenmişim gibi hissettim. anlık bir şekilde o sarsıntı içerisinde rüyada olduğumu anladım ve kendimi uyandırdım. garip ve korkunçtu ya. bu rüyalar yedi saniye olamaz. bana baya uzun gibi geldi. ve hissettirdikleri... tanrım, sanki oradaydım.
7

kiliste karısını levyeyle döverek dişlerini söken adam

anne boleyn
ben bu kadınları anlamıyorum. korkacak neyi kalmış? kadının dişlerini sökmüş, işkence etmiş bir öldürmediği kalmış. korkmayın neyden korkacaksınız ki? sonuna kadar bu canilerle mücadele edin. kadına gerçekten hem çok üzüldüm hem çok kızdım. bu kadına ''kocana itaat edeceksin, aldatsa da dövse de kocandır sabredeceksin'' zihniyeti kafasına yerleştirilmiştir. çünkü başta dinleri bunu emrediyor. adama muhtaç olsa ne olur? eli ayağı yok mu çalışır çocuklarına da kendine de bakar. ama o adamdan şikayetçi olmadığı müddetçe ne eli ne ayağı ne de bir canı kalacak. gerçekten çok sinirleniyorum böyle canilerle mücadele edilmemesine.

milliyetçilik

anne boleyn
''Milliyetçilik, kendi ırkını ve kültürünü yaşatmak hatta onu yüceltmek için yapılan çabalar ve bu yolda benimsenen ilkelerdir.
Her ulusun kendi egemenliğine sahip olup kendi devletini kurmasıdır.
Her milletin kendi kendini idare etmesi ve bağımsızlığın milletin elinde bulunmasıdır.
” NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE ” sözü Kemalist milliyetçiliği en iyi şekilde açıklamaktadır.''

Sözlükte ne yazık ki milliyetçilere karşı bir ön yargı, hakaret boyutunda tavırlar sergileniyor. bu sözlükteki milliyetçi olanlar ''en iyi kürt ölü kürt'tür'' diyenler değildir. Şahsen ben kendi milliyetçiliğimden bahsedecek olursam, ben Atatürk'ün milliyetçiliğini taşıyorum. Diğer ırkları dışlamıyorum sadece ve sadece Türk'e düşman olana düşmanım. bu da en doğal hakkım. hümanist biri değilim asla olmadım da. Ermenileri, arapları seviyor muyum tabii ki de hayır. ermeniler türk bayrağını yakarken benim azerbaycanlı türk kardeşlerimi katlederken kusura bakmayın da zaten sevmem imkansız. kürtlerin hepsine ön yargılı mıyım tabii ki de hayır. biliyorum ki içlerinde vatanını seven, türkiye'yi vatanı bilenleri çok, işte onlar benim kardeşimdir. ama geri kalanı ''ölse müthiş olur'' kafasındayım(kürdistan naraları atıp askerimi sırtından vuran aşağılık mahluklardan bahsediyorum) he bu ırkçılığa giriyorsa evet ırkçıyım şayet bana ırkçı demek Atatürk'e de ırkçı demek olur. o da türk'e düşman olana merhamet göstermezdi. kucaklayıcıydı, birleştiriciydi ama hainlere affı yoktu.
milliyetçilik günümüzde kendi ırkından başkasına düşmanmış olarak gösteriliyor. hayır değil. öyle olanları yok mu var tabii ki de. ama bizler öyle değiliz. bizler türk'e düşman olana düşmanız. o yüzden milliyetçilere hakaret ederken genelleme yapmayın. bu arada tarihinle övünmek, türklük şuurunu benimsemek, milli duygularını doruklarda yaşamak da ırkçılık değildir. türk olduğumdan onur ve gurur duyuyorum. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
13

vatanım sensin

anne boleyn
bu diziyi gözlerim yaşlı izliyorum resmen. bir ara iyice saçmalamıştı lakin tepki alınca düzelttiler. şu anda enfes gidiyor. dizide geçen çoğu cümle içimi yakıyor hele bir tanesi var ki ''bir adam var, tek derdi vatan o adamın adı mustafa kemal'' diye bir diyalog geçti. yıkıldım sözlük. şu çılgın türkler kitabını da okurken çok iyi oluyor dizi. dizide yunanların yaptıkları zalimliğin eksiği var fazlası yok. zaten yunanların bütün yaptığı iğrençlikleri yayınlasalar yunanistan ile iğrenç olan diplomatik ilişkimiz daha da kötü olur. lakin ben bütün yaptıkları zalimliklerin yayınlanması taraftarıyım.

ideal kadın boyu

anne boleyn
1.70 en idealidir. ama boyunun kaç olmasını isterdin diye sorsalar 1.75 derdim. zira küçükken hep 1.75 boyunda olup manken olmayı hayal etmiştim swh. sonrası ise 1.67 boy ile hayal kırıklığı olarak kaldı tabii ki
3

nazlı çelikin göz yaşları

anne boleyn
gece gece göz yaşlarımı tutamadım. neden bu kadar vefasızız? neden kahramanlarımızı anca ölünce tanıyor biliyoruz? neden medya kahramanlara yer vermiyor? neden bizler bu kadar suskunuz? neden, niye alıştırıldık şehit haberlerine? kahramanlarımızın isimi sağ olduklarında da, öldüklerinde de bir murat boz, arda turan kadar medyada, hayatlarımızda yer almıyor. kasten alıştırıldık buna. oysa şehit olan kubilay için ''menemeni yakın'' diyen atatürk'ün evlatları biz değil miydik? üzülerek söylüyorum ki alıştık, alıştırıldık. artık vatan için mücadele etmek, ölmek sıradan bir olay haline geldi. gerek teröristler gerek hükümet ve medya bunu başardı. ölüme alıştık. milli duygularımızı kaybettik. yavaş yavaş da insanlığımızı kaybediyoruz.
48 /