rabia naz hakkındaki önergenin akp ve mhp oylarıyla reddedilmesi

pencere
şu an ülkenin bir numaralı gündemi olması gereken meseledir. ses çıkartmak için neyi bekliyoruz? özene bezene 10 yaşına getirdiğimiz evlatlarımızın, yeğenlerimizin göz göre göre cinayete kurban gitmesi ve bu cinayeti işleyen kişinin bakan beyleri tanıdığı için intihar süsü verilmesini mi? şimdilik bizim çocuklarımıza böyle bir kötü durum tesadüf etmedi diye geceleri rahat uyuyabilecek miyiz?

akp ve mhp'nin bir suç örgütü olduğuna dair iddialar var. ben tabii ki buna katılmıyorum. yani mecliste göz göre göre cinayet araştırma engeli çıkartmak da bir suç örgütü olmayı ispatlamaz. olur mu hiç öyle şey? sadece hdp ile aynı oyu vermemek için 10 yaşında bir çocuğun cinayetinin örtbasına oy vermişlerdir. küçücük bir çocuğun canı, memleket bekasından değerli olamaz elbette.

vatan sağolsun. rabia naz sağ mı değil mi? vatanın evladı değil mi? kime ne ki?
jakoben


türkiye'yi en net özetleyen hikaye. yeğenini, abisini, yengesini ihaleye satan bir kardeş, ilk yardımdan zerre anlamayan muhtemelen de bir çocuğun vücuduna dokunduğunda aklına ilk olarak yardım değilde taciz fikri gelebilecek bir grup para babasının ödünün bokuna karışıp hayatını henüz kaybetmemiş ve hala yaşama ihtimali olan bir çocuğun yaralarını sterilize edip bir köşeye bırakması ki,bu şekilciliği bir yerden tanıyoruz. rabia'nın bedenine yapılan bu müdahale aynı şekilde ülkeye'de yapılıyor.aynı zihniyet tarafından. öldürdükleri ülkeyi süslüyorlar.onu iyileştirmek gibi bir niyetleri yok. koca bir coğrafya'dan küçük bir bedene kadar bu muamelenin biçimselliği değişmiyor ve ne yazık ki en acısını anne söylüyor ; '' benim aklıma takılan ve sürekli kurcalayan bir şey var o da bizim onlarla aramız çok iyiydi ben ak parti teşkilatında sekreter olarak görev yapıyordum. bu zaman zarfında istedim ki birileri gelsin bana desin ki; ne oldu? ne yapabiliriz? bizim yapabilecek olduğumuz bir şey var mı? bizim elimiz kolumuz uzun, her şeye gücümüz yetecek durumdayız ki, öyleler de zaten. hiç kimseden bu gelmedi. bu talebi ben çok bekledim yani...'' annenin kaçırdığı nokta, bu terör hiyerarşisinde korunabilmek için gerçekleşebilecek olan olası vak'aların içeriğinde aynı teşkilatın daha önemli bir unsuru ile çatışmaya düşmemek. çünkü bu sefer kollanan üst mertebe olur. burada rabia'nın ailesi de suçludur. rabia naz'ı sevmek ve değer vermek saçını okşayıp göbeğine ponçik yapmaktan ibaret değil. rabia çevresi ile bağlantı kuran bir varlık.ev süsü değil. dolayısıyla rabia seviliyorsa adil ve huzurlu bir toplumda güvende de olmalıdır. adaletsizliğin cirit attığı yerde ve adaletsizliğe maruz kalan yurttaşlar arasında en küçük ve şiddete en açık varlıklar olan çocuklar güvende olamaz.fakat baba ve anne bunu biliyordu ama bağlantıyı kuramadılar belki. çalıştıkları insanların yedikleri haklara ve haltlara eminim ki en azından bir kaç kez birinci elden tanık olmuş, belki biraz tiksinmiş fakat vukuatın sorumlularının allah yada dava gibi kilit kelimeleri söylemesi ile vicdanlarını yine öte dünya'ya teslim etmiş yollarına bakmaya devam etmişlerdir..kaldı ki rabia hayatta kalsaydı pleystation kafelerde maç oynamaktan sıkılıp konsolu masaya fırlattıktan sonra ahıra gidip sıra sıra eşek dürtmeyi eğlenceli bulmak odaklı kodlanarak yetiştirilmiş köy sakini gençlerin arasında da ne kadar süre güvende olabilirdi tartışılır.. bu düzenden rabia'nın başına gelenlere adalet çıkmaz.babasına tavsiyem gitsin sorumluların kafataslarını parçaladıktan sonra cesetlerinin götlerine o ''davalarına'' ait ne simge varsa soksun. sonra da anne ile intiharını edip rabia'ya karşı sorumluluklarını yerine getirip huzura ersinler.