20 gunluk avrupa turuna galiba bütün kitaplarını sigdirdigim yazar. Ilk defa okuyup tek seferde her yazdığını yalayıp yutan bi ben varımdır herhalde. Bu adama merak salma sebebim dostoyevski'dir. Eğer herhangi bir kitabını merak edip alırsanız zaten dostoyevski reyis 3 4 sayfada bir gogol'u över onun kitaplarını kendi kitabındaki karaktere okutur veya kitaplarında geçen dergilerinde bir şeylerinde illa gogol ismini geçirir gerçek bir hayranlığı vardır. Bu adam ne yazsa bayıldığım için gogol ayrı bir ustadır diyip başladık aynen de öyle buldum. Başlarda şiirler yazan gogol eleştirilerin ağırlığı üzerine şiir yazmaya tövbe edip hikaye yazmaya başladığı günden itibaren bütün eleştirmenlerin ağzına yüzüne boşaldığı kesin bi yargıdır zaten. Zamanın rusyasini ve genellikle dostoyevski gibi fakirliği "insanciklar"ı anlatır hikayelerinde. Akıcı ve kısadır kitapları o kadar yalindir ki klasik demeye cesaret edemez insan bir çocuk bile sizin kadar rahat okuyabilir bunları öyle bir klasik düşünün.
Şu ünlü söz ile bırakayım diyorum
-Hepimiz gogol'un paltosundan çıktık-
(Dostoyevski)
(Palto gogol'un en ünlü hikayesi olması lazim)
Ayrıca bazı hikayeleri ard arda okursanız şans eseri benim yaptığım gibi acayip bir detay farkedeceksiniz, mesela paltoda karakterin önünden gectigi afiş veya berber dükkanı başka bir hikayedeki karakterin dükkanı olmakta veya başka bir hikayenin detayları diğer hikayede ana karakterde ortaya çıkmakta böyle minik heycan katan detaylara da yer vermiştir.
nikolay vasilyeviç gogol
Kalem açma memuru gibi bir memur sınıfı uyduran gogol, devlet işlerinin ne kadar sikindirik olduğunu anlatır. erdal beşikçioğlu'ndan "bir delinin hatıra defteri" isimli oyunu izlemeden ölmesek bari.