ırkçılara hatırlatmalar

emir
Her gün bu başlığa bir giri bırakarak hasta düşünceli arkadaşlarımızın bazı yanlış düşüncelerden arınmasına yardımcı olacağım. Diğer arkadaşlarımında bu etkinliğe destek vermesini beklerim.


Tarih 15 Aralık 1941. Yer Letonya. Fotoğraftaki zorla kıyafetleri çıkarılmış olan kadınlar, kış olmasına rağmen çırılçıplak idam sırasında bekletiliyor. Soğuktan ve korkudan birbirlerine sığınmışlar. Ölüme doğru yürüyorlar. Kendi ölümlerine… Derilerine çarpan keskin rüzgâr, cinayet peşinde koşan bir katilden farksız. Tene her değdiğinde vücudu yakan soğuk bir rüzgâr. Daha önce toprak yüzü görmemiş küçük beyaz ayakları dikenlerin üzerinde kana bulanmış… Havayı esrarlı bir ceset kokusu sarmış. Bu saatten sonra neye inansınlar ki. Neye bel bağlasınlar, kimden yardım istesinler?

Askerler üzerlerine doğru atış talimi yapıyor. Vurulanlar hem kan kaybederek hem de soğuktan titreyerek acı içinde can veriyor. Askerler ölmeyen birini görürse, o an üzerine atlayıp onu boğuyor. Arkada yığınla toprağa düşmüş ölü beden var. Her saniye onlara bir yenisi ekleniyor. Hepsinin yüzü daha o kadar canlı ki henüz hiçbiri soğumamış. Gerçekten de insanlık bu dünyanın başına gelmiş en büyük bela.
codex cumanicus
Karşıt görüş ehli sikko yazarlar içine dahil olduğunuz fikriyatın ne olduğu konusunda asla fikir sahibi olamayacak şekilde mevcut egosuyla ölecektir. Sığlığın esas tanımı da budur.
2
elvisinsaci



Amerikalı atletler Tommie Smith ve John Carlos 1968 olimpiyatlarında ayakkabısız olarak 200 metre yarışmasında 1. ve 3. olmuşlardır. Ödül töreninde yumruklarını yukarı kaldırıp başlarını öne eğen ikili black power (siyah güç) selamı hareketini yaparak Amerika'da ezilen siyahileri sembolize etmişlerdir. Bunun üzerine Uluslararası Olimpiyat Komitesi Tommie Smith ve John Carlos'u ömür boyunca olimpiyat oyunlarından men etme kararı almıştır. 2. sırada duran Avustralyalı Peter Norman ise onların hareketini desteklediği için bir nevi sürgün hayatı yaşamıştır. Norman öldüğünde ise cenazesine hem Tommie hem de Carlos katılmıştır.
anne boleyn
türkiye toprakları bölünsün diyen kısaca HAİNLİK yapan şahıs gelmiş ırkçılık ile ilgili durmadan başlık açıyor. ırkçılık hastalık hastalık da hainlik haysiyetsizliktir.
hayır arkadaş nedir bu yüzsüzlük? türkiye bölünsün isteyeceksin, topraklarımızı alma hayali ile yanıp tutuşacaksın bir de bunu utanmadan Türkiye'deki açılmış bir sözlükte ulu orta yazacaksın sonra ırkçılığa sallayıp burada türkiye bölünsün demene tepki gösterenlere gönderme yapıp "ırkçı" diyeceksin. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

ilk öncelikle türkiye'nin bölünmesini istemek, türkiye topraklarında kürdistan kurulmasını desteklemek eğer ki düşünce özgürlüğüne giriyorsa ırkçılık da düşünce özgürlüğüdür o zaman. madem hainlik bir özgürlük olarak yansıtılıyorsa, herhangi bir millete düşman olmak, misal türkleri diğer ırklardan üstün görmek de düşünce özgürlüğüne giriyor. misal ingilizler araplardan üstün, türkler ise kürtlerden üstündür. bunun gibi türklerden üstün olan milletler de vardır. o zaman bu da düşünce özgürlüğüdür. kimse de "ırkçı" diye yaftaladığınız kişilerin düşüncelerine saldırmasın, ırkçılık da ban sebebi olmasın. zira burada ırkçılık, ırkçılık diye dolaşan şahıslar en hakiki türk düşmanı ırkçı. sanırım türk türkiye düşmanı olmak birçoğunuzun gözünde ırkçılık değil. bu zihniyetle de hep mücadele vermeye devam edeceğim.
5
emir
Sizin milliyetçilik adı altında yaptığınız tüm militarist konuşmalar ve çocuklara aşıladığınız bu hakimiyet tutkusu dünyayı bu hale getiren başlıca nedendir. Burda paylaşılacak tüm fotoğraflar sizin ürününüzdür. Birbirinize alkış tutmanız benim için hiçbirşey ifade etmiyor çünkü asıl koyunun bizat kendiniz olduğunu farkedemiyecek kadar körelmişsiniz.
2
emir

Resimde 18 yaşında idam edilmiş genç bir kız görüyorsunuz. Adı Zoya idi ve Sovyetler Birliği'nin en saygın kahramanlarından biriydi. Henüz lisedeyken askerliğe gönüllü olarak yazılmıştı. Çevresindekilere cesaret örneği veriyordu. Almanların konuşlandığı bir köyü yakması için emir verildi. Köyü yakmıştı fakat o sırada bir Rus işbirlikçisi tarafından Alman kuvvetlerine bildirildi. Darağacına asılmadan önce son sözleri şu olmuştu :

“Ölmek için korkmuyorum! Halkım adına öleceğim için mutluyum! Siz şimdi beni asıyorsunuz ama yalnız değilim. Biz iki yüz milyon insanız. Hepimizi asamazsınız.“

Resim, darağacına asıldıktan bir hafta sonraki görüntüsü. Rus askerleri Zoya'yı, Almanları Zoya'nın idam edildiği köyden atana kadar toprağa verememişti.
adolf

Fotoğrafta elinde bebeğini tutan kadın, bir Fransız. Küçük düşürülmek için Alman askerleri tarafından dövülmüş ve saçları kazıtılmış. Alman bir askerden hamile kaldığı için ona böyle bir ceza vermişler.

Yanındaki ise annesi. Kızının hamile kalmasına engel olmadığı için Almanlar onu da cezalandırmış. Cahilliğin ve geri kafalılığın gelebileceği son nokta bu olsa gerek.

Üstelik tarih Orta Çağ'ı değil 1944'ü gösteriyor. Kendi akıllarınca verdikleri cezadan şu anlaşılıyor:

Güçleri ancak savunmasız ve çocuğuna bir şey olmasından korkan aciz bir kadına yetiyor. Gerçek bir korkaklık örneği!
1
frantz fanon


burası hitler almanyası'nın dresden kenti, tarih şubat 1945, müttefikler bombalamış.

histerik ve egoist milli şovenizmin de azımsanmayacak katkısıyla iktidara gelen faşizmin yine o millete çektirdiklerini gösteriyor.

dün köyleri yakarsın, kenteri yıkarsın, ülkede hangi halkın yaşayıp yaşamayacağına karar verecek yetkide sanırsın kendini, yarın kafana bombalar iner.
2
0 /