erkeklerin kadınlardan zeki olması

laiksavar
reddedilemeyecek gerçeklik. korelasona baktığımızda erkekler en tepedeler. en tepede oldukları gibi en aşağıda da erkekler vardır yine. kadınlar genel olarak ortada konumlanmışlardır.
16
luthien tinuviel
Saçmalıktır. Bu zamana kadar kadınların iş hayatindan uzakta tutulması sebebi ile böyle bir sonuca varmak boş bir fikirden fazlası değildir. Zaten dünyaya pipisi ile bakmayan herkes bu tarz şeylerin ne kadar komik olduğunu göreceklerdir.
realistlaik
okuduğum bir araştırmaya göre kadınlar ergenliğe daha erken girdiği için genç yaşlarda erkeklerden daha zeki oluyormuş ancak erkekler yaşlılığa doğru arayı kapıyormuş hatta fark atıyormuş.

bunama dönemini baz alırsak doğru önermedir.
cigdemgulu
Tarihte kadınlara daha az hatta bazı dönemler hiç eğitim verilmediğini bilmeyen bir şeyler yapmaya çalışan kadınların taşlanmasını​, dövülmesini, öldürülmesini göz önüne almadan yapılan yorumdur. Kadınların eski çağlarda bir şeyler başarabilmek için erkek isimleriyle erkek kılığında çalıştığından habersiz yazar beyanıdır. Tamamen kadın düşmanlığı için açılmış bir başlık. Kadın düşmanı sözlerinize bilimi de alet ederek bir şeyler yapmaya çalışmışsınız ama olmamış.
dreammirror



Einstein'ın beyni üzerinde yaptığı çalışmalarla bilinen, Kanada'nın McMaster Üniversitesi'nden sinirbilimci Sandra Witelson, 1970'lerde yaptığı çalışmalarda erkek çocukların okurken çoğunlukla beyinlerinin sadece bir yarıküresini, kız çocukların ise çoğunlukla iki yarıküreyi de kullandığını buldu. Witelson'un amacı aslında beyindeki cinsiyete dayalı farklılıkları araştırmak değildi. Onun hedefi beyindeki yapısal farklılıkların aklı ve zekâyı nasıl etkilediğini bulmaktı. Ayrıca solakların beyinleri ile sağ ellerini kullananların beyinleri arasında ne tür farklılıklar olduğunu da merak ediyordu. Bu soruların cevabını öğrenmenin tek yolu deneklerin beyinlerinin yapısını belirleyip onları karşılaştırmaktı.

Witelson on yıl boyunca ölümcül kanser hastalarından gönüllü olanların beyinlerini yaşama veda etmelerinden sonra topladı ve laboratuvarda koruyucu sıvılar içinde depolamaya başladı. Hastalar hayattayken yaşamları, alışkanlıkları, fiziksel ve zihinsel işlevleri ve yetenekleri hakkında detaylı bilgi topladı. 1987'ye gelindiğinde Witelson toplam 120 erkek ve kadın beyni biriktirmişti. Onları teker teker detaylı olarak incelemeye başladı. Beyinlerin değişik bölgelerinin hacimlerini ölçtü, gri madde olarak bilinen ve sinir hücrelerinin bulunduğu beyin bölgelerindeki sinir hücrelerinin sayısını, sinir hücreleri arasındaki bağlantılardan oluşan beyaz madde miktarını belirledi. Her bir beyne ait bilgileri topladıktan sonra bu sefer beyinleri birbirleriyle karşılaştırdı. Beyinler arasında farklılıklar vardı. İşin ilginç yanı, farklılıkların tek açıklaması beyinlerin sahiplerinin cinsiyetiydi. Örneğin bir hasta solaksa iki beyin yarıküresini birbirine bağlayan, iki yarıküre arasında iletişim sağlayan korpus kollosum adı verilen yapı daha büyüktü; fakat bu gerçek sadece erkekler için geçerliydi. Kadınlar solak da olsalar, sağ ellerini kullanıyor da olsalar korpus kollosumun büyüklüğü açısından aralarında bir fark yoktu.

Beynin diğer bölümlerinde de benzer bir durum söz konusuydu. Erkekler arasında, solak olanlar ile sağ ellerini kullananların beyinlerinin bazı bölgelerinin büyüklüğü arasında fark varken, kadınlarda böyle bir farklılık yoktu. Witelson beynin değişik bölümlerindeki sinir hücrelerinin sayılarını incelediğinde, kadınlarda beynin dış kısmını oluşturan ve korteks adını verdiğimiz kısımda sinir hücrelerinin birbirlerine daha yakın olduğunu ve bu kısımda erkek beynine kıyasla % 12 daha fazla sinir hücresi olduğunu keşfetti. Witelson'a göre bu fark, kadın beyninin erkek beyninden küçük olmasına rağmen (ortalama bir erkek beyni ortalama bir kadın beyninden % 9 daha büyük) kadınlarla erkeklerin aynı akıl ve zekâ düzeyine sahip olmasını açıklıyor. Ayrıca kadınlarda temporal lobun dil ve kavrama ile ilgili olan bölümlerinde de sinir hücrelerinin daha yoğun olduğu bulundu. Kadınların sözel yeteneklerinin genelde erkeklerinkinden daha gelişmiş olmasının nedeni belki de bu farktan kaynaklanıyor.
Erkek ve kadın beyinlerinin belirgin bir şekilde farklı olup olmadığı hakkındaki tartışma, düzenli bir şekilde gündeme geliyor; bazıları bu farklılıkların fiziksel olarak görülebileceğini iddia ederken, bir başka kesim ise bunu reddediyor. Araştırmalar şu ana kadar, konu hakkında net bir şey söyleyememiş olsa da, yeni bir araştırma bu farklılığın olmadığını savunanların arkasında. Ünlü Neurolmage dergisinde yayımlanan araştırmaya göre fiziksel olarak bir farklılık yok, en azından beynin bir kısmında, hipokampusta.

Bir türün iki cinsi öyle ya da böyle birbirlerinden fiziksel olarak ayrılır ve bu eşey ayrılığı olarak bilinir. Bunun en açık örneği üreme organlarıdır ama bu konuda erkek ve kadın arasında bir sürü farklılık vardır; birçok hayvanın erkekleri aynı türün dişilerine göre çok daha renkli, gösterişli ve çekicidir. Bununla birlikte, erkekler kadınları baştan çıkarmaya çalışan taraf olmaya meyillidirler.
Hipokampusun, kadın beyinlerinde orantısız bir şekilde büyük olduğu ve bunun da kadınların erkeklerden daha dışa dönük bir şekilde kendilerini duygusal açıdan ifade etmeye meyilli olmasını sağladığı düşünülüyordu. Bu araştırma 6000'den fazla kadın ve erkeğin hipokampus büyüklüklerine bakan 76 manyetik rezonans çalışmasının sonuçlarını ve metotlarını değerlendirdi. Bütün beyin hacimlerini inceledikten sonra hiçbir farklılık bulunmadı. Sadece cinsiyet değil, yaş da hesaba katıldığında hipokampus hacimleri herhangi bir farklılık göstermedi.

9