Audrey huxley'in destansı distopyası. İnsanı insan yapan değerlerden arıtıp, düşünmeyen acı çekmeyen daima mutlu bireylerin yaratıldığı, anne baba olmanın pornografik bir öge olarak görüldüğü insan neslinin laboratuvarlarda seri üretimle ürediği bir sistem. Okunması gereken bir roman
cesur yeni dünya
"Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimiz de" bu roman için söylenmiştir adeta. Acı çektiren bir gerçeklik, aptal bir mutluluktan iyidir. Roman boyunca mutluluk mu özgürlük mü, ikilemi tartışılır. Bu ütopyada 1984'teki gibi insanlar baskı altında değildirler. Özgürdürler ama beyinlerini kendi iradeleriyle uyuşturup bu özgürlüğü kullanmayı istemezler. Ki zaten bu özgürlüğü istememek üzere yetiştirilirler. Pek çok açıdan günümüze dair huxley'in orwell'dan daha tutarlı tahminlerde bulunduğunu söyleyebilirim. Ya da 2000ler Türkiye'si bu ikisinin karışımı galiba. Kafka'nın deyişiyle, "okuyunca kafaya düşmüş tuğla etkisi yapan", çarpan bir kitaptı.
Özgürüz ikimiz de" bu roman için söylenmiştir adeta. Acı çektiren bir gerçeklik, aptal bir mutluluktan iyidir. Roman boyunca mutluluk mu özgürlük mü, ikilemi tartışılır. Bu ütopyada 1984'teki gibi insanlar baskı altında değildirler. Özgürdürler ama beyinlerini kendi iradeleriyle uyuşturup bu özgürlüğü kullanmayı istemezler. Ki zaten bu özgürlüğü istememek üzere yetiştirilirler. Pek çok açıdan günümüze dair huxley'in orwell'dan daha tutarlı tahminlerde bulunduğunu söyleyebilirim. Ya da 2000ler Türkiye'si bu ikisinin karışımı galiba. Kafka'nın deyişiyle, "okuyunca kafaya düşmüş tuğla etkisi yapan", çarpan bir kitaptı.