adem

valonqar
İlk insan. Tanrı tarafından top­raktan (İbr. adama) yaratılmış ve burnuna Tan­rı'nın yaşam soluğu üflemesiyle canlanmıştır (Yar.2:7).

Kutsal Kitap'ta Adem adı hem ilk insanı hem de genel olarak insanlığı temsil etmektedir. Bütün insanlığın ortak atasıdır. Tanrı'nın suretinde, Tanrı'ya benzer olarak yaratılmış (Yar.1:26) ve yaşam soluğunun Tanrı tarafından burnuna üflenmiş olması, Adem ile Tanrı arasında diğer yaratıklardan farklı özel bir ilişki olduğunu gösterir. Adem'in yalnız yaşaması Tanrı tarafından uygun bulunmadığı için (Yar.2:18), Tanrı ona eş olarak Havva'yı yarattı (Yar.2:21-23). Her ikisi birlikte Tanrı'nın temsilcisi olarak yeryüzünde egemenlik sürmekle görevlendirilmişlerdi (Yar.1:28-30). Bütün diğer yaratıklardan üstün bir konumda bulunuyorlardı ve Tanrı'nın yarattıklarını korumakla, yönetmekle yükümlüydüler. Çevrelerindeki her türlü bitkisel besini yiyebiliyorlardı, yalnızca Tanrı yasakladığı için 'iyiyle kötüyü bilme ağacından' yiyemiyorlardı (Yar.2:17). Tanrı, Adem ve Havva'nın mutlu bir yaşam sürdürmesi için gereken ortamı sağlamıştı. Onlara özgür irade vermişti ve sahip oldukları bu irade ile sözünü yürekten dinlemelerini bekliyordu.

yılan görüntüsündeki şeytan (Va.12:9), Hav­va'yı aldatarak Tanrı'ya baş kaldırıp sözünü dinlememesine yol açtı. Adem de Havva gibi kendi seçimiyle Tanrı'nın yasağına karşı gelerek günah işledi. Bunun sonucunda her ikisi de bulundukları Aden bahçesinden çıkarıldılar (Yar.3:1-24).

Adem ile Havva'nın Kayin ve Habil adlarında iki oğulları oldu. Kayin, kardeşi Habil'i öldürdükten sonra üçüncü oğulları Şit dünyaya geldi. Kutsal Kitap'ta Adem'in 930 yıl yaşadıktan sonra öldüğü yazılıdır (Yar.5:5).

Adem ile Havva, ilk insanlar olmalarının yanı sıra dünyaya günahın ve ölümün girmesine neden olan kişilerdir. Onların günahı ile insanlık dinsel açıdan kirlenmiş ve günah işleme eğilimi kalıtsal olarak sonraki bütün kuşaklara geçmiştir (Rom.5:12-17; 7:13-25). Yine de Tanrı, insanlığın bu günahlı durumda kalmasını istememiş ve yeni bir başlangıç tasarlamıştır. Bu başlangıç, İsa Mesih'in yeryüzündeki yaşamı, ölümü, dirilişi ve göğe alınışını içeren hizmeti ile gerçekleşmiştir. İsa Mesih'e iman eden herkes 'yeni bir yaratık' olur (2Ko.5:17). Bu nedenle İsa 'ikinci adem'
Olarak adlandırılır (Rom.5:14-15; 1Ko.15:22,45).
miractanyuvarlananninja
İbrahimi dinlere göre insanlığın atası ve yaratılan ilk insan. Rivayete göre de Adem'in eşi ilk yaratılan kadın havva değil lilith'dir lakin bu başlığın konusu dışında kalacağı için burada noktalıyorum.
fuckyousystem
İlk insan diye tanımlanan adem İslam'da ve hıristiyanlıkta başta olmak üzerede olsa yaradılış olarak anladılan hikayesidir ama bilimsel evrim olarak ilk insan diye bir şey yoktur.
kargalı karga paşa
Adem Kur'an'a göre ilk insan değildir. (bkz:Bakara 30/34) bilgi ve öğretilere vakıf olan ilk varlıktır. Kur'an'a bakıldığında adem yaratılmış olanların var olanların içerisinden seçilmiş olandır. Detaylıca incelendiğinde Kur'an da yaratılan ilk insan olduğuna dair bir ifade yer almaz.

valonqar
hakkında bazılarının "yalan, uydurma, sözde peygamber" dediği kişi. evet bunu anlıyorum ve anlayışla karşılıyorum. çünkü inanmıyorsun ki bu gayet normal.

ama bazıları var ki ne desen boş. "kadının sözünü dinlediği için cennetten kovulmuş." madem okumadım yaratılış'ı, ben burada sana anlatayım güzelce. ki başka yerde söyleme bunu. uzun bir yazı olacak. umarım okursun sevgili kardeşim. pek sanmıyorum ama.

Diyelim ki bir çocuğunuz olacak. Çocuk daha doğmadan önce ona mükemmel bir oda hazırlarsınız. Ayıcık resimli perdelerden tutun, minik tırnak makaslarına kadar her şeyi alırsınız. Hiçbir şey eksik bırakmazsınız. Tabii ki doğum en kaliteli hastanede gerçekleşir. Sonra kendisine en şık elbiseleri alırsınız. Büyüdükçe tüm ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılarsınız. Onu iyi okullarda okutursunuz ve kendini geliştirmesi için her türlü imkân da sağlarsınız. En önemlisi çocuğunuzu bütün yüreğinizle seversiniz ve zamanla aranızda çok kuvvetli bir bağ oluşur. Çocuk tüm dertlerini sizlerle paylaşır ve hep sözünüzü dinler.

Yıllar geçer ve lise dönemi başlar. Olan olur, çocuğunuz lisede yaramaz gençlerle takılmaya başlar ve huyu suyu değişir. Karşınızda ayıcıklı perdenin altında yatan, baktıkça bakmak isteyeceğiniz o çocuk yoktur. Bu durumu düzeltmek için elinizden geleni yaparsınız ve çocuğunuzu sık sık uyarırsınız. -allah sevgidir adlı kitaptan alıntı-

öncelikle allah, adem ve havva'yı uyardı. "şu ortadaki ağacın meyvesinden yemeyeceksin. yersen ölürsün" diye. ardından şunlar yaşandı: “RAB Tanrı‟nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten
"Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin" dedi mi?" diye sordu. Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı, ama Tanrı, "Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz"” dedi. Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, “çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.” (Yaratılış 3:1-7)

Mesele belirgin bir meyveyi yiyip yememek değildi; asıl mesele itaat ve sadakat sınavıydı. Doğal olarak Tanrı, insanların Kendisine güvenip tapınmalarını istiyordu, fakat daha da önemlisi bunu kendi özgür iradesi ile yapmalarını arzuluyordu.

Dikkat edersek Havva'nın bu günahı tek başına değil kocası Adem'le birlikte işlediğini fark edebiliyoruz. Hemen bunun ardından ikisi çıplak olduklarını anladılar, yani ilk masumiyetlerini ve kutsallıklarını yitirdiklerini hemen fark ettiler. Bir anda suçluluk duygusu oluverdi. Sonra kendilerine önlükler yapıp çıplak bedenlerini örtmek istediler. Esas ayıplarını ört pas etmek için çözümler uydurmaya çalıştıklarını görüyoruz. Aslında o günden bu yana insanlar hep günahlarını örtecek ve gururlarını koruyacak çareler peşindedirler, ama bunların hiçbiri işe yaramıyor. çünkü kendi gücümüze dayalı yöntemlerle içimizdeki günahı örtmek ya da ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bölümün devamındaysa günaha bulaşmış Adem ve Havva'nın Tanrı'yla karşılaşmalarını okuyoruz. yani adem, karısına uyduğu için değil o ağaçtan yediği için cezalandırıldı. zira tanrı, yedikleri takdirde neler olacağını adem'e bildirmişti.

yine bunu okuyup "güzel masalmış" diyenleriniz olacak, deyin, deyin ama bilip bilmeden de konuşmayın.