yeni er

pencere
yeni er

savaş çıkmıştı
orduya aldılar onu
tüfek verdiler
mermi verdiler
süngü verdiler
bomba verdiler
gaz maskesi verdiler
tanımadığı adını bilmediği
bütün gereçleri verdiler
dağ başında gözcüydü o
aşağıda ırmak sanki bir gelin-
sanki bir kuş - yeryüzünde akan bir kuş
orman koyu yeşil - yeşil - açık yeşil
sanki bilgeler arası çağsal toplantı
ki mavi söylencelere benzemektedir
yarısı görünen göl
işte başaklar sallana sallana
sürezi yenilemekte evrensel bir devinim
hepsi bir severlik içinde sessiz
ötelere ulaşmaktadırlar kendi varlıklarından
baktı yeni er üstüne başına mırıldandı:
peki niye
bunca güzelliklere karşı
böylesine çirkin giyinmek

fazıl hüsnü dağlarca